2020’ye Neleri Ertelediniz?

Her yeni yıl insanda bir çoşku, heyecan yaratır. İnsan canlısı, yeni gelen yılla beraber hayatında birçok değişiklik yapma planları kurar.

Umut yaşama bağlar insanı, diri tutar.

Öte yandan insan biyolojik olarak birçok şeyi erteleme yatkınlığındadır. Beyne yönelik yapılan araştırmalar, bu muhteşem virtüözün toplam vücut enerjisinin %20’sini kullandığını gösteriyor. O zaman bu kadar çok “yakan” bir makinenin yakıtını mutlaka iktisatlı kullanmalı. Sekiz silindirli bir araba alan da onu her gün kullanmamaya özen gösteriyor, hem sarfiyatından, hem eskimesinden çekindiği için. Yalnız beynimizin bundan farklı bir özelliği var, kullandıkça gelişiyor. Çok sevdiğim bir benzetmeyle, “beyin paraşüt gibidir, açılmadan kullanılmaz.”

Hem istek ve şevkle yeni yılı beklerken hem de büyük bir umursamazlıkla harekete geçmiyoruz. O zaman farklı bir şeyi mi denesek acaba? Mesela, yılbaşını beklemeden yapacaklarımıza başlasak? Hemen diyete başlasak, hemen spora başlasak, mesela yarın sabah, hatta şimdi. Hemen sigarayı bıraksak, hemen birikim yapmaya başlasak, nefis olmaz mı? Düşüncesi bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor.

Her yılın başında bir de “SWOT” analizimizi yapsak mesela?

Benim, güçlü, zayıf yanlarım neler, yeni yılda benim için fırsatlar ve tehditler neler olabilir? Fırsatları nasıl değerlendirebilir, tehditlerden nasıl kaçınabilirim?

O güçlü kaslarımı nasıl daha iyi kullanabilir, zayıflıklarımı en azından ortalamaya nasıl getirebilirim diye düşünsek, planlasak nasıl olur?

Bununla beraber bir de harekete geçsek muhteşem olmaz mı?

Sanki tadından yenmez bir yıl olur o zaman 2020.

Yıllar geçti ve biz halının altına kim bilir neler süpürdük. O çok gitmek istediğimiz yerlere gitmeyi ertelemedik mi? Sohbetine doyamadığımız dostlarımızı görmeyi ertelemedik mi? Doya doya kitap okumayı, sevdiklerimize sımsıkı sarılmayı ertelemedik mi? Oysa yüzyıllar öncesinden bir güneş gibi parlayan Şems dememiş miydi “Sakın geç kalmayasın, her insan ölecek yaşta.”

İnsan çoğu zaman ölümlü olduğunu unutuveriyor. Sanıyor ki, et, kemik ve kandan oluşan bu varlık sonsuza dek yaşayacak. Aslında hücre, ölümsüzlüğü istiyor ancak bunun mümkün olmadığını akıl içten içe biliyor. Olsun diyoruz, var daha zaman istediklerimizi yapmaya. Vaktim var diye avutuyoruz kendimizi.

Mesleğim sebebiyle farklı meslek gruplarından insanlarla çalışıyorum. Arada hayallerini, hedeflerini soruyorum. Eğitimi Türkiye ortalamasının oldukça üstünde olan bir sürü insanın  gelecek hayallerinin olmamasına öyle şaşırıyorum ki. Gencecik insanlarımızın umutlarını ülke olarak söndürmüş olmak beni üzüyor. Sık sık şunu duyuyorum, “Seneye ya da daha sonra inşallah.” Arap Yarımadasında çokça kullanılan bir söz varmış: “Bukra İnşallah (Yarın İnşallah)”

Hayatımız “Yarın İnşallah”la geçiyor, plan yapıp hareket geçmediğimiz sürece bu devam edecek gözüküyor.

Benim minik önerim ise şu: “2020’ye inşallah” değil, her ne yapacaksak, hemen şimdi başlayalım.

Şems’in sözünü her daim hatırlamak gerek: “Her insan ölecek yaşta.”

2020 güzelliklerle dolu harika bir yıl olsun hepimiz için.

Anıl Akın

Önceki İçerikEtkili İnsanların 7 Alışkanlığı, 4. Alışkanlık “Kazan-Kazan” Şeklinde Düşünmek
Sonraki İçerikBuffalo 66 (1998): Kahverenginin Hüzünlü ve Hırçın Hali
Anıl Akın
“Eğitmenlik, danışmanlık ve koçluk yapan Anıl, uzun yıllar kurumsal hayatta çalıştıktan sonra yeni ufuklara yelken açtı. Hayat boyu öğrenci olmayı, paylaşmayı, üretmeyi çok seviyor. İTÜ Çekirdek bünyesinde yeni girişimlere mentörlük yaparken, gönüllü faaliyetlerde bulunmayı da ihmal etmiyor. Vazgeçilmezleri; ailesi, ülkesi, değerleri”