Buluşmalar, Sohbetler ve Niyetler

Dün çok sevdiğim bir arkadaşımla buluştum. Her buluşmamızda sohbetimiz pek keyifli olur ve farklı konularda konuşur, besleriz birbirimizi. Sohbetimizin bir yerinde bir şeyin olması ya da olmaması için zorlanmak ve kendimizi zorlamaktan bahsettik. O anda üzerinde anlaştığımız konu; zorlamak veya zorlanmak bizi istediğimiz yola sokmaz, farkında olduğumuz anda yapmalıyız, yapmaya devam etmeliyiz deyip şimdiki zamanın gücünü ifade ettik.

Sonrasında akşam aşağıdaki bu yazı aklıma geldi, ilham vermesi dileğimle sevgiyle paylaşıyorum…

kendini-anlamak-marti

Erdemli kişinin “pişmanlıklarımdan kurtulayım” diye niyet etmesine gerek yoktur. Kişi erdem geliştirmeye başladığında pişmanlıklar kendiliğinden yok olur.

Pişmanlıklarından kurtulmuş bir kişinin “halimden memnun olayım” diye niyet etmesine gerek yoktur. Kişi pişmanlıklardan kurtulduğunda halinden memnuniyet kendiliğinden doğar.

Halinden memnun olan insanın, “neşeli olayım” diye niyet etmesine gerek yoktur. Kişi halinden memnun olduğunda neşe kendiliğinden doğar.

Neşeli olan bir insanın “bedenim huzurlu ve rahat olsun” diye niyet etmesine gerek yoktur. Kişi neşeli olduğunda huzur ve rahatlık kendiliğinden doğar.

Huzurlu ve rahat olan insanın “içsel mutluluğa ulaşayım” diye niyet etmesine gerek yoktur. Kişi huzurlu ve rahat olduğunda içsel mutluluk kendiliğinden doğar.

Mutlu olan kişinin “samadhi’ye (derin bilinç hali) gireyim” diye niyet etmesine gerek yoktur. Kişi içsel mutluluğa ulaştığında samadhi kendiliğinden doğar.

Samadhi’ye giren kişinin “olguları gerçekte oldukları haliyle göreyim (bilgeliğe ulaşayım)” diye niyet etmesine gerek yoktur. Kişi samadhi’ye girdiğinde olguları kendiliğinden gerçekte oldukları haliyle görür.

Budha

Alıntıyı Cem Şen‘in facebookta yaptığı bir paylaşımından aldım.

 

Önceki İçerikGezginin Rotası: Almanya’nın Romantik Yolu
Sonraki İçerikOkurun Gözünden: Joseph Murphy’den “Bilinçaltının Gücü”
Yasemin Sungur
Yıllar önce okul dönemimin bittiğini söyleseler de ben hayatın tutkulu bir öğrencisi ve seçip aldıkları, özünden kattıkları ile sen izin verirsen ben bir rehber. Ben bir Özgür Martı. Ben bir düşleyen. Kanatlarım ile gelişime, paylaşıma ve değişime keyifle uçarım. İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ulaşmak için MartiDergisi.Com’u uçurdum. Şimdi hep birlikte uçuyoruz. Kitapdaşlarımla birlikte Kitap ile Sohbet ederim ve onları İstanbul Oyuncak Müzesin de baş konuk olarak ağırlarım. Oyun oynamayı bırakmadım. Hayatı kelimeler ile anlatmayı, yazmayı ve onların büyüsüne kapılıp Yaz(ı) Kamplarımı keşfe dönüştürmeyi bilirim. Harekete Geçmeyenleri enerjimle uyandırırım. Sevgiyle nefes alıp, şiirle güne başlarım. Aşk ile Can oğlum ve Ceren kızımla, evrende hayat bir başka güzel. Şükür...

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz