Nesin Matematik Köyü Macerası

Şirince’deki Nesin Matematik Köyü’nü bundan yıllarca önce kızını buraya gönderen bir arkadaşımızdan duymuş hem şaşırmış hem de heyecanlanmıştık. Oğlanlar o zaman küçüktü ve bizim Köyü deneyimleyebilmemiz için bir süre beklememiz gerekiyordu.

Sonunda ilk defa bundan 3 yıl önce, açıkçası biraz da zorlayarak büyük oğlanı Köye, liseler için düzenlenen yaz okullarından birisine gönderdik. Köye başvuru aşamasından itibaren ilk dikkatimi çeken, tamamen öğrenciyi muhattap alan yaklaşımları olmuştu. Başvuruyu kendilerinin bizzat yapmasını bekliyorlar, sonrasındaki yazışmaları da yine öğrencinin kendisiyle yürütüyorlardı (hâlâ da öyle). Tahmin edersiniz ki gitmeye çok hevesli olmayan bir genç için bu bile başlı başına bir deneyim…

Emre’nin 2 hafta sonunda müthiş kazanımlarla geri dönmesi ve gitmiş olmaktan dolayı duyduğu mutluluk ne kadar doğru bir karar ve yer olduğunu kanıtlamıştı.

Aradan 3 yıl geçtikten sonra, bu yaz, bu sefer de küçük oğlanın aynı deneyimi yaşamasını istedik. O fazla itiraz etmedi çünkü abisinde bu itirazların pek de işe yaramadığını görmüştü. Ayrıca abisinin yıllardır anlattığı Köy hatıraları, onda bir heves de yaratmıştı sanıyorum.

Matematik Köyü başvuruları kış aylarında açılıyor ve büyük bir hızla da kapanıyor çünkü talep çok… Hemen başvurmuş olmamıza, daha doğrusu Kerem’in başvurmasına rağmen (evet dediğim gibi muhattap sadece öğrencinin kendisi) bir süre yedekte beklemesi gerekti ve sonunda Ağustos ayındaki istediği programa yerleşti.

Bundan iki hafta önce Köye bırakmaya gittiğimizde alıştığımız bir durumla karşılaştık. Kayıt işlemlerini de öğrencinin kendisi yapması gerekiyordu. Kayıtları alan genç arkadaş, heyecanlı ve biraz da endişeli anne-babalara kibarca “geride beklemelerini, sadece öğrenciyle görüşeceğini, kendileriyle bir işi olmadığını” söylediğinde, içimden “Köye hoş geldiniz” dedim gülümseyerek.

Kayıt işlemlerini hallettikten sonra, Kerem “siz gidin gerisini ben hallederim” dedi. Ama heyecanlı ve biraz tedirgindi tabii… Ben ise en zorunun ilk gün olacağını, sonrasının çok keyifli geçeceğine emindim.

Ve bu Pazar 2 haftalık programı bitti. Kendisinin baştan tahmin bile edemediği kadar harika bir 2 hafta geçirdi. Zaten 3.günden sonra bizi hiç arayıp sormamasından anlamıştık her şeyin fazlasıyla yolunda olduğunu.

Köyde hayat çok erken başlıyor. 06.30’da uyanıyorlar. Yaz tatili için iddialı bir saat kabul etmek lazım. Gün içinde 8 saat matematik görüyorlar. Okulda 2 saat matematiğe dayanamayan çocukların, yazın en güzel zamanında, bir köyde 8 saat matematiği seve seve öğrenmeye çalışmalarının ardında yatan birçok etken var mutlaka ama ben en önemlisinin Köyde yaratılan hava ve kurulan güzel ilişkiler olduğunu düşünüyorum.

Köyün matematik ile ilgili mutlaka katkıları oldu ama benim için ondan çok daha önemli olan kazandığı sosyal beceriler ve yeni arkadaşlıklar…

Köyün kuralları var ve bunlar ilk gün akşam yapılan bir toplantı ile herkese net olarak anlatılıyor. Konaklamalar 8 kişilik koğuşlarda ya da 2 kişilik çadırlarda yapılıyor. Kerem çadır tercih etti. Böylece hayatında ilk kez dağda ve çadırda uyudu. İlk birkaç gece sivrisineklerden çok yakınsa da ilk haftanın sonlarında onlarla bile dost oldu. Artık ısırmıyorlar dedi çünkü…

Köyde ciddi bir iş bölümü var ve dersler dışında o gün için kendi gruplarına düşen işi de yapmaları bekleniyor. Bunlar hiçbir zaman güçlerini aşacak işler değil ama sınırlarını elbette zorlamaları gerekiyor. Tuvalet temizliğinden tutun da (öyle güzel anlatıyor ki “tuvalet temizliği kolay iş Cif sıkıyorsun biraz bekletip ovuyorsun sonra da su tutuyorsun” şeklinde) bir koca köyün bulaşığını yıkamaya kadar (bu biraz daha zormuş “siz hiç kuru fasulye pişirilmiş koca koca kazanları yıkadınız mı?” dedi) birçok iş yaptı bu iki haftada…

Bu arada her gruptan sorumlu, gönüllü ve çoğu üniversite öğrencisi gençler görev yapıyor köyde… Herhangi bir durumda onlara başvuruyorlar, gerekli durumlarda onlardan izin alıyorlar filan. Çok kritik bir görev yaptıklarını ve çocukların Köyü sevmelerinde büyük etken olduklarını düşünüyorum çünkü disiplini ve kontrolü sağlarken bir yandan da bir abi-abla gibi yaklaşıyorlar. Hasta olduklarında gece gelip gidip kontrol ettiklerini, büyük oğlumun gittiği dönemden biliyorum. Çocukların daha önceden bilmedikleri bu yerde kendilerini iyi ve güvende hissetmelerinde onların yaklaşımları çok önemli.

Tabii sadece ders ve iş yok Köyde… Her hafta Perşembe serbest günleri ve çok güzel geziler organize ediliyor. Kerem bunlara da katıldı ve bol bol eğlenme fırsatı da oldu.

En önemlisi çok güzel arkadaşlıklar kurdu. Hep alıştığı çevreden farklı, yeni insanlar tanımış ve gerçek dostluk bağları kurmuş olmak sanırım Kerem için Köyün en büyük hediyesi oldu. Birbirlerine çok bağlı olduklarını ve uzun yıllar sürecek arkadaşlıkların temellerini attıklarını anlamak için sadece anılarını dinlemek bile yetiyor.

Aaa tabii bu arada Matematik Köyünde çalışmalarına devam eden bir de Tiyatro Medresesi var. Tiyatro aşığı ve oyuncu olma hayali kuran Kerem bu, durur mu hemen gidip gönüllü olmuş onlarla da çalışmalara katılmış (bu medeni cesareti göstermiş olması da tamamen köyün etkisi bana kalırsa, normalde çekingen davranabilirdi başka bir yerde) Tabii çok zevk almış, oyunculuk anlamında da yeni bir şeyler öğrenmiş…Bu da tam anlamıyla Matematik Köyünün bonusu olmuş…

Şimdi bakıyorum da gerçekten büyümüş, kendisi bile değiştiğimi hissediyorum diyor ki bu çok önemli bir farkındalık.

Çocukların kabuklarını kırmaları için biraz zorlanmaları kaçınılmaz ve Matematik Köyü bunun için bulunmaz bir fırsat.

Köyde geçirecekleri 2 haftada hayatları boyunca unutamayacakları bir deneyim yaşayacaklar garanti veriyorum.

Onlardaki değişimi görmek de size inanılmaz bir mutluluk verecek buna da garanti veriyorum.

Yani diyeceğim o ki, çocuklarınıza bu fırsatı tanıyın. Siz de o da pişman olmayacaksınız.

Keşke bizim için de bir fırsat olsa…

Arzu Türker (http://arzuturker.com/hakkimda/)

Kerem’in annesi

Kerem de Martı Dergisi okurları için Köy deneyimlerini anlattı.

Matematik Köyü’ne gitmek ilk başta benim fikri değildi. Ağabeyim gidip gelmiş ve çok iyi vakit geçirdiğinden bahsederek bana önermişti ama açıkçası benim çok büyük beklentilerim yoktu. (Belki de işin içinde hem matematik hem de o zamanlar pek korktuğum eylem olan sosyalleşmek olmasından dolayıydı) Hatırlıyorum da yol boyunca aklımdan geçen tek soru ‘’Ben bunca insanla nasıl konuşacağım?’’ idi.

İlk geldiğim gün de akıl yapıma çok yardımcı olmadı açıkçası çünkü herkes yanında iyi tanıdığı birini getiriyordu ve ben tamamen tek başımaydım. Tek başıma yemiş, tek başıma gezmiş ve tek başıma oturmuştum saatlerce. Her ne olduysa tamamen ikinci günde oldu. Tuvalet temizliği gibi sıradan bir işin beklenmedik derecede iyi bir arkadaş edinme ortamı olduğunu öğrendim. Görev grubumla iki Cif arasında samimileştik ve her yere beraber gitmeye başladık. Oradan sonra arkadaş edinmek şaşırtıcı derecede kolaylaşmıştı. Birinin mırıldandığı bir şarkıyı tanıyarak, başkasının sevdiği bir kitabı şans eseri okuyarak hatta sadece yanlışlıkla çarpışarak bile arkadaşlar edinebildiğimi fark ettim. Üstelik bunun en güzel yanı kendimi hiçbir şekilde zorlamamış ve herkes beni olduğum gibi kabullenmişti. Benim köyden önceki hayatımda arkadaş edinmek ve kendimi sevdirmek en çok zorlandığım iki eylemdi ama köyde bu sorunlarımı unuttum bile.

Tabii ki sırf sosyal değil ama kişilik olarak da farklı özellikler kazandırdı bana. Kendi kendime bakmayı öğrendim, kendime güvenim arttı, bin bir türlü temizlik yöntemlerini öğrendim, hatta doğa ortamı sayesinde böcekleri bile sevmeye başladım. (İlk gün örümceklerden korkarken, son günlerde kurbağa kovalıyordum)

Elbette matematik açısından da birçok katkısı oldu ancak diğer elde ettiğim özellikler beni daha değiştiren ve daha iyileştiren şeyler oldukları için daha sık bahsediyorum onlardan. Şüphesiz bende çok farklı bir iz bırakan bir deneyimdi ve biliyorum ki bu iki koca haftayı hayatımın sonuna kadar da unutmayacağım.

Kerem TÜRKER

Matematik dünyasının prestijli ödülü Ali Nesin ve Matematik Köyü’ne verildi.

Uluslararası Matematikçiler Birliği’nin verdiği Leelavati Ödülü’nü Türkiye’den Prof. Dr. Ali Nesin aldı. Ödül matematik alanında farkındalığın artmasına yönelik üstün çalışmalara veriliyor. Nesin Şirince’de kurduğu, herkesin matematik eğitimi alarak bu alanda araştırma ve çalışmalar yapabileceği ‘Nesin Matematik Köyü’ dolayısıyla bu ödüle layık görüldü.

Leelavati Ödülü matematik dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul ediliyor.

Nesin Matematik Köyü hakkında:

Şirince köyünün (İzmir – Selçuk) 1 km uzağında, dağ başında ve mutlak bir ıssızlık içinde, yemyeşil bir ortamda, 7’den 70’e herkesin (her köylünün!) her seviyede matematik yaptığı, öğrendiği, öğrettiği ve düşündüğü, Nesin Vakfı’na ait 30 dönümü zeytinlik olmak üzere toplam 55 dönümlük bir köy. Şatafattan ve gösterişten uzak, sade ve içten. Evler taş, çamur ve samandan.

Ağustos böcekleri dışında, yoğunlaşmayı ve düşünmeyi engelleyen, rahatsız edici her türlü öğeden uzak. TV yok, müzik yayını yok. Ama elektrik, sıcak su ve internet gibi uygarlığın izleri var. Börtü böcek de eksik değil.

Etkinliklerin daha çok yaz aylarında yapıldığı ama ilk ve sonbaharlarda da küçük gruplar için ideal bir çalışma, toplantı ve dinlenme ortamı. Örneğin “eski mezunlar buluşması” ya da vahşi bir ortamda balayı için ideal. İlköğretim düzeyinde eğitimden en ileri seviyede araştırmaya kadar her türlü matematiksel etkinlik aynı anda yer alabilir. Şu anda 500 kişi barındıracak kapasitede. Çadır da kurulabilir.

Matematik Köyünün talimatnamesine de bir göz atın.

TALİMATNAME

  1. Nesin Köyleri (Köy: Matematik, Sanat ve Felsefe Köyleri) alabildiğine özgür bir ortamdır. Köy`de özgürlük başkasına verilebilecek rahatsızlıkla ve TC`nin geçerli yasalarıyla sınırlanmıştır. Köy`de kimse kimsenin inancına, yaşam felsefesine ve duruşuna karışamaz. Özgür bir ortama ayak uyduramayacak, disipline ve otoriteye ihtiyacı olan gençler için Nesin Köyleri uygun bir ortam değildir.
  2. Köy`de öncelik çalışmaya, düşünmeye ve yoğunlaşmaya verilmiştir. Bunun için de sessiz ve huzurlu bir ortama ihtiyaç vardır. Köy`de kimsenin sessizlik ve huzur hakkı elinden alınamaz ya da kısıtlanamaz. Çalışan biri, geri dönüşü mümkün olmayan vahim durumlar dışında, “n`aber” sorusu dahil, hiçbir biçimde rahatsız edilemez.
  3. Köy`de özel günler dışında televizyon ve toplu müzik yayını yoktur. Buna yemek saatleri de dahildir.
  4. Köy, her türlü popüler kültüre, bayağılıya, çirkinliğe, kirliliğe, kontrolsüz tüketime kapılarını sıkı sıkıya kapatmıştır. Örneğin yere sigara izmariti dahil çöp atılmaz, çevre kirletilmez, tabağa alınan yemek bitirilir, açık kalmış ışıklar kapatılır, kaba dil kullanılmaz, yüksek sesle konuşulmaz vs.
  5. Köy`e gelen öğrenciler, yeteneklerine ve fiziksel güçlerine göre, bulaşık, yemek, sulama, temizlik, ağaç dikme, hatta bazen inşaat gibi fazla zaman ve enerji gerektirmeyen çeşitli görevler üstlenirler ve görevlerini dönüşümlü olarak hakkıyla yerine getirirler. Kimseye kapasitesini ve gücünü aşan bir görev verilemez.
  6. Nesin Köyleri`ni benimsemeyen, özgür bir ortam için yeterli olgunlukta olmayan, huzursuzluk çıkaran, başkalarını rahatsız eden, çevreye ve Köy`e zarar veren, güveni kötüye kullanan, derslere girmeyen ve çalışmayanlar herhangi bir gerekçe gösterilmeden Köy`den ihraç edilirler. Bu durumda ödenen ücret geri verilmez.
  7. Köy sakinleri, Köy`ün, halkımızın katkısıyla, çok kısıtlı imkânlarla ve büyük özverilerle kurulduğunu ve kâr amacı gütmediğini idrak edip ona göre davranmak zorundadırlar.
  8. Köyümüzün sırtında (Batı`da) bulunan çam ormanı zenginliğimizin çok önemli bir parçasıdır. Orman civarında sigara içilmemesi, ormana cam ya da çakmak gibi yangına neden olabilecek nesnelerin atılmaması gerekir.
  9. Köy`de sabah 7`de kalkılır.
  10. Hastalık gibi zorunlu nedenler dışında, derslere katılsınlar ya da katılmasınlar, öğrenciler sabah ilk dersin başlayacağı saatte ayakta olmalıdır. Liseliler tüm derslere, daha yüksek seviyedekiler ise dönem başında söz verdikleri tüm derslere girmelidir.
  11. Talep edilen ücret ödenmeden kayıt yapılmış sayılmaz. Gelemeyeceğini program başlamadan en az bir ay önceden bildirene ücretinin tamamı geri ödenir. 15 güne kadar bildirene ise sadece yarısı geri ödenir. Son 15 gün gelemeyeceğini bildirene ya da Köy`e geldikten sonra her ne nedenle olursa olsun Köy`den ayrılmak isteyene ya da Köy`den kovulana ücreti geri ödenmez. Kurumlardan destek alındığı takdirde, programı tamamlayanların ödedikleri ücretlerin bir kısmı geri ödenebilir. Kredi kartıyla yapılan ödemelerde geri ödeme işlemleri ve kuralları PayU Şirketi`ne bağlıdır.
  12. Liseliler ve 18 yaşından küçükler Köy`den uzaklaşmak için önceden sorumlulardan izin almak zorundadır. İzin almadan köy`den uzaklaşan bir öğrenci Köy`den kovulacaktır.
  13. Lise öğrencileri için uyku saati özel durumlar dışında 24:00`dır.
  14. Talimatnamedeki kurallara uymayan öğrenciler Köy`den uzaklaştırılır. Uzaklaştırılmaları durumunda 18 yaş altı öğrencilerin ulaşımıyla ilgili tüm sorumluluk öğrencilerin ailelerine aittir.

Önceki İçerikMutluluğa Giden Yolda Ertelemeden Yürümenin Yolları
Sonraki İçerikOkurun Gözünden: Bu Yaz Tatilde Ne Okuyalım? – II

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz