Kendi Şansımızı Yaratmanın Üç Yolu

Şans Nedir?

Bizler şansı herhangi bir bilgi veya neden sonuç ilişkisine dayanmayan bir konunun bizim aleyhimize ya da lehimize sonuçlanması olarak adlandırırız. Oysa geçmişten gelen yol bir tanedir. Geleceğe giden yol ise bir çoktur. Bu nedenle insan kendi seçimleriyle kendi şansını yaratır. Buna göre aslında şans bir seçim meselesidir. Çünkü hayatta her şey değişiyor, bir tek değişmeyen biziz. Şans demek nasıl düşündüğümüzü değiştirmek demektir; tecrübelerimiz ve hayattaki fırsatlarımızın değerlendirilmesiyle ortaya çıkan bir kavramdır.

“İnsanlar şanslı ya da şanssız doğmazlar. Düşünceleri, hisleri ve davranışlarıyla iyi ve kötü şanslarını kendileri yaratırlar” der Richard Wiseman.

Buna göre aklımıza şöyle bir soru gelebilir. O zaman şanslı insanlar neyi farklı yaparlar? Ya da şansımızı yaratabilmek için nelere ihtiyacımız vardır?

Kendi Şansımızı Yaratmanın Yolları Nelerdir?

  1. Fırsatları değerlendirmek

Romalı filozof Seneca “Şans faktörü ancak hazırlıklı olmak ile fırsatlar çakıştığında ortaya çıkar” demiştir.

Şans fırsatla karşılaşmaktır. Fırsatları değerlendirmenin olmadığı yerde şans da olamaz. Fırsatları fark etme yeteneklerini kullanmak, bunları görmek önemlidir. Kendini şanssız olarak düşünen insanlar olumlu beklentiler içinde olmadıklarından esnek yapıya sahip olup fırsatları kollayamayıp fırsatları avlayamazlar. Örneğin, böyle kişiler belli iş ilanlarını bulmaya kararlı bir biçimde gazeteleri incelerler ve diğer iş olanaklarını kaçırırlar. Aslında şanssız değillerdir. Sadece başka bir şeyi aramaya aşırı odaklanmışlardır. Şanslı insanların belli kalıpları ve bakış açıları var olup daha rahat ve açıktırlar. Dolayısıyla yalnızca aradıklarını değil böylece orada ne olduğunu da görürler.

Ayrıca kendi şansımızı yaratma konusunda zihniyet dediğimiz kavram, yani hangi sesi duyduğumuz, hangi sese yöneldiğimiz, kendimizi fırsatlara hazırlayıp hazırlamadığımız da önemlidir. Örneğin iş çıkışı akşamları metrobüs kalabalıkken bizim metrobüste nerede durduğumuzun önemli olduğu gibi.

2. Networkte görünür olmak

Yeni insanlar ve bağlantılar da fırsatları getirir. Bu nedenle networkümüzü genişleterek profesyonel ağımızı büyütmek önemlidir. Ne kadar geniş bir çevreye sahip olursak şansımızı da o kadar artırabiliriz. Bir yere gidip hiç girmediğimiz ortamda yeni insanlar tanırsak yeni network doğar. Aslında bizim önümüzü açıp fırsat yaratan bazılarının şans diye tanımladığı şeyler uzak bağlardan yani az dokunduğumuz insanlardan gelir. Eski arkadaşlarımızı yeni tanıştığımız insanlarla tanıştırmak, yeni bağlantılar kurmak, bağlantılarımızı genişletmek ve kurduğumuz çevrede pozitif enerjiyle insanları dinlemek, onları konuşturmak bize yeni kapılar açar. Ayrıca network oluşturmanın en önemli anahtar kurallarından biri eski bağlantıları güçlü tutmak yani ihtimalleri genişletmektir. Böylece her iki yönde de sağlam adımlarla ilerlemiş oluruz.

3. Deneyerek, yılmadan çalışmak, harekete geçmek

Cesur olmak, denemeye kararlı olmak, çok çalışmak, çok araştırmak ve risk almak şans faktörünü arttırır. Çünkü hareket halindeyken opsiyonlar çoğalır. Dün mümkün olmayan bugün mümkün olan haline gelebilir. Ne kadar çalışırsak o kadar başarılı oluruz.

Araştırmalara göre bir şeyi en iyi şekilde yapabilecek düzeye gelmek için 1000 saat emek harcamak gerekir. Olabileceğimizin en iyisinin olma çabası içerisindeyken şansımız daha çok açılır. Bunu aktif farkındalıkla birlikte yapar, duygu ve hedeflerle hareket edip güçlendiren insanlarla birlikte olur, uyum kurarsak, çözüm bulup onları fark edersek böylece kendi şansımızı da yaratma imkânımızı da arttırmış oluruz.

Örneğin, genellikle diğerlerine göre daha şanslı olarak nitelendirilen şirketlerin üst yönetimlerinde sıklıkla riskler almaya hevesli ekipler vardır. Onlar başarısızlığın sonuçlarını önceden kabullenir ve ne olursa olsun kendi planlarına titizlikle uyarlar.
Aksine hiçbir riske girmeyen şirket liderleri ya da girişimcilerin ise piyasaya tam da müşterilerin istediği zamanda yeni bir ürünle çıkmalarına ya da doğru yatırımcıyla şanslı bir bağlantı kurmalarına nadiren rastlanır.

Özetle tüm bunlar hayattaki insanın kendine çizdiği yolu oluşturur. Örneğin, Albatros kuşlar pek az kanat çırpar binlerce kilometreyi hiç konmadan yıllarca kendi enerjileriyle uçarlar. Aslında kanatları arasına sıkıştırdığı rüzgâr yardımıyla havalanır ve gider. Bu örnek çabanın sonunda gelen şansla bizi bir adım öne çıkarabileceğinin güzel bir metoforu olabilir.

Talih, şans, tesadüf, ne dersek diyelim şans aslında her zaman fırsatları değerlendirmekle, networkü genişletmekle, kararlılıkla ve azimle ilişkilidir. Hatta genellikle başarılı girişimciler de sıklıkla kendi vizyonlarının peşinden koşmalarını sağlayan azimleriyle meşhurdur.

Aslında her şey şimdide, anda, burada ve olduğumuz yerdedir. Güç biziz.

Mümin Sekman’ın çok sevdiğim bir sözünü paylaşmak isterim:

“İnsanları kaderleri karşılaştırır,

Karakterleri yakınlaştırır,

Kararları anlaştırır,

Davranışları uzaklaştırır.” 

Sevgilerle…

Aybike Akgün

Önceki İçerikFreud’un Kişilik Kuramı ve Bakış Açısı
Sonraki İçerikAnton Çehov Tarzı Öykü