25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

Şiddet gökten zembille mi indi ya da şiddeti hanelerimize leylekler mi getirdi?

Avazımız çıktığı kadar, yer gök inleyene, duyanlar duymayanlara duyuruna kadar HAYIRRRRRRRR.

Şiddet öğrenilen ve davranışlar yoluyla bir sonraki nesle kolay biçimde aktarılabilen bir kötülük halidir.

Şiddet hem ruhsal hem de fiziksel olarak insanın bütün haklarını ihlal eden, insanı kapana kısılmış, hücreye atılmış gibi çaresiz, suçlu, aciz, üzgün ve mutsuz hissettiren bir kötülüktür.

İnsan bilmediği tanımadığı kişilere güvenmez dolayısıyla onlardan gelecek kötülüklere karşı da kendini koruma altına alabilir ama insan sevdiği, güvendiği, koşulsuz teslim olduğu kişilerden gelecek olan kötülüğe karşı oldukça savunmasızdır ve ne yazık ki insanları en çok güvendikleri ve sevdikleri hançerlerler.

İnsanlar en büyük yaraları sevdiklerinden alırlar.

Aile içi şiddet güvendiklerinizden hem ruhunuza hem de fiziğinize aldığınız acı dolu darbelerdir, darbeleri vuran da darbelere maruz kalan da hane içerisinde yaşadığı çocuklarına, kardeşlerine, eşlerine şiddeti uygulamayı ve mağdur olmayı öğretir.

Ne yazık ki şiddet aile de öğrenilir ve aile bireyleri yoluyla altsoylara acı verici şekilde aktarılır.

Kadınların bıçakla ve silahla yaralanması şiddetin ölümcül boyutudur ve çoğu zaman hayatın sona erdiği ya da ölümcül darbeler ile kadınların sakat bırakıldığı, uzuv kayıplarının olduğu son noktadır.

Şiddet nedeniyle hayatını kaybeden hiçbir kadınımız ansızın öldürülmedi.

Karşı koyulmayan şiddetin gittikçe artan ve dur demezse sürekli, artarak devam eden bir döngüsü vardır.

Evin içerisinde de kapıların çarpılması, yüksek sesle konuşmak, bir konuşma sırasında karşıdakinin üstüne doğru yürümek fiziksel temasta bulunmadan gövde gösterisi yapmak fiziksel şiddetin unsurlarındandır.

Bir birey olarak süregelen ilişkileriniz içerisinde saygı ve güzel bir üslupla konuşmak istediğiniz bir konu olduğunda telefondan engellenmek, telefonun yüzünüze kapatılması, sosyal medya hesaplarınızdan engellenmek psikolojik şiddettir.

İstemediğiniz halde cinsel birlikteliğe zorlanmak ve istenmeyen davranışlara maruz kalmak, birliktelik sonrası duygusal paylaşımda bulunmaktan korkmak cinsel şiddettir.

Eşiniz ya da partneriniz tarafından size verilen küçük miktarda paraların ya da kadın olarak kazançlarınızın sistematik olarak sorgulanması ekonomik şiddettir.

Kilonuz, bedeninizin bazı bölgeleri, saç renginiz ya da hassas olduğunuz kişilik özelliklerinizin sizi yaralayacak şekilde ifade edilmesi psikolojik şiddettir.

Tüm bunlarla birlikte öfke çok normal bir duygudur fakat öfke kontrolsüzlüğü ve karşıdakine zarar verme davranışı tehlikeli bir sinyaldir. Lütfen öfke problemi yaşayan insanlarla ilişkinizin başındaysanız bu kişilere sağlıklı sınırlar koyunuz.

Bahsettiğimiz tüm şiddet örneklerinin şiddetinin son ve ölümcül noktası için birer sinyal olduğunu unutmayınız.

ŞİDDETİN DÖNGÜSÜNÜ ŞİDDET UYGULAYAN KIRMAZ, ŞİDDETE ANCAK ONA MARUZ KALAN DUR DİYEBİLİR.

ŞİDDETE DUR DİYEMEDİĞİNİZ HER NOKTADA, ÇOCUKLARINIZIN BUNU AİLE BİREYLERİNDEN ÖĞRENEREK BİR GÜN ŞİDDET UYGULAYAN YA DA ŞİDDET MAĞDURU OLMA RİSKİNİ UNUTMAYINIZ.

AYSUN ERKAN

Psikolog

 

Önceki İçerikKadın ve Kelebek Etkisi / Söyleşi ve Sergi
Sonraki İçerikEtkinlik Merkezi Kültür 365 Suadiye’de Açıldı