Yasemin Sungur’la bir Yazar ile Sohbet etkinliği 8 Kasım Salı günü Kitap ile Sohbet’in 277.buluşmasında Oyuncak Müzesi’nde Dr. Özgür Bolat’ın “Beni Ödülle Cezalandırma” kitabı üzerine gerçekleşti.
Yasemin Sungur yönetiminde fayda yüklü bu sohbette Özgür Bolat bize; en değerli varlıklarımız, geleceğimiz çocuklar ile iletişimde doğru bildiğimiz yanlışları fark ettirdi. En çok da değersizlik duygusu üzerinde durdu.
“Annenin değersizlik duygusu varsa çocuğunu ödülle, övgü ile koşula bağlı sevgi ile bağımlı hale getirir. İşte bu yapay sevgidir.”
“Bireyde değersizlik varsa doğru kimlik oluşmaz. Sevgiyi hak etmediğini düşünür ve almak istemez.”
“Değersizlik duygusu olan insanlar kendi engellerini kendileri yaratır. Sevgiyi alamazlar ve güç, para, acındırma, kendini övme yolu ile koruma mekanizmaları devreye girer.”
Eğitim sisteminin eksikliklerinden, yapılan hatalardan da bahsettiği konuşmasında iyi niyetle söylediğimiz kelimelerin arkasındaki gizli mesajları gösterdi.
“Çocuk istediğimiz bir şeyi yapmıyorsa öncelikle o şeyi kendimiz için mi çocuk için mi istiyoruz diye sormalıyız.”
“Gurur duyuyorum derken dikkati olun. Hangi durumda bunu söylüyorsunuz. Hak ettiğinde ise bu bir yanlış.”
“Çocuğun kendini iyi hissetme kapasitesine dokunmak lazım. Duygularına hitap edin. İster sözlü isterse susarak.”
“Talep edilirse tavsiye verin”
“Annenin çocuğa yüklediği sorumluluk sonrasında (yemeğini yemezsen üzülürüm gibi) çocuğun kendi duygularını başkalarında aramasına sebep olur ki sorumsuz toplum böyle oluşur.”
“Aferin” çocukların gözünde anne babaların onları başından savmak için kullandıkları bir söz olarak algılanıyor.”
“Başarı gelişimin önüne geçerse, öğrenme yetersiz olur.”
“Çocuklar ile yapılacak hobileri yarışmasız, rekabetsiz bir hale getirmeli.”
“Çocukları “iç kaynak yaratmak, istediğim etki” bakış açısı ile yönlendirmeli”
“Sana güveniyorum” demek tek başına yeterli değil. Bunun yanında ailenin vereceği destek mekanizması da önemli.”
“Türkiye’de en büyük sorun çocuğu güçsüz görme”
Çocuk yetiştirmek adına kesinlikle aydınlandığımız iki saat geçirdik. Sorulacak o kadar çok soru vardı ki zaman dar geldi. Bu kitap sadece çocuklarımız için değil, hepimizin görünmeyen yaralı duygularına değdi.
“Biz kollektivist bir toplumuz. Hiyerarşi çok yüksek. Hiyerarşinin olduğu yerde sevgi yoktur. Güç vardır, korku vardır. Hiyerarşi yüksek ise birey ölür. Birey ölürse, sevgi ölür!”
“Tek başına mutlu ol(a)mayan iki kişiyle de mutlu ol(a)maz.”
“Mutlu ailelerde sevgi sayılı bir şey değildir.”
“Sevgi ilişkisi kurulacağı bir yerde saygı kurmaya çalışıyorsak orada sıkıntı var.”
Ve daha nicesi bu sohbette konuşuldu, tartışıldı. Beni Ödülle Cezalandırma kitabı çok geniş araştırmaların bir araya getirildiği çocuk yetiştirme adına rehber niteliğinde bir kaynak. Muhakkak okunmalı, kütüphanemizde olmalı.
Özgür Bolat’ın etkileyici söyleşinin son sözü de bir o kadar vurucu idi;
“Sahip olmak istediğiniz çocuğu değil, sahip olduğunuz çocuğu yetiştirin.”
Sevgiyle, bilgiyle, kitapla kalın…
Alev Türkkan