Bu sabah akıllı bıdık telefonumdaki mesajların ve elektronik posta kutusunun sağ üst köşesinde, rakamlar saniyede üç beş artarak ekranın ışığını harekete geçiriyorlardı. Bilmediğim acil bir durum mu var diye düşünmeden edemedim. Meğerse kozmetik, zücaciye ve tekstil firmaları günün anlam ve önemine uygun indirim oranlarıyla yarışa geçmişler.
Hadi bakalım bu gün nasıl geçecek diye düşünürken, köşede çiçek satan teyze bile yoldan geçen her erkeğe “bugün kadınlar günü, özel buket hazırladım abim” diye sesleniyor. Ah bu Kapitalist sistem, bize daha ne oyunlar oynayacaksın?
Her salı olduğu gibi İstanbul Oyuncak Müzesi’nde Yasemin Sungur’la Kitap İle Sohbet’teyim. Bugün konumuz “Şiirler ve Şarkılarla ile Adım Kadın“ ve “Anlamda Türkiye’de Kadın Olmak.” Çok özel konuklarımız ve konuşmacılarımız var; keza mevzu derin. Sohbetiyle ve şiirleriyle olduğu kadar şarkılarıyla da bize eşlik eden Mehtap Meral ve Türkiye’de ki tek kadın akordeon sanatçısı Özge Metin.
Konuşmacı kitapdaşlarım ise Hoş Geldin Kadınım ile Filiz Temizel, günün anlam ve önemine dair bir konuşma İlknur Karapolat’tan; rakamların dilinden anlayan Alev Türkkan, endüstrileştiremediklerimizden Zeliha Dağhan, şiddeti dört ayrı parçaya bölerek konuya derinden giren Didem Yeşim Pektok ve her zaman olduğu gibi – bu sefer Lilith efsanesiyle- konuya farklı bakış açıları kazandıran Oktay Valunya. Konu kadın, konuşmacılar kitapdaşlar olunca, ortaya keyifli bir sohbet çıktı. Sohbetimiz Şiirler ve şarkılarla süslendi.
Sohbetten satır başları şöyleydi:
Kadın olarak doğulmaz, kadın olunur.
Kadın ya da erkek, kimliklerimize sahip olmayı başardıktan sonra insan olabiliriz.
Sihirli bir kelime “Lütfen” hayat kurtarır.
Kadın ve erkeğin eşit olduğu tek nokta nüfus dağılımı.
Her 8 Mart’ta emekten önce şiddet vurgulanıyor.
Dünyada 130 ülkedeki kadınlar Türkiye’deki kadınlardan daha fazla hakka sahip bulunuyor.
Adem’in ilk karısı Havva mı Lilith mi?
Aile içinde değersizleştirilen ve en çok şiddet gören kişi kadın.
Ölüme giden yolda ilk adımlar evde duygusal şiddetle başlıyor.
Dilerim 8 Mart, kendi gücümüzü konuştuğumuz bir güne dönüşsün.
“8 Mart kutlanmalı mı? Bu soruyu çok soruyorum” diyor Yasemin Sungur.
“Kutlansın tabii, yaşamdaki her güzel şey kutlansın. Asıl yapılması gereken mesele 8 Mart mücadelesini başlatan kadınların ruhundan uzaklaşmadan insan olmak yolunda kadınların mücadele geleneğini kutlamalıyız ki onlar bize bunu armağan etmişler. Ve biz kadınlar hem kadınlarla hem de erkeklerle birlik içinde olmalıyız, dayanışma içinde olmalıyız.”
Bu güzel güne şiirle başlamıştık şarkıyla bitirdik.
Tüm kadınların, dünya işçi ve emekçi kadınlar günü kutlu olsun.
Hüma Oktay
Sen çok deniz aştın mart güneşi
Çok toprak ılıttın
Ekinlere kımıl düştüğünde
Duymadın mı çığlıkları
Soğuk vurduğunda meyveleri
İniltileri
Sözcükler boğuyor beni
Sen çok kadın gördün mart güneşi
Savaşta direneni, işkencede öleni
Rosa Lüksemburg’un moraran bedenini
Karadeniz’de kum çekenleri
Ağ örenleri
Sarı sıcakta pamuk toplayanları
İncir işleyenleri
Tarlada tezgâhta doğuranları
Sözcükler yetersiz, sözcükler katı
Sen çok ülke gördün mart güneşi
Sen çok kadın gördün
Yoldaşlarıyla grev yapanları
Eşitlik türküsü çağıranları
Dur ve tanığım ol şimdi
Dur ve tanığım ol mart güneşi
Hindistan ekmeğiyle besleniyor Amerikan bifteği
Kokakolayla vuruluyor Afgan bebekleri
Dur ve tanığım ol
Kutlarken 8 Martı dünya kadın emekçileri
Söz veriyorum
Tüm dünyada ödenene kadar alın teri
Susmayacağım
Sözcükler boğsa da beni
Sennur SEZER