“Biz ‘Tutuşamayanlar’ız. Biz tutunmaya değil, tutuşmaya çalışıyoruz. Yanmak istiyoruz. Yok olmak… Yalanlara tutunmaktansa yitip gitmek…”
Tutuşamayanlar, Barış Efendioğlu’nun ‘Neden Evlenmedim’ ve ‘Gelmeyen Pazartesi’ romanlarının ardından yayınladığı 3. roman.
Kendisi de tutkulu bir plak koleksiyoneri olan Barış Efendioğlu’nun bu romanı nadir bir plağın peşinde olan Timur’un hikayesi…
Sizler, sahaf gezmeyi sever misiniz? Plakları? Ülke üzerinde ya bir ya iki kopyası kalan bir plağı, sahaf sahaf aradınız mı hiç?
“-Bunalımlar var mı?
+Bir sahafta bunalımdan çok ne olur?
-Nasıl yani?
+Gördüğün her kitap, her plak bir bunalımı anlatır. Mutlu olsa sanat yapar mıydı insan?”
Peki siz sahaflarda o nadir plağı ararken, sahaf da sizi arıyor olmasın? Plağı satmaya değil yanlış anlaşılmasın, plağı hediye etmeye…
“+ …Bunalımların ‘bunalım’ şarkısını anlayacak birine vermek istiyorum o plağı.
-Müzisyenim de ben aynı zamanda.
+Anlamaktan kastım o değil.”
Yalnız bu sahaf bir de iş görüşmesi ayarlayıp, iş görüşmesini sizden habersiz rakı masasına taşıyorsa? İnsan manzaraları rakı kadehlerinde belirip kayboluyorsa? Bu sahaf “sürdürülebilir sahafçılık” oyunu için bir oyun arkadaşı arıyor ve özgeçmişlere değil, özünden geçmişlere bakıyorsa? Timur bu aranan oyun arkadaşı olabilir mi? Üstelik oyunun kuralları geçmişten gelip geleceğinizi gözlerinizden, sözlerinizden belirliyor…
“İnsan sevmiyordum. Öyle sağcı solcu falan değil, her türlüsünden tiksiniyordum. İnsanlar, sorun demekti. İnsanlar; boş muhabbetler, yapay gülücükler, terli bir koltukaltı demekti. İnsan dediğin, karşısındakini sürekli küçümseyen, kendini hep üstte gören ve bunu alçakgönüllülük maskesi altına gizleyen bir su birikintisiydi. Yüzde yetmişi pis bir suydu. Kalabalığa ‘Su olsanız içilmezsiniz!’ diye bağırmak istedim ama durdum. Toplumsal kurallar geldi aklıma. Normal davranışlar sergilemeliydim. Zaten herkesi öldürmemi engelleyen tek şey, aldığım aile terbiyesiydi.”
“Panik, kaygıları olanlar içindi, kaygılar ise hedefleri olanlar için. Amacınız yoksa panik de yapmazsınız. Kaybedecek bir şeyiniz yoksa korku da kalmaz.”
Gerisi mi?
“Sonraki nefesler tutuşturmak içindir tutuşamayanları,
tıpkı bir mangalı yeller gibi.” Rıfat Edgi
Kitabın kapağı romantik bir hüzünle açılırken, kapağı kapattığınızda nasıl bir gerilimle karşılaştığınıza şaşırabilirsiniz.
“Hayat son nefes ile değil, son umut ile biter.”
Plak koleksiyonerliği ilginizi çekiyorsa, Barış Efendioğlu’nun “Ölemiyorum Kütüphanesi” de gizemli bir anlatımla, hafızalarınızda hoş bir iz bırakacaktır.
Keyifli okumalar dilerim.
*Kitabın son sayfasında yer alan alıntı.
Yazar: Barış Efendioğlu
Kitap: Tutuşamayanlar
Yayınevi: Yitik Ülke Yayınları
Sayfa sayısı: 160
YAZAR HAKKINDA
Barış Efendioğlu; 1979 doğumlu, Ankaralı bir yazardır. İlk ve orta öğrenimini TED Ankara Koleji’nde tamamladı. Lisans eğitimini ODTÜ Makine Mühendisliği’nde, yüksek lisansını ise FHT-Esslingen Otomotiv Mühendisliği’nde tamamladı. Mesleği nedeniyle bir dönem İtalya’da yaşadı. Lise yıllarından itibaren yazıları çeşitli dergi ve fanzinlerde yayınlandı. Benzer dönemde, çeşitli gruplarda basgitar çalarak müzikle ilgilendi. “Tutuşamayanlar” romanında kendi hayatından izler gördüğümüz Barış Efendioğlu’nun kendisi de tutkulu bir plak koleksiyoneridir. Bu tutkusuna rağmen bazı plakları, üzerinde yazan isimlerden mirasçılarına ulaştırmışlığı vardır. Halen, 45’lik dergisinde ‘O Pikap, Bu Pikap, Şu Pikap’ köşesini (Plak koleksiyonculuğu ile ilgili), Headbang dergisinde ise ‘Ben de Ona Dedim ki’ (öykü) köşesini yazmaktadır. Aynı dergide müzikle ilgili araştırma dosyaları da yayınlanmaktadır. Çeşitli dergilerde konuk yazarlık da yapmaktadır. Mühendislik görevi nedeniyle hayatına Bursa’da devam etmektedir.
Twitter: ekspermental
Özlem Metincan