Sevgili Huzur Lütfen Gelirken Umudu da Yanına Almayı Unutma…

Ve işte hayatın kapıların aralandığı, her şeye rağmen insana umut vadeden bir aya girmiş bulunmaktayız; Aralık…

Sonuyla yılı deviren bu ayda Martıdaşlar olarak sizlere duygularımızı aktarmak her zamanki gibi gönül ve kalemin borcu.

Ben Martı’nın kanatları altına giren son yazarlardan biri olarak diyebilirim ki bu kanatlarla uçmayı öğrendiğimden beri çok şey kattım kalemime ve yüreğime. İçimi rahatça döktüğüm, sözlerimi esirgemediğim özgürce uçtuğum bir gökyüzündeyim…

Konuşan hikayeler olarak sesimizi duyurduğumuz bu platform için öncelikle Yasemin Hanım’a ve tüm yazar arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Şahsen yılbaşı bebeği olduğum için Aralık hep farklı hisler barındırır bende. Tüm dünya eski yılı uğurlarken ben yeni yıla selam eder bir yaş daha almanın heyecanı ve hüznüyle çıkarım sahneye. Hüzün deyince öyle kötü algılamayın hemen, sadece her yıl geride kalan günlerimin bana kattıklarını alıp devam ederken vedalaşmak tuhaf bir hüzün veriyor işte. Yalnız bu yıl daha zor yüzleşmek sanırım her şeyle. O yüzden ben geleceğe ve huzura birkaç şey söylemek istiyorum izninizle…

Sevgili Huzur,

Geçen son bir yılda neler yaşamadık ki memleketçe. Yangınlar, seller, zor ekonomik süreçler, pandemi süresince yitip gidenler, yaşam hakkını savunmak zorunda hissettirilen kadınlar ve erkekler…vs. Sanki hiç bitmeyen bir sınavdaymışız da sorular çalıştığımız yerlerden çıkmamış gibiydi.

Şimdi ise geldik tüm bu yaşananların olup bittiği yılın son ayına. Zordu biliyorum ama biz ulus olarak zorlukların üstesinden gelebilen nadir bir toplumuz, onu da biliyorum. Karamsarlık bir yere kadar arkadaşlar sonunda yer yarılmadıkça ve gök kubbe başımıza yıkılmadıkça ayakta kalacağız. Anka kuşu her zaman bizim içimizde vardı ve olacak da. Bizim Martı’mızda gökyüzünde özgürce uçacak. Her yeni yıla umutla girip güzel günlere kucak açarız. Yine öyle olacak. Her şeye rağmen düşledikçe yapmayı, yaptıkça ilerlemeyi öğreneceğiz. En önemlisi de sevdikçe var olup var oldukça güleceğiz. Bu koca, yaşlı dünya düşleyen ve umutlarıyla hayata dalan hepimiz sayesinde ayakta durmaktadır. Bu nedenledir ki konuşan hikayelerimizi yeni yılda da yaşamaya devam edeceğiz.

O zaman bu ayda doğan ve ülkemizin değerlerinden, usta Yahya Kemal Beyatlı’nın sözleriyle uğurlayalım ve bindirelim gemiye eski yılı ve tüm dertleri…

Artık demir almak günü gelmişse zamandan

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…

Eski yıla ve bize yaşattığı tüm dertlere sıkıntılara elveda derken yeni yılın güzellikleri gelsin yaşamlarımıza.

Ve sevgili huzur lütfen gelirken umudu da yanına almayı unutma…

Burcu Ertürk

Mail: burcuuerturkk@gmail.com

Instagram: burcuerturkofficial

Web: yazarburcuerturk.com

Önceki İçerikFonksiyonel Beslenme Yolculuğum
Sonraki İçerik2022’ye Girerken
Burcu Ertürk
1980 yılında İstanbul’da doğan Burcu Ertürk, Uludağ Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi mezunudur. Londra’da iki yıllık eğitim aldıktan sonra özel bir firmada bütçe ve finans konsadilasyon dairesinde uzman yardımcısı olarak çalıştı. Yıllar boyunca hobi olarak araştırma ve deneme yazıları yazan Ertürk aynı zamanda toplumsal dayanışma derneklerinde gönüllü yardımlaşmada bulundu. Bu süre zarfında şahit olduğu ve dokunabildiği hayatların seslerine daha fazla kayıtsız kalamayıp 2017-18 yıllarında radikal bir karar vererek kadın ve toplumsal şiddet olaylarını inceleyerek topladığı gerçek hayat hikayelerinden yola çıkan romanlar yazmaya başladı. Şu an için dört romanı bulunan Burcu Ertürk, insanların hayatlarına daha yakından dokunabilmek ve seslerini duyurabilmek adına özellikle kadın meselelerini konu alan ilk romanı Yade’yi 2020 de yayımladı. Yakında ikinci romanı yayımlamak üzere çalışmalarına devam etmektedir. İdeali gerçek hikayeleri kaleme alarak okurlara ulaştırabilmek olan Burcu Ertürk hala İstanbul’da yaşamaktadır. “Çok istedim kalemi kırmayı ama o inatla yazdı.”