Cumhuriyetin 2. Yüzyılı Kadınların Omuzlarında Yükselecek

Bazen hayatın yükü ağır geliyor, her şey karanlık görünebiliyor. Böyle anlarda Atatürk’ü hatırlamak, onun yaptıklarını anımsamak, ona sığınmak, ondan güç almak ve Atatürk gibi düşünmek gerekiyor. Çünkü bu topraklar, en umutsuz denen anlarda bile umudu yeniden yaratmış topraklar.

Bu hafta gurur verici bir haberle umutlandık.

Kara, Hava ve Deniz Harp Okulları’nın birincileri, genç kadın teğmenler oldu. Teğmen Ebru Eroğlu Kara Harp Okulu’nu, Teğmen İkra Kuyumcu Hava Harp Okulu’nu, Teğmen Şeyda Yıldırım ise Deniz Harp Okulu’nu birincilikle bitirdi. Bu başarılarıyla hepimize ilham veriyor, göğsümüzü kabartıyorlar. Çalışkanlıkları ve azimleriyle öne çıkan bu kadınlar, Atatürk’ün izinden giderek yeni bir döneme öncülük ediyorlar. Bu öğrenciler, Atatürk’ün yolundan sapmadan, cesaretle ilerliyorlar.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, kadınların omuzlarında yükselen bir ülkede yaşayacağımıza inanıyorum. Bu düşüncem, kişisel gözlemlerime ve ülkemin farklı yerlerindeki değişimlere dayanıyor. Kadınlar daha fazla okuyor, araştırıyor ve “benden geçti” demeden üniversiteye, yüksek lisans programlarına başlıyorlar. Çocukları büyünce iş kuruyorlar. Eğitimlere katılıyorlar. Gelişim eğitimlerine katılanların %95’inin kadınlardan oluşması, onların hayat boyu öğrenmeye olan bağlılıklarını kanıtlıyor. Kitap kulüplerinde de yine çoğunluğu kadınlar oluşturuyor. Bu eğilim, geleceğin kadın liderlerle şekilleneceğini gösteriyor. Kadınlar neden daha çok çabalıyor? Çünkü tarih boyunca kazanılması gereken haklar için çabaladılar. Bu yüzden daha fazla çalışıyor, daha fazla öğreniyor ve dünyayı değiştirmek için liderlik ediyorlar.

Türkiye’de son yıllarda hayatın farklı alanlarında kadınlar daha öne çıkıyor.

  • Mahalle Esnafı Olarak Kadınlar
  • Evde Üretim Yapan, Sosyal Medyada Satan Kadınlar
  • Kadın Kooperatifleri
  • Yerel Yönetimlerde Kadın Muhtarlar
  • Kadınların Sosyal Yardımlaşma Faaliyetleri
  • Eğitimde Kadınların Rolü
  • Kadınların Tarımda Yükselişi

Kadınların iş yaşamında erkeklerle eşit kriterlere göre değerlendirilmesi, terfi ettirilmesi ve eşit ücret alması için hep birlikte çalışmalıyız. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı, kadınların liderliğinde daha adil, daha eşit bir geleceğe doğru ilerlemesi için hepimizin yapacağı bir şeyler vardır.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor.

Bir devlet başkanının, bir futbolcunun ya da bir cerrahın erkek olması gerektiğini düşünmek, toplumsal cinsiyet rollerinin kök saldığı algıları gösteriyor. Bu kalıplar, alışkanlıklarımız, önyargılarımız ve yanlış inanışlarımızdan kaynaklanıyor. Eğer toplumsal cinsiyet eşitliğini savunuyorsak, düşüncemizden, dilimizden ayrımcı kalıpları çıkarmalıyız.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünü hatırlatıyorum:

“Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”

 

Önceki İçerikDört Anlaşma, Don Miguel Ruiz
Sonraki İçerikBilincin Evreninde Yalnız mıyız?
Yasemin Sungur
Yıllar önce okul dönemimin bittiğini söyleseler de ben hayatın tutkulu bir öğrencisi ve seçip aldıkları, özünden kattıkları ile sen izin verirsen ben bir rehber. Ben bir Özgür Martı. Ben bir düşleyen. Kanatlarım ile gelişime, paylaşıma ve değişime keyifle uçarım. İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ulaşmak için MartiDergisi.Com’u uçurdum. Şimdi hep birlikte uçuyoruz. Kitapdaşlarımla birlikte Kitap ile Sohbet ederim ve onları İstanbul Oyuncak Müzesin de baş konuk olarak ağırlarım. Oyun oynamayı bırakmadım. Hayatı kelimeler ile anlatmayı, yazmayı ve onların büyüsüne kapılıp Yaz(ı) Kamplarımı keşfe dönüştürmeyi bilirim. Harekete Geçmeyenleri enerjimle uyandırırım. Sevgiyle nefes alıp, şiirle güne başlarım. Aşk ile Can oğlum ve Ceren kızımla, evrende hayat bir başka güzel. Şükür...