Çocukluğundan itibaren piyanoyla büyüyen, müziği adeta bir hayat biçimi haline getirerek yaşamayı seven sanatçı Tuluyhan Uğurlu ile öğrencilik yılları, kariyer yolculuğu ve gelecekle ilgili düşüncelerini konuştuk.
Bize kendinizi ve sanatınızı kısaca anlatır mısınız ?
İnsanın kendisini anlatması biraz zor. Önemli olan benim insanlara nasıl göründüğüm. Bu nedenle bu sorunun yanıtını beni tanıyanlara sormak gerekiyor.
Bir besteci ve sanatçı olarak yaptığınız çalışmalarda, bir gününüz nasıl geçiyor ?
Sıradan bir insan nasıl yaşarsa, öyle yaşarım. Konser günlerim dışında saat kaçta kalkacağım pek belli olmaz. Kalktıktan bir süre sonra hayata karışırım. Eğer yetiştireceğim bir iş yoksa, çalışma saatlerime de çok dikkat etmem. Olabildiğince insanların içine karışmaktan, yeni insanlarla konuşmak, sohbet etmekten hoşlanırım. Deniz kenarında bir bardak çay içmek, kısa yürüyüşler, televizyon izlemek, kitap okumak…
Müzik ile tanışmanız ne zaman ve nasıl başladı, geçtiğiniz süreçleri bize anlatır mısınız?
Müzikle nasıl tanıştığımı hatırlamıyorum, sanki müziğin içine doğmuş gibi hissediyorum kendimi. Ben doğduğumda evde piyano vardı. Dört yaşımda müzik eğitimim başladı. İlkokul sıralarındayken okulla konservatuarı birlikte yürütürdüm. Sonra harika çocuklar sınavı… Yurt dışında yüksek müzik eğitimi yapma hakkını kazanmam… Viyana Müzik Akademisi derken, müzikten bir dakika bile ayrılmadan bugüne kadar geldim.
Bu süreçte, örnek aldığınız birileri oldu mu ?
Gençlik yıllarınızda pek çok sanatçıyı örnek alıyorsunuz. Şimdi hatırlayabildiklerim Friedrich Gulda ve Keith Jarret…
Karşılaştığınız zorluklara örnek verebilir misiniz?
Ben zorluklardan bahsetmekten hoşlanmam. Her insanın hayatında zorluklar vardır. Ben dünyaya iyimser bakanlardanım. Sanatkar geleceğe inanmak zorunda… Geleceğe inanmazsanız, yazamazsınız.
Gelecek için nasıl planlarınız var? Hedefleriniz neler?
Hayatım boyunca, sağlığım elverdiği müddetçe konserlerimin sürmesini isterim. Dünyanın en büyük konser salonlarında kendi müziğimi çalmak, halkın içinde yaşamak… Yaşadığım toprakların kültürünün yarına en iyi biçimde kalabilmesi için çalışmak… Bugüne kadar hedefimde hep bunlar vardı… Bugün de değişen bir şey yok.
Çocukluğunuzda hayalinizdeki meslek neydi?
Bana seçmem için başka bir meslek şansı verilmedi. Böyle bir şeyi düşünecek bir zamanım da yoktu. Ancak bana seçenek bırakılmadan bu mesleği seçtiğim için çok şanslı olduğuma inanıyorum. Koskoca bir sevgi imparatorluğunun içinde yaşamak, yaşadığı dönemde anlaşılabilmek ve sevdiği işten kazandığı para ile geçinebilmek… Dünyanın en mutlu insanlarından biri olduğumu düşünüyorum…
Yine de bir başka meslek seçmem istense astronot olmak isterdim… Kainatın bilmediğimiz, görmediğimiz noktalarına ulaşabilmek, yıldızlara daha yakın olabilmek bana cazip gelirdi…
Nasıl bir öğrenciydiniz?
Çalışkan bir öğrenciydim. Çok ders çalışmazdım ancak okuduğumu anlardım.
En sevdiğiniz dersler hangileriydi?
Şaşıracaksınız ama matematiği severdim. Belki de müziğin temelinde de matematik olduğundandır.
En sevdiğiniz öğretmenlerinizi hatırlar mısınız? Hangi özellikleri dikkatinizi çekerdi?
Sevdiğim pek çok öğretmenim vardır ancak şimdi birinin adını söyleyip, diğerlerinin hakkını yemek istemem. Ayrıcalıklı hocam ise piyano öğretmenim ve geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz Necla Tiner’dir. Kızı piyanist Hülya Tarcan’la hala görüşürüz.
Akademik eğitiminiz size neler kattı?
Akademik eğitim size güven verir, doğru düşünmeyi öğretir. Bence her meslekte bu böyledir.
Şans ve rastlantılar var mı kariyerinizi / yaşamınızı etkileyen?
Şans her zaman önemlidir ancak sadece şans yetmez. Bu şansı iyi kullanabilmek önemli.
Sizin geçtiğiniz yerlerden geçecek olan öğrencilere tavsiyeleriniz, motive edecek, daha başarılı olmaya yönlendirecek önerileriniz var mı?
Öğrencilere daima şunu söylerim: Geçmişi ve temel bilimleri çok iyi bilmeliler ancak her zaman özel olmaya, farklı olmaya özen göstermeliler.
Ekibinizi oluştururken nelere dikkat edersiniz? Ekibinize dahil edeceğiniz adayda hangi özellikler öncelikli olmalıdır ?
Ülkesini sevmeyen, yaşadığı topraklara tutkuyla bağlı olmayan insanların benim yanımda işi olmaz. Özgür düşünceli insanlarla çalışmak isterim. Önce sanat, sonra para gelmeli… Zamanında 24 saat çalışabilmeli… Kendini yenileyebilmeli.
İşinizde daha iyi olmak için nelere dikkat edersiniz?
Çok çalışmak, disiplin… Zaten bunlar olmadan müzik yapmak zordur…
Kendinizi daha mutlu hissetmek için neler yaparsınız?
Bir zamanlar konser vermeye gittiğim şehirlerde hiç kalmaz, sabah gider, konserimi verir dönerdim… Şimdi mutlaka bir gün önce gidip, bir gün sonra dönüyorum… Farklı yerler, farklı insanlarla birlikte olmaya, yıllardır ihmal ettiğim doğa ile barışmaya çalışıyorum. Bu da bana kendimi çok iyi hissettiriyor. Geçen ay içinde Rize’de konserim vardı. Ertesi günü Çamlıhemşin, Zilkale ve Ayder Yaylası’nda geçirdim. Sanki yenilendim, huzura kavuştum ve bugüne kadar oraları fark etmediğim için kendime kızdım.
Kendinizde beğendiğiniz güçlü özellikleriniz hangileri?
Zor durumlara kolay adapte olurum. Yaşadıklarım konusunda kendimi de çevremdekileri de suçlamam. Görünürde olayı olduğu gibi kabullenip, yoluma devam eder gibi görünsemde sonuc olarak bir olayın istediğim gibi neticelenmesi icin sonuna kadar mücadelede ederim ve bunda da basarılı olurum.
İşinizi daha iyi yapmak için hangi yönünüzü geliştirmek istersiniz?
Müzik bir iş değildir,hayat tarzıdır ve yasam felsefesidir.Müzik bir bütün olduğundan insan her yönünü geliştirmelidir. Her yönünü geliştiren varlık müzikle daha çok bütünleşir.
Sanatınızda daha iyi olmak için nelere dikkat edersiniz?
Emek verilen her şeyin günün birinde başarıya ulaşacağına inanırım. Çalışmak, emek vermek benim için hep önemlidir. Kolay başarılardan ise, her zaman çekinmişimdir.
Kendinizi daha mutlu hissetmek için neler yaparsınız?
Toplum içine karışırım, konserlerin ardından uzun süre dinleyicimle beraber olurum. Bunlar beni mutlu eder.
Hobileriniz nelerdir, nelerle ilgilenirsiniz?
Bunca yıl sadece çalışmaya programlandığım için hobilerim pek gelişmemiştir. Yılda 105 konser veriyorum. Gittiğim yerleri tanımaya çalışıyor ve gözlem yapıyorum.
Sizi yönlendiren, geliştiren tavsiye edeceğiniz 1-2 film veya kitap ismi bizlerle paylaşabilir misiniz?
Unutamadığım filmler arasında Cesur Yürek ile Cennetin Krallığı vardır. Defalarca izlediğim halde ne zaman televizyonda görsem tekrar aynı zevkle izlerim. Son dönem filmleri içinde Matrix beni çok etkilemiştir. Kitap konusunda roman yerine felsefi kitapları, uzay, kainat konuları üzerine yazılan eserleri severim. Dinler, ritüeller ilgi alanımdır.