Anne ve oğul arasındaki AŞK ne kadar belirgin ve tartışılmaz ise babalar ve oğulları arasındaki ilişki de o kadar KARMAŞIK. Nereden mi biliyorum? Orası da ben de kalsın. İletişim kurmada aynı cins olmanın verdiği avantaj olsa da zaman zaman birbirleri ile rekabete girdikleri de olur. Tamam sizde olmuyordur, yine de olan varmış. Bazen de erkek olmanın vermiş olduğu “duygular çok konuşulmaz” toplumsal / kültürel dayatması nedeniyle daha iyi bir ilişkiye giden yolu bulmakta zorlanabilirler.
Burada işin büyülü ve de büyük kısmı doğal olarak babada. Öncelikle sevgili babalar, oğlunuz sizden tahmin ettiğinizden çok daha fazla etkileniyor. Annesine davranışınız, oğlunuzun kadınlarla ilişkisini şekillendiriyor. Saygı ve saygısızlığı sizden görerek bünyesine entegre ediyor. Hayatını etkileyecek kadın-erkek ilişkilerinin temeli, 2 cinsin farklı düşünme tarzlarını anlama ve bu farklılıkları yönetebilme becerisini hep sizden öğreniyor. O yüzden öncelikle oğlunuz üzerinde ne kadar büyük etkiniz olduğunu farkına varmalısınız.
Dinleyin. Gerçekten orada olarak ve ona odaklanarak dinleyin. Dinlemek zor. Hele bir de yoğun hayat temposunda. Haklı bulmaya ya da haklı çıkmaya çalışmadan dinleyin lütfen. Etkin iletişimde rekabet yoktur. Hepimizin zorlandığı gibi etkin dinleme konusunda sıkıntı yaşıyorsanız “Dinliyor muyuz?” yazımda birkaç öneride bulunmuştum. Belki göz atmak istersiniz.
İletişimi artırmanın en kolay yolu ortak ilgi alanları yaratmak. Spor, müzik, sanat, edebiyat ne olursa olsun oturup, konuşabileceğiniz, tartışabileceğiniz ortak ilgi alanları sizleri birbirinize daha da çok yakınlaştıracaktır.
Ciddi! konuları konuşmaktan korkmayın! Seks, kızlar, ilişkiler, madde kullanımı vb. Sizinle her paylaşımı onu bu konuda rahatlatacak ve büyüyüp genç bir adam olma yolunda gizli saklı, kulaktan dolma bilgiler değil en güvenilir kaynaktan babasından öğreneceği bilgiler ışığında ilişkilerini yaşayabilecektir. Evet doğru jenerasyon farklılıklarından dolayı fikir ayrılıklarınız tabii ki olacak. Ama unutmayın sizin de babanızla fikir ayrılığınız oldu. O durumu zamanında baba-oğul nasıl idare ettiğinizde sizin hayatınızda etkili oldu.
Kalıcı hatıralar yaratmak ve ilişkinizi hep unutulmaz kılmak için baba-oğul günleri/hafta sonu aktiviteleri paha biçilemez. Özellikle şimdi gençler hem iş hem de özel hayatlarında anlam yaratmaya meraklılar. O yüzden baba-oğul katılacağınız bir sosyal sorumluluk projesi hem sizi yakınlaştıracak hem de ileride oturup konuşabileceğiniz tatlı bir anı yaratacaktır.
Bugün çocuklarımız, her türlü medyadan negatif mesaj bombardımanına tutuluyorlar. Sadece, savaş, açlık, kıtlık gibi şeylerden söz etmiyorum. Özgüvenlerini aşağıya çekebilecek, kendilerini yetersiz hissedecekleri birçok reklam, film vesaire her yerde. O yüzden özgüvenlerini yitirmemeleri için, iyi yaptıkları şeyleri görün ve takdir edin. Evet belki o TV yıldızları gibi karın kasları olmayacak ama bu oğlunuzun değersiz ya da yetersiz olduğunu göstermez. Onları takdir ettiğiniz her an sadece aranızdaki ilişkiyi güçlendirmekle kalmayıp, dünyaya karşı da duruşlarını dikleştirecektir.
Bir de birden fazla oğlunuz varsa, her birine ayrı ayrı zaman ayırmayı unutmayın. Her çocuk birbirinin aynısı değil çünkü.
Son söz:
Bugün toplumda toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın cinayetleri gibi konuları hararet ile konuşuyorsak, en büyük hareket planı eğitim. Ve o eğitim aileden başlıyor. Evet, toplumumuzda anne daha çok evde ama inanın babanın rolü erkek çocuk üzerinde çok etkili. Gelecek nesillerde, kadın-erkek eşitliği, şiddetin azaltılmasında baba-oğul iletişimi de çok önemli rol oynuyor.
Sağlıklı, bol konuşan ve paylaşan babalar ve oğullara…
Ece Sueren Ok