Adabımuaşeret ve Sosyal Medya -2

Efendim, sosyal medyada adabımuaşeretin nasıl olması gerektiğini anlatmak sayfalara sığmıyor, görüyorsunuz. Önceki yazımın devamı olarak burada Whatsapp’da birçok insanın görmezden geldiği, normalleştirdiği bazı hususlara değinmek istiyorum müsaadenizle…

Whatsapp’da Görgü ve Edep

Hepimizin kullandığı mesajlaşma ve bilgi paylaşım araçlarından biri de WhatsApp oldu artık. Anlık, hızlı, geri dönüş alabileceğimiz bir uygulama olan WhatsApp’ta da görgü kuralı olur mu demeyin. Bal gibi olur.

Whatsapp Grupları

Eğer bir  WhatsApp grubu kuruyorsanız, kişileri o gruba eklemeden önce haber verin. Zor değil; “Senin için uygunsa seni x grubumuza ekliyorum” diye yazmak, on saniyenizi almaz. Çünkü kimse istemediği bir grubun, topluluğun, görüşmek veya haberleşmek istemediği insanların içinde olmak zorunda değildir.

Görgü sadece WhatsApp grubu kurarken nelere dikkat edilmesi gerektiği ile bitmiyor elbette. Kurulan grupların amacı dışında kullanılmaması gerekir. Örneğin bir öğretmenin velilerle hızlı iletişime geçebilmek adına oluşturduğu bir WhatsApp grubu, velilerin sürekli çocuklarının resmini gruba gönderdiği, ikili üçlü görüşmelerin, yemek tariflerinin, alışveriş listelerinin vb. ortada konuşulduğu, uzun ve gereksiz zincir mesajların paylaşıldığı yerler olmaktan çıkmalıdır. Özel görüşmeler, kişilerin kendileriyle bire bir yapılmalıdır. Gruba mesaj gönderirken, saate dikkat edilmelidir. İnsanlar okul, öğretmen, iş, proje gibi belli bir amaca hizmet eden grupların konuşmalarını ‘önemli bir haber alabilirim’ düşüncesiyle genelde sessize almazlar. Ancak gecenin ikisinde mesaj gelirse “Önemli bir şey oldu herhalde” heyecanı yaşarlar. Halbuki açtıkları WhatsApp gönderisi, o saatte gruptaki bir münasebetsizin gönderdiği haftalık burç yorumlarından ibarettir. Dolayısıyla karşınızdaki insanı biraz olsun düşünerek, empati kurarak, özel hayata saygı göstererek hiçbirini yapamıyorsanız saate bakarak mesaj göndermek gerekir ve bu da telefonla aramak kadar önemli bir görgü kuralıdır. Nasıl ki gruptaki birini gecenin üçünde uykunuz tutmadı diye aramıyorsanız, gereksiz mesaj da göndermemelisiniz. Ayrıca spam türünde veya zincir mesajların gönderilmemesi de yine bu maddeyle ilişkilidir. “Bildirimleri sessize alsın, uyandığında veya müsait olduğunda okusun” diyecek çoğunuz. Konumuz bu değil. Konumuz neyi ne zaman göndereceğimizi bilmek, konumuz karşı tarafa saygı.

WhatsApp gruplarına bir kişiyi eklerken onun onayını almalı ya da davet bağlantısı göndermelidir. Bizde durum şöyle enteresandır: Bir kişi, onun isteği ya da rızası sorulmadan şak diye gruba alınır ve gruba izin almadan dahil eden bu kişi kaba olmaz. Ama rızası olmadan gruba dahil edilen kişi o gruptan ayrıldığında o kişi kabalıkla suçlanır. Kişinin o grupta görüşmek istemedikleri olabilir, rahatsız olduğu kişiler olabilir, gruba vakit ayıracak durumda olmayabilir. Dolayısıyla tüm bunları göz önünde bulundurarak izinli şekilde irtibatlarımızı bir gruba dahil etmeliyiz. Aslında “WhatsApp grupları” uzun uzadıya üzerinde konuşulacak ayrı bir başlık konusu ama WhatsApp grubuna katılma ve gruptan çıkma görgüyle çok yakından ilgisi olan konular olduğu için ele almak istedim.

WhatsApp gruplarında bir diğer konumuz, yanıt vermek.

Mesajlara makul bir süre içinde yanıt verilmesi çok önem taşıyor. Bilhassa sizinle ilgili bir durum varsa ve sizden haber bekleniyorsa lütfen ertelemeyin. Cevap vermek de bir görgüdür. Cevap vermenin bir görgü olduğunu bilmek kadar az ve öz konuşmak da bir görgüdür. Konuşurken laf kalabalığından kaçındığımız gibi yazarken de buna dikkat etmek gerekir. Zira uzun yazışmalar dikkati dağıttığı için bazı önemli mesajlar arada kaynayabilir. Bu hususların hepsi bire bir yazışmalar için de geçerlidir.

Gruba girme meselesi kadar bir diğer değişik mesele gruptan çıkma mevzusudur. Eğer bir arkadaş grubuysa ve grup işlevini bitirdiyse (diyelim ki kalabalık bir arkadaş grubuyla konsere gidilecek ve o konser için bir grup oluşturulmuş) organizasyon bittiğinde belli bir zaman sonra gruptan çıkılmasında bir mahzur yoktur. O zaman bile gerekçe yazılabilir, gruptakilere kısaca “Hoşçakalın” denilebilir.

Beş yıllık bir arkadaş grubu ise ve buradan haberleşip görüşüyorsanız ki bu tarz gruplarda –benim kanaatim öyle- “Ben çıkıyorum, görüşmek üzere” diye yazmak bir adaptır, bir görgüdür. Sonra bir gün alırsınız elinize telefonu, arkadaşlara bir merhaba diyeyim, dersiniz, bir de bakarsınız, kendi kendinize konuşuyorsunuz. Kimseler yok o grupta… Herkes almış başını gitmiş. Tesadüfen grup bilgisinden görürsünüz yalnız kaldığınızı. Sürekli kim var kim yok diye de bakılmıyor haliyle grup bilgisi bölümlerine… Başıma geldi, oradan biliyorum.

Toplu Mesajlar

Lütfen insanların talebi olmadan onları toplu mesaj listelerine dahil etmeyin. Dikkat ederseniz burada “izin almak” tan bahsetmiyorum. Talep etmekten söz ediyorum. “Sana sevdiğim mesajları yollayayım mı?” veya “Belli aralıklarda sana mesaj göndereyim mi?” diye soran birini kerhen kabul eden bir kişi aslında çok razı değildir. Sizin sürekli gönderdiğiniz “Hayırlı cumalar” ya da “Bolluk bereket seninle olsun, akışta kal bla bla…” mesajınızdan bile rahatsız olabilir. Çünkü bunlar toplu mesajlardır ve böyle mesajlar herkese değil, talep edene gönderilir. Bu türden mesajları aslında gönderen kişi bile okumamaktadır, burada sadece kopyala yapıştır yaparak, Manas Destanı’ndan uzun mesajları göndererek, “Ben okudum, öğrendim, biliyorum, sen de bil” mantığıyla yaklaşıp bir üstünlük kurma, bir haz yaşama arzusu ve takıntısı içindedir. Ve bu tip insanların size saygısı yoktur. Böyle bir durumla karşı karşıya kalındığında yapılması gereken ilk şey, o toplu mesaj grubundan çıkmak veya sizi çıkarmalarını talep etmektir. Hâlâ çıkarmadılarsa o kişiyi engellemekten başka çare kalmamıştır.

Selamlaşma ve Konuşma

Gelelim bire bir WhatsApp görüşmelerinde nelere dikkat edilmesi gerektiğine. Sohbet mesajları çok acil bir durum olmadıkça bir selamlaşma ile başlamalıdır. Günlük hayatımızda karşılaştığımız insanlarla nasıl selamlaşıyorsak mesajlaşırken de zamana ve muhatabımıza uygun bir selamlaşmayı tercih etmeliyiz. Türkçemize özen göstermeli, vakitten kazanmak adına anlaşılmayan kısaltmaları kullanmamalıyız. Öncelikle WhatsApp’ta yazılan mesajları açık, anlaşılır, net bir dil ile yazmalıyız.

WhatsApp görüşmelerinde her kelimeyi mesaj olarak göndermemeli,  cümle kurarak mesajlaşmalıyız. Söylemek istediğimiz şeyi derli toplu bir cümleyle yollamalıyız. Bu sayede kelime kelime aşağılara doğru uzanan upuzun bir zincir yazmamış oluruz, karşı tarafın vaktinden de çalmamış, muhatabımızı çileden çıkarmamış  oluruz.

Bire bir konuşmalarda yapılan hatalardan biri de kelimelerin veya cümlelerin hepsinin büyük harflerle yazılmasıdır. Büyük harfle yazmak, dijital yazışma dünyasında kelimelerin ya da cümlelerin bağırma şeklidir. Bağırmadan yazınız efendim.

Karşılıklı uzun yazışmalarda, söylenenlerin karışmaması için ilgili mesajı seçerek cevaplamak da önemlidir. Sıralı konuşmalardan ziyade arada birkaç konunun konuşulduğu mesajlaşmalar için seçili mesajı cevaplamak karışıklığa neden olmayacaktır.

Günlük yaşamda birbirimizin konuşurken sözünü kesmek ne kadar önemli ise aynı durum WhatsApp yazışmalarında da geçerlidir. Ekranın üst kısmında “yazıyor” diye bir ifade varsa biraz sabırlı olmamız ve karşı tarafın yazmasını bitirmesini beklememiz bizim nezaketimizin bir göstergesidir.

Sesli İletiler

Ses yollamak konusu da ayrı bir önem taşıyor WhatsApp’da. Özellikle samimiyetinizin olmadığı kişilere ses gönderecekseniz bunun kısaca açıklamasını önden yapmalısınız.

Görüntülü Arama

Bir konu var ki çoğumuzun hassas noktası olan görüntülü arama. Siz hiç komşunuzun kapısını çalıp içeri destursuz giriyor musunuz? (Günlük hayatta bunu yapanlar da var maalesef ama o ayrı bir yazının konusu)  İşyerinde müdürünüzün odasına girerken kapıyı tıklatıyorsunuz değil mi, müsait midir diye… Görüntülü arama yakın ilişkilerinizin olduğu kişilerde iyi bir iletişim yöntemidir. Yazışma yerine telefonda konuşmayı, konuşma yerine görüşmeyi internet ortamında sağlayan görüntülü arama yöntemi, belli bir samimiyet gerektirir.  Görüntülü aramanın da bir adabı vardır hâliyle. İstendiği zaman görüntülü arama yapılmaz, karşı taraf konuşmak için uygun bir yerde mi, üstü başı müsait mi, görüntülü görüşmek için doğru bir vakit mi… Bunlara dikkat etmek gerekir. Eğer görüntülü arama yapılan kişi, açmıyorsa ısrarla üst üste aramanın anlamı yoktur. Samimi olmadığınız biriyle mutlaka görüntülü görüşme yapmak durumunda kalırsanız önden muhatabınızdan sesli veya yazılı izin talebinde bulunmanız, izin verirse görüntülü arama butonuna basmanız önerilir.

Emojiler

Bir diğer konu emoji kullanımında mahremiyet. Emoji de bir iletişim dilidir çünkü sembollerden oluşur. Gözlerinden kalp çıkaran, öpücük gönderen, el sallayan vb. birçok ikon aynı zamanda duygusal mesajlar içerir. Günlük hayatta mahremiyete nasıl dikkat ediyorsak yazışmalarda da aynı hassasiyeti göstermek gerekir. Sizden yaşça oldukça büyük birine, yaptığınız yazılı görüşme sonunda alev topları, kalpler vb. gönderilmez. Bu ifadeler duygu içerdiğinden yanlış anlamalara veya işlerin yanlış yerlere gitmesine sebep olabilir.

Mavi Tik

WhatsApp’da önemli bir diğer husus mavi tik’tir. Gönderdiğimiz mesajın mavi tik olduğunu görür görmez karşı tarafın hemen cevap vermesini beklememek gerekir. Mavi tik, muhatabınızın mesajınızı okuduğu anlamına gelir ama cevap yazmaya müsait olmayabilir, araç kullanıyor olabilir, bulunduğu ortam uygun olmayabilir. Kişi, mesajı okuduktan sonra cevap vermeyi unutmuş da olabilir. Bu yüzden böyle durumlarda da sabırlı olmalı, bekleme nezaketi göstermeli, hemen suizan etmemek gerekir. Uzun süre cevap gelmezse ufak bir hatırlatma mesajı yazılabilir, kişiye telefon edilebilir.

Hayat; Siz Sosyal Medyada Vakit Geçirirken Önünüzden Akıp Gidendir.

Gerek sosyal medya gerekse WhatsApp abartıya kaçmadan, amacına uygun ve suistimal edilmeden kullanılmalı. Etkileşim almak için saçma görsellerde olur olmadık tüm takip ettiğiniz hesaplar etiketlenmemeli. Sürekli şikâyet eden paylaşımlar yapılmamalı. Küfür, argo, hakaret, cinsiyet ayrımcılığı, ırkçılık, zorbalık, şiddet, nefret, tehdit, toplumun zararına olabilecek yayın içeren paylaşımlar yapılmamalı. Anlaşılmayan, karmaşık paylaşımlara yer verilmemeli.  Sosyal medyada paylaşılan bir içeriğin kaynağı eğer size ait değilse mutlaka kaynak belirtilmeli. Bir şeyin kime ait olduğunu bildirmek de önemli bir görgü kuralıdır.

Hepimiz aynı dünyayı paylaşıyoruz. Ama birbirimizden farklı özellikler taşıyoruz. Her birimizin inancı, görüşü, kültürü, yaşantısı, tercihleri farklı. Bu farklılıkları zenginlik olarak görmek gerek.

Hayat sadece sosyal medya hesaplarında çok takipçiye sahip olmaktan ibaret değil.

Hayat gerçek anlamda yaralarını sarmak isteyen insanların da hayatı.

Hayat, gerekli gereksiz sürekli mesaj aktarımı yapmaktan ibaret değil. Hayat, gecenin ikisinde “para enerjisi sana da aksın” mesajını gönderdiğiniz ve o anda hastaneden haber bekleyen arkadaşınızın da hayatı.

Hayat gerçekte olmadığınız gibi görünmeye çalışmaktan ibaret değil. Hayat, sizinle aynı görüşte olmadığı için engellediğiniz o insanın da hayatı.

Hayat hepimizin hayatı, sevgi saygı hepimizin ortak bağı. Ama biraz daha çabalasak daha güzel olmaz mı; öğrenmek ve uygulamak için bu muaşereti ve adabı…

Zeynep Kıyak 
Önceki İçerikRenkli Korkuluklar Zamanı
Sonraki İçerikAysu Azak “Sınıf Yönetimi ve İletişim”
Zeynep Kıyak
1981 İstanbul doğumlu, İstanbul aşığı olan bir İstanbullu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halka İlişkiler ve Reklamcılık Lisans, Marmara Üniversitesi Medya Ekonomisi Yüksek Lisans mezunu. Editörlük ve kurumsal iletişim alanlarında üç yıl çalıştıktan sonra, insan kaynaklarına yöneldi, 12 yıldır profesyonel anlamda bu alanda çalışıyor. Çok klişe olacak belki ama “Çocukluğundan beri yazıyor” Ortaokul ve lise yıllarında yazıyla ilgili tüm il düzeyi yarışmalarda önemli dereceler kazandı. Üniversitede TÜHİD’in düzenlediği sosyal sorumluluk temalı yarışmada ekip arkadaşlarıyla “Genç İletişimciler” dalında Altın Pusula ödülünü aldı. Yazmayı bırakmadı. Sabah, Akşam gibi gazetelerde belirli dönemlerde yazıları; Kariyer.net’in blog sayfasında makaleleri yayımlandı. 2011’de Yasemin Sungur ile yolları kesiştiğinden beri Martı’da “Alternatif İK Sözlüğü”nü hazırlıyor. Bunun yanı sıra gündemle ilgili haber yazıları, röportajlar, farklı yazı dizileri üzerine yazmaya devam ediyor. MARTIDAŞ olmayı çok seviyor. Yeni projesi için yakında harekete geçecek ve bu yüzden çok heyecanlı…