Şimdi Kompost Zamanı

Köydeki  ilk yılımda “Sıfır Atık Mutfak Mümkün mü” başlıklı yazımda da kısaca sözünü ettiğim gibi niyetim doğayla iç içe olduğumuz bir yaşam ortamında doğayla uyumlu bir hayatı kurmak ve sürdürmek.

Bu niyetim çerçevesinde bu ay da “Kompost Yapım Atölyesi”ne katıldım.  Antalya Büyükşehir Belediyesi İnovasyon ve Çevre Eğitimi Merkezinin düzenlediği  atölyenin yürütücüsü yine  iklim aktivisti Meziyet Avcı’ydı.

Evsel atıkların neredeyse üçte birini gıda ve bahçe atıkları oluşturuyormuş. Biz bu atıkları tavuklarımız olduğu için onlara yem olarak veriyoruz.  Bunun yanında atıkları kompostlayarak bahçede yetiştireceğimiz sebze ve meyveye besin olsun diye de dönüştürmek isteğiyle katıldığım atölyede,  kompostun tüm inceliklerini öğrenip eve döndüm. Aynı gün bir arkadaşımın sosyal medya paylaşımında : “Fransa’da 1 Ocak’tan itibaren vatandaşların gıda ve bitki atıklarını kompost etmesi zorunlu oldu”* içeriğine denk geldim.   Her ne kadar bizim ülkemizde böyle bir zorunlu yasal düzenleme henüz yapılmamışsa da ben kompost işine Fransa’yla eş zamanlı  giriş yapmıştım. 

Daha da fazlasını öğrenmek üzere dersten sonra aklıma takılan sorularımı yine Meziyet Hocama ilettim. Kendisi de vakit ayırıp cevapladı.  Teşekkür ederim. 

 

ALMANYA KOMPOST KONUSUNDA ERKEN YOL ALDI

Fransa 1 Ocaktan itibaren tüm bireylerin bioatıklarını kaynağında ayırması konusunu yasalaştırmış. Ülkemizde bu konuda çalışmalar var mı?

Aslında sadece Fransa değil, son yıllarda birçok ülke, yasal düzenlemeler ve farklı uygulamalarla, yerinde ayrıştırmayı zorunlu hale getirdi. Bazı ülkeler cezalarla caydırıcılık ve zorunluluk sağlarken, bazı ülkeler depozito sistemi, vergide indirim gibi ödüllendirme yöntemleri ile vatandaşlarını ayrıştırma konusuna dahil etmeye başladı.  

Bu konuda en erken yol alan ülke, en son çöplüğünü 25 yıl önce kapatan Almanya diyebiliriz. Bu konuda çok başarılı bir örnek de dünyadaki çöplerin %12 ‘sinden sorumlu olan ABD’nin San Francisco kentidir. 2009 da yürürlüğe koyduğu zorunlu geri dönüşüm ve kompostlaştırma yönetmeliğine, eğitim kampanyalarıyla destekleyen San Francisco, günlük 550 ton bio-atığı kompostlaştırıyor. Burada Güney Kore’nin de hakkını vermek gerekiyor. Yasal düzenlemelere ilaveten, okullarda, eğitim programlarıyla, kitlesel iletişim araçlarıyla, vatandaşlarının bilinç düzeyinde çıtayı yükselten Güney Kore’nin çevresel sorumluluklarını yerine getirme konusundaki kararlılığı, tüm ülkelere örnek teşkil etmeli diye düşünüyorum. 

 

ATIK YÖNETİMİ KONUSUNDA İSTENİLEN NOKTADA DEĞİLİZ

Bizim ülkemizde durum nedir?

Ülkemizde; 2013 yılında, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde yapılacak değişiklikle, “üç ve daha fazla katlı yeni binalarda evsel atık ayrıştırma sistemi zorunlu olacak” diyerek biz çevrecileri heyecanlandırmıştı. O zamandan beri zorunlu olmasını bekliyoruz. 

Tabi bu süreçte hiçbir şey yapılmadı diyemeyiz. 2014 de “Biyobozunur atık yönetimi” yönetmeliği taslağı hazırlandı, ilgili oda ve kurumlardan görüş istendi. Sonra rafa kalktı. En azından gündeme getirildi. Sonra bazı yönetmelikler yayınlandı. Mesela; 2 Nisan 2015 de, “Atık Yönetimi” yönetmeliği yayımlandı.  Emine Erdoğan’ın girişimiyle  26 Eylül 2017 de, “Sıfır Atık Projesi” başlatıldı. Halen devam eden bu proje ile, en azından kamu kurumlarında bir farkındalık oluştu. 12 Temmuz 2019 da “Sıfır Atık” yönetmeliği yürürlüğe girdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2022 Ocak ayının ilk haftasında yine site, apartman ve villa tipi müstakil konutlarda geri kazanılabilir atıklarda ayrı ekipman zorunluluğu, yine toptancı halleri ve pazar yerlerinde oluşan gıda atıklarının kaynağında ayrıştırılmasını sağlamak amacıyla da ‘biyobozunur atıklar’ için ayrı biriktirme zorunluluğu getirildiğini duyurdu.

Yönetmeliklerin uygulaması, yetkili bakanlık düzeyinde duyurulan değişiklikler ve düzenlemeler konusunda, yıllardır “cek”, “cak” lar dinliyoruz diyebilirim. 

EVLERDE ARTIK YÖNETİMİ ZORUNLU HALE GETİRİLMELİ

Yerelde durum nasıl?

Bazı belediyeler , kaynağında ayrıştırmaya dönük, ayrı renklerdeki konteynırları uygulamaya soktu. Ayrıştırmayı teşvik eden bazı projeleri hayata geçirdi. Muratpaşa belediyesinin “çevreci komşu kart”, Kepez belediyesinin “israf olmasın mama olsun”, Gazipaşa belediyesinin “çöp olmasın, toprak olsun, kompost gübre üretimi”,  Alanya belediyesinin “sıfır atık eğitim seferberliği”, Manavgat belediyesinin “1. sınıf atık geliştirme merkezi”, Antalya Büyükşehir Belediyesinin “çevre eğitim merkezi, kompost/atıksız yaşam atölyeleri” ilk aklıma gelenler. 

Ancak bu tür projelere, vatandaş katılımı ve desteği maalesef çok yetersiz kalıyor. Bir an önce zorunluluklar ve yaptırımlar hayata geçirilmeli, bu da kampanyalar ve eğitimlerle, adeta bir seferberlik ilan edilerek, tüm bireylerde çevreci dönüşüm sağlanmalı. 

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, ATIKTAN ENERJİ ÜRETİYOR

Bioatık yönetimi sadece evleri değil mutfağı olan tüm işletmeleri kapsıyor. Bu şekilde geri kazanımın doğal ve ekonomik faydası hakkında ne dersiniz?

Genelden başlayacak olursak, atık olarak nitelendirilen her materyal, uygun işleme metodu ile üretimde kullanılabilecek bir hammaddeye veya enerjiye dönüştürülebildiğine göre, atık kavramını sorun olmak yerine, bir fırsat olarak görmek gerekir. Atık Yönetimi Eylem Planı’na göre, biyobozunur atıkların, katı atık türleri dağılımda % 56’lık paya sahip.  Dünyada yapılış tekniklerine göre, biyoyakıt çeşitleri ve kompost ürünlerine dönüştürülerek değerlendirilen bu atıkların ekonomiye katkısını bir örnekle açıklamak istiyorum. Kaynağında ayrıştırmanın yok denecek kadar az olduğu Antalya Büyükşehir Belediyesi, dört ayrı biyokütle enerji üretim tesisiyle atıktan enerji üretiyor. Yaklaşık 40 megavatlık güce sahip bu tesislerden, ayda 137 bin 300 hanenin elektrik enerji ihtiyacına eşdeğer elektrik üretiliyor. Bu sayede yaklaşık 1.5 milyon ağacın yuttuğu karbona eş değer,  597 bin 500 ton karbondioksit  emisyon azaltımı sağlanıyor. 

Şimdi hep birlikte; Antalya’da tüm evler, oteller, restorantlar, mutfak atığı üreten diğer işletmeler, seralar, tarlalar, çiftlikler, biyobozunur atıklarını yerinde ayrıştırdığını hayal edelim. 

Koşulları uygun olanlar bu atıklarını kompostlaştırıp, toprağının organik madde miktarını artırıyor, daha fazla ve daha kaliteli ürün üretiyor. Kompostlu toprağı su tutma kapasitesini artırdığı için, yazın su ihtiyacı azalıyor, kışın yağışlarda erozyon ya da taşkın riski olmuyor. Hem kendisine ekonomik fayda, hem çevreye fayda sağlıyor. Kompost yapma koşullarına sahip olmayanlar ise, ayrıştırdığı materyalleri belediyeye ya da yetkilendirilmiş kuruluşa veriyor. Onlar ya kompost tesisine ya da enerji tesisine gidiyor. Oradan sağlanan ekonomik gelir, kendisine bir şekilde ekonomik fayda olarak dönüyor. Üstelik doğayla barışık başka bir yaşamı mümkün kılıyor…  

Hep birlikte bunu hayata geçirebilmemizin önünde hiçbir engel yok. Daha da geç olmadan, evlatlarımıza yaşanabilecek bir dünya bırakmak için  hep birlikte harekete geçmek gerek.

* Fransa’da 1 Ocak’tan itibaren vatandaşların gıda ve bitki atıklarını kompost etmesi zorunlu oldu. Belediyeler, Fransa’nın 2 milyar euroluk Yeşil Fon desteğiyle vatandaşlara sebze kabukları ve son kullanma tarihi geçmiş yiyecekler gibi biyolojik atıkları ayırmaları için yardımcı oluyor. Organik atıkların belediyenin dağıttığı plastik çöplerde ya da toplama noktalarında biriktirilmesi gerekiyor. Yerel yönetimlerin topladığı kompost kimyasal gübre yerine kullanılacak veya biyogaza dönüştürülecek. Evsel atıkların neredeyse üçte birini oluşturan gıda ve bahçe atıkları, diğer çöplerle karıştığında düzenli depolama alanlarında veya yakma fırınlarında metan ve karbondioksit gibi sera gazları üretiyor. (https://tr.euronews.com/green/2024/01/03/fransa-gida-atiklarinin-kompost-edilmesini-zorunlu-hale-getirdi)

EVDE BOKASHİ KOMPOST YAPIMI*

Gerekli Malzemeler: Kompost kovası; hazırları var ancak istenirse evde de yapılabilir. Üst üste geçebilen iki plastik kovadan üsttekinin altı delikli oluyor ki kompost beklerken suyu aksın, akan sular iki güne bir boşaltılıyor.  Bu su da bir çeşit sıvı kompost olduğundan bitkilerin toprağına katılabilir. 

Her türlü gıda ve bitki atığı kompostlanabilir tek şart bozuk ve çürümüş olmaması: Çay posası, yumurta kabukları, sebze-meyve kabukları, kuruyemiş kabukları, günlük yemek atıklarının tamamı kompost olabilir. Bahçe atıkları; yaprak, dal vs.

Nasıl Hazırlanıyor: İçiçe geçmiş olan kompost kovalarından üsttekinin en alt kısmına kağıt ya da talaş serildikten sonra o günkü atıklar biriktiriliyor. Günün sonunda o gün birikenlerin üzerine kağıt, talaş ve/veya yaprak konuluyor. Ardından fermentasyonu hızlandırmak için sirke, sulandırılmış bir kaşık ev yapımı yoğurt ya da kuru maya ekleniyor. Bu şekilde kova doluncaya kadar her seferinde aynı işlem tekrar ediliyor.  Bu süre içinde iki güne bir kompostun alt kovaya süzülen suyu boşaltılıyor. Dolan kova bir hafta on gün bekletildikten sonra kompost toprağa gömülüyor.  İçeriye oksijen vermek adına sık sık karıştırmak gerekiyor. Bir hafta on gün kadar da toprakta kaldıktan sonra oradan alıp gübre olarak kullanılıyor. Aynı zamanda daha sonra kullanmak üzere bekletilebilir.  

Bozulan toprak yapısını kompost gübre ile üç yıl içinde sağlıklı hale getirebiliriz. 

 

*Antalya Büyükşehir Belediyesi İnovasyon ve Çevre Eğitimi Merkezinin düzenlediği 

 “Kompost Yapım Atölyesi”si notları.

Seher Özen Karadeniz

 

Önceki İçerikSınırları Aşan Sergi
Sonraki İçerikTuzlu Bal
Seher Özen Karadeniz
İletişimci /Eğitmen. Okur, yazarım. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde lisans, Gazetecilik bölümünde de yüksek lisans eğitimi aldım. İstanbul’da gazeteci olarak başladığım çalışma hayatımı, halkla ilişkiler sektöründe medya ilişkileri yöneticisi olarak sürdürdüm. Yavaş kent olduğunu düşünerek 2007 yılında Antalya’ya yerleştim. Büyükşehir Belediyesi’nin Tarih Vakfı’nın danışmanlığında sürdürdüğü Kent Müzesi Projesi’nde görev aldım. Proje vesilesiyle hem kenti, hem de insanın geçmişle olan ilişkisini nereden kurması gerektiğini öğrendim. Belleğin kıymetini, tarihin sadece kahramanların hayatı üzerinden yazılamayacağını/yazılmaması gerektiğini kavradım. Bu kavrayışla kentimle ilgili fullantalya ve businessantalya kent bloglarında röportaj yapıp kent yazıları yazıyorum. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde iki yıl süreyle ‘Kurum Kimliği’ ve ‘Medya Planlama’, yaygın eğitim merkezlerinde ‘İletişim’ dersleri verdim. Halen kent içindeki en büyük yeşil alanı olan Zeytinpark’ta ‘Doğada İletişim, Doğayla İletişim’ başlılığıyla iletişim eğitimleri veriyorum. www.martidergisi.com’da 2012 yılından beri kitap yazıları, insan hikayeleri, kent yazıları, zaman zaman da gezi yazıları yazıyorum. Yaşam boyu öğrenme tam bana göre deyip AÖF Sosyal Hizmetler bölümünü bitirdim. Halen Sosyoloji bölümü 4. sınıf öğrencisi olarak öğrenim hayatımı sürdürüyorum. Evliyim ve 13 yaşında bir oğlum var.