Ay kurulanmadı daha, saçlarından özlem damlamakta,
Buharında bir yakamoz, zil zurna sarhoştur rıhtımda.
Uzanmak istiyor denizin bıçkın dalgası
Gökkuşağından tırmanmak istiyor Ravenna’ya.
Deniz demlenmede, boş kadehlerde lodos dağıtır,
Güneş, sarhoş, sırtüstü her bir ışını başka limanda…
Ağlayan dalgaları ay sakinleştirir, yatırır.
Şimdi vardiya zamanı, kumanda odası yola uyanık
Güverteye yorgun, çalışan motor yağa susamış.
Yemek kokusu yalıyor denizi, gökyüzü solgun, yırtık,
Tuzlu suyun çöl sessizliği Çarkçıbaşı’nın sesi yanık
Bir ayrılık türküsü İtalya sularında erir,sulara karışır…
Ravenna’da güneş eski kale burçlarından dağlara düşer,
Kalan son yüreklerde Doğu Roma’nın, kuruyan yüzü küser.
Başını suya yaslayan limanda, her şey susar…
Ravenna Deniz Günlükleri – 4
Gök ile yer aynıdır Ravenna’da,
Erimiştir benler, sanlar, yapılar,
Akıp, giden ipi kopmuş zamanın ülkesinde.
Çığlığa sabrını sorma, gücü uykudandır,
Hangi alevde bahara uzanır bilinmez.
Hangi duayı okur? Hangi tapınakta uzanır Tanrı’ya?
Kim bilir, nerededir,hangi inancın sınırında!
Işığı güneşten habersiz, kuytuluklara iner,
Bitki,böcek dokunmaz ışığa,yer açar yanında..
Ey ateş!
Uzatıyorum ellerimi,
Bir avuç çiçeğe dön!
Büyüdüğün ocağın kızıl saçları aşkına!
Bir gül ol Madrid’den,
Gel,takıl kulağımın arkasına…
Nuri Taner