Genç kız kucağında iki koluyla sarmış olduğu kocaman kıpkırmızı bir kalp ile büyük şehrin kalabalık caddelerinde dolaşmakta ve rastladığı herkese kocaman kalbini sunmaktadır. Kâh bir köşe başında bekler sabırla, kâh metroda, belediye otobüsünde dikilir. O kocaman kıpkırmızı kalbi birileri fark edip sevgisine karşılık verir belki diye… Gün ilerleyip akşam karanlığı çöktükçe genç kızı o halde görenler, büyük ihtimalle “Aklından zoru var herhalde”, “Gizli kamera şakası falan mı bu?” diye düşünerek garip bakışları ile uzaklaşırlar. Herkes had safhada meşguldür, herkesin acelesi vardır. Kimsenin kendisine sunulan bir gülümsemeye karşılık verecek kadar bile zamanı yoktur. Bu arada kızın elinde taşıdığı kocaman kalp de geçen her saat küçülmektedir. Genç kız büyük bir umut ve sevgiyle insanlara “merhaba” diyerek ve gülümseyerek sunar sevgisini… Kimi onu elindeki koca kalple dükkanına almamakta, kimi taksisine kabul etmemektedir. Ama gece olup da o hep beklediği sevgiyi ya da en azından sevgisinin kabul edilişini, tüm selamlarına karşılık bir sıcak “merhaba” bile göremeyince ellerinde artık küçüle küçüle minicik kalmış kalp ile evinin yolunu tutar hayal kırıklığı içinde…
Bir gece yine yorgun ve üzgün bir şekilde, küçük kırmızı kalbiyle bir köşe başında kalakalmışken, oradan geçmekte olan bir genç adam tedirgin şekilde yaklaşır kendisine:
– O senin kalbin mi?
– Evet.
– Ne kadar da büyük…
– Daha önce çok daha büyüktü…
Yoluna devam edip etmemekte kararsız kalan genç adam, kızı bir kahve içmeye çağırır. Kız önce inanamaz bu teklife… Sonra birlikte bir kafede çok güzel birkaç saat geçirir, içlerini yepyeni duyguların ısıtmasına izin verirler. Genç kız evinin kapısından girerken çok güzel zaman geçirdiğini söyleyerek teşekkür eder adama ve adam “tekrar görüşürüz” diyerek köşeyi döner ve gözden kaybolur.
Ertesi sabah genç kız yine kocaman kıpkırmızı kalbi ile evden çıkarken yüzü her sabahki gibi gülümsemekte, kalbi yepyeni sevgilerin umudu ile yine güçlü çarpmaktadır. Tam o sırada köşeyi dönmekte olan adam kızın evden çıktığını ve elindeki kocaman kalbi görür.
Genç kız onu fark etmemiştir. Birden ortaya çıkıp “merhaba” demekle oradan uzaklaşmak arasında kararsız kalan genç adam, kız kendisini göremeden oradan uzaklaşmayı tercih eder…
Belli ki bu kadar sevgi onu korkutmuştur.
Ve genç kızın umut dolu yolculuğu bir başka yorgun geceye dek sürer gider.
İzlediğim bir müzik klibinin hikayesidir yukarıdaki. İçimizde barınan en olağanüstü duygu olan sevgiyi tüm varlıklarla en doğal haliyle paylaşabildiğimiz ve bize sunulan sevgilerin değerini de bilebildiğimiz bir yaşam dilerim…
Hayata iyi bakın.
https://www.youtube.com/watch?v=rdlvPe959Ck
Sevgilerimle.
