Bir Bağ Kurma Hikayesi: Dünya Sarılma Günü

 Ölçemediğimiz bir hızda dönen dünyamızda, insani dokunuşların değeri de aynı oranda ölçülemeyecek kadar kıymetli bir hal aldı. Her yıl 21 Ocak’ta kutlanan “Dünya Sarılma Günü” bize ufak bir hareketin kalplere sıcaklık, ruhumuza aidiyet ve huzur getirebileceğini hatırlatmakta. Sarılmak, tüm farklılıklarımıza rağmen, tüm sınırları aşan bir şefkatli bir dil.

Nereden çıkmış bu Dünya Sarılma Günü?

 1986 da Amerika’da Kevin Zaborney, günlük yaşamın tüm kaosu yanında, insanların kendilerine ve birbirlerine şifa olabileceklerine inanmış. Önce Amerika’da ulusal bir gün olarak kutlanmaya başlanan Global Sarılma Günü, ufak bir hareketin, yarattığı pozitif etkinin farkına varmasıyla insani dokunuşa ait bir gün olarak uluslararası platformda da kabul görmüş. 

Sarılma Etkisinin Bilimsel Açıklaması:

Duygusal etkisinin yanısıra, sarılmanın fiziksel sağlığımıza olumlu etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.  Sarılma anında, vücudumuzda #oxytocin hormonu salgılanmakta. Aşk hormonu olarak da bilinen bu hormon, bağ kurmamıza yarıyor.  Her sarıldığımıza aşık olmuyoruz, korkmayın Oxytocin, sadece güven ve bağ kurmakla kalmıyor aynı zamanda stres ve kaygıyı da azaltıyor. Ek olarak, #serotonin seviyesini de artırdığı için bütünsel esenliğimize de  olumlu etkisi var. 

Birkaç yabancı kaynak:

Four Ways Hugs Are Good for Your Health (berkeley.edu)

In brief: Hugs heartfelt in more ways than one – Harvard Health

Bu yıl kutlayalım!

Dünya Sarılma Günü bize tüm farklılıklarımızı rağmen bağ kurabileceğimizi gösteriyor. Sarılmak; yaş, cinsiyet, kültürel farka bakmadan aynı icra edilen bir aksiyon. Sarılmak deyince, dünyada yaşayan herbir birey aynı aksiyonu anlıyor. Müthiş güçlü gelmiyor mu size de? Kelimelerin ötesinde bir iletişim aracı sanki… 

  1. Bu 21 Ocak’ta Dünya Sarılma Gününün etkisini artırmak için ne yapalım?
1- Sarılın ve sarılmayı teşvik edin

Evet, kış ayları salgın da var. Haklısınız. Bulaş riski dolayısı ile çok çekici gelmeyebilir ama sevgi dilini yayın. Duygusal Esenlik konusunda bir aksiyon istiyorsanız içinde bulunduğunuz toplulukta, pozitif enerjiyi artırmak için Sarılma Günü organizasyonu yapın ve nasıl iyi geldiğini hissedin.

2- Sanal Sarılmalar

1.maddedeki endişeniz ya da sevdiklerinizden uzak olmanız dolayısı ile fiziksel sarılma imkanınız yok ise teknolojiyi kullanın. Sanal Sarılmalar, görüntülü aramalar, emojiler, sosyal medya paylaşımları, sadece sıcak bir telefon konuşması ile aramızdaki mesafelerin ötesinde his almak ve vermek mümkün. Uzaktalar deyip geçmeyin, gülümseyen bir ses ile sarıldım sana demek ya da sarıldım sana mesajı atmak karşınızdakine de iyi gelecektir. Günün sonunda, teknolojinin bizi bunaltan etkisine bir ufak ara vermek super değil mi? 

3- Nedensiz Sarılmalar

Ekibinizi gün boyu iş arkadaşları ile sarılmaya teşvik edebilirsiniz. Ya da grup sarılması Sporcular müsabakaya çıkarken, kazanınca ya da yenilince  takım olarak birbirlerine sarılırlar. O an tüm yorgunluğunuz, üzüntünüz ve gücünüz birbirinize akar. Güçlü hissedersiniz. Şirkette örnek olun. 1 sarılma 1 kişinin gününü aydınlatabilir. Işık vermek bu kadar kolay, fırsat yaratın. 

ÖNEMLİ NOT: Ağaç yaşken eğilir söyleminde olduğu gibi özellikle okullarda , sarılmanın etik ve kabul edilir şekilde faydasını anlatın. Duygusal esenlik için önerdiğimiz aksiyon tacize dönüşmesin. 

Özetle; Dünya Sarılma Günü; tüm farklılıklarımıza rağmen bir olabileceğimiz, bize benzemeyeni kapsayabileceğimiz bir fırsat sunuyor. İnsan olarak, şefkate ihtiyacımız, her zamankinden çok var gibi geliyor bu aralar hepimize. Basit ama etkili bir hareket ile birbirimizle bağ kurmak mümkün. O bağ kurulduğunda aşamayacağımız sorun yok aslında. Tüm sorunlar bağ kuramamaktan kaynaklanmıyor mu? 

Bu yıl 21 Ocak’ta  ufak bir hareket ile sarılmakla, sevgiyi yayma fırsatını kaçırmayalım. Bir sarılma ile insan olduğumuzu, bağ kurma ihtiyacımızı, dünyayı birlikte daha iyi bir yere dönüştürme gücümüzü elimize alalım. 

Bu fırsatı kaçırmayalım!

Okuyan herkese kocaman sarıldım!

Ece Süeren Ok

Önceki İçerikAmigdalana Sağlık
Sonraki İçerikÇocuklar Yarıyıl Tatilinde Sanatla Buluşacak
Ece Süeren Ok
Ömür boyu gelişim için öğrenmeye düşkün, hareket etmeye tutkun ve paylaşmayı seven, zaman zaman yorucu ve zorlayıcı, yüksek enerjili Anne, İş kadını, İK aşığı , Sporcu ve hep çocuk. Doğduğundan bu yana hep seven ve de sevildiğini hissetmenin vermiş olduğu şans ile 1992 de başladığım kariyerimde sevdiğim yerde sevdiğim işi yapma şansını yakalamış olan ben, 2010 yılında hayat amacımı netleştirdikten sonra daha çok fayda yaratmak için çalışıyorum.