“Ulusal ya da dinsel yönden önemi olan, kutsal sayılan ve ulusça kutlanan gün. Bir olayı anmak ereğiyle yapılan gösteri ve eğlencelerden oluşan tören.”
Bayram kelimesi; Eski Türkçe (yalnızca Oğuzca) bayram “festival, kutlama günü” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe badrām “neşe, coşku” sözcüğü ile eş kökenlidir. Orta Farsça paḏrām “neşe, huzur, mutluluk, sükûn” veya Soğdca aynı anlama gelen patrām sözcüğünden alıntıdır. ve pati- (geri, tekrar) ve rāma- (sükûn, barış ve mutluluk) kelime köklerinin birleşmesi ile oluşmuştur. Beyrem veya Mayram olarak da söylenir.
Sevdiklerim önemli, onlarla geçirdiğim anlar benim için bayram.
Hayattayım, yaşıyorum, değerlerime sahip çıkıyorum, üretiyorum, nefes almanın farkındalığı bayram.
Ülkem çok önemli, iyilik ve güzelliğin her birey için geçerli olduğunu görmek düşü benim için bayram.
Özgürlük önemli, düşüncelerimi konuşabildiğim, düşlerimi paylaşabildiğim de bayram.
Doğa önemli, özenli, rengârenk çiçeklerin açtığı, çeşit çeşit ağacın meyve verdiği, bereketli topraklarda olmak bayram.
Birleştirmek önemli, güler yüzlü her yaştan insanla birlikte olmak bayram.
Sevmek önemli, korkusuzca konuşan, birbirini anlayan, sevgiyle, saygıyla sarılan insanlarla olmak bayram.
Bayram denilince aklıma, ‘sevinç, yeni kıyafetler, rengarenk kıyafetler, kırmızı rugan ayakkabım, buluşmak, beraberlik, çocuklar, mutluluk, sarılmak, öpmek, dua almak, paylaşmak, şükretmek, cömertlik, kardeşlik, gülmek, kalabalık sofralar, mendil, harçlık, şeker, likör, çikolata, oyun, eğlence’ gelir. Sizin aklınıza ne gelir?
Bu bayram gün ışığını içimizde hissedelim, yayalım, baharın çiçekleri seçimlerimizde açsın, çoğaltalım, sadece kendimizi değil, başkalarını da düşünelim, sevelim, sevgimizi gösterelim, söyleyelim.
Bu bayram üretmeyi, öğrenmeyi seçelim, bedenimize, zihnimize, ruhumuza iyi bakalım. İbn Haldun “insan zihni değirmen taşına benzer, içine yeni bir şey atmazsanız kendi kendini öğütür durur” demiş. Ruh sağlığımıza en iyi gelen şey üretmek, çalışmak ve sevmek. Haydi o zaman “Heeey, Ne duruyorsun be…”diye seslenen şair Orhan Veli’ye kulak verelim…
HÜRRİYETE DOĞRU
Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin
Gideceksin ırıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikce
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin,
Şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar,
Donanmalar mı?
Heeey
Ne duruyorsun be, at kendini denize:
Geride bekliyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, Her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere…
…
Mevsim ilk bahar, 14 Mayıs günü ülkem için değişim, dönüşüm günü. 14 Mayıs bayram olsun diye çalışıyorum. Daha iyi bir yaşam hakkımız, sorumluluk alalım.
Bayramımız kutlu olsun…
Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin pembiş yanaklarından öperim, sevgiyle kucaklarım.
Yasemin Sungur