İstanbul sürprizlerle dolu bir kent, her an insanı şaşırtıyor. Osman Hamdi Bey ve Fazıl Hüsnü’nün heykellerinin bulunduğu Kalamış Parkı da şehir içinde hem bir vaha hem de Kadıköy’ün en keyifli yerlerinden.
Yaşadığımız şehirlerde, özellikle büyük şehirlerde, nefes alanı, huzur mekanı, çocuklarla gezmek ve oynamak, köpekle yürüyüş yapmak, sevgiliyle buluşmak, kafamızı dinleyip tek başımıza kitap okumak, sokak kedi ve köpeklerini beslemek, çay keyfi yapmak için en uygun yer parklar.
Kalamış Parkı da böyle bir park. Üstelik deniz kenarında, üstelik İstanbul’un en eski semtinde, üstelik içinde çocuk bahçesi, halı futbol sahası, kumda voleybol sahası, yazlık-kışlık kafeterya, lokanta, kazlar, ördekler için minik bir bahçe ve küçük bir amfi tiyatro bile var.
Parkın sürekli sahipleri de var. Kediler, köpekler ve martılar, kargalar.
Yürüyüş yaparken kedileri haftanın en az üç günü beslemeyi kendine görev almış ‘kedibaba’yı izledim. Çeşitli noktalarda kedilere getirdiği yemeği ve suyu dağıttı. Şöyle bir saymaya çalıştım en az yüz kedi var parkımızda. Kediler ve parkın ziyaretçileri deniz kenarında birlikte güneşin doğuşunu ve batışını izliyorlar taşların üzerine oturarak. Herkes halinden memnun.
Yirmi dört saat yaşayan bir park burası, her saatinde farklı ziyaretçileri var, hafta sonları pek çok çocuklu aile burada. Gün içinde minderlere uzanıp gazetenizi okuyacağınız bir ağaç altı bile bulabilirsiniz. Pazar sabahları kahvaltı için de çok uygun. Sabah erken saatler benim en çok sevdiğim renkte park, ılık sabah ışığı, kediler mahmur, kuşlar bol cıvıltılı.
Martıların her sabah günaydın diyerek uyandırdıkları Osman Hamdi Bey ve Fazıl Hüsnü Dağlarca da parkın sürekli konukları. Heykelleri kimin yaptığı yazmıyor. Osman Hamdi Bey kucağında kitabıyla bizleri sakin bir köşede kitap okumaya davet ediyor. Dağlarca ise denize bakıp, seyre dalıp şiir okumaya, seçim sizin.
Kalamış Parkı, Münir Nurettin Selçuk Caddesi üzerinde. Deniz kenarından sağa doğru yürüseniz Yoğurtçu Parkından geçip, Modaya uğrayıp Kadıköy meydanına kadar, sola doğru yürürseniz Kalamış Marina’dan geçip, Fenerbahçe Burnunda bir tur atıp, Caddebostan sahilinden geçip, tüm sahil şeridini Suadiye, Bostancı, Kartal, Pendik yürüyebilirsiniz.
Kalamış dediğimizde Münir Nurettin Selçuk üstada selam vermeden buradan geçemeyiz. Haydi hep beraber…
Yok başka yerin lütfu ne yazdan ne de kıştan
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan
Yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan
İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar
Düşsün suya yer yer erisin eski zamanlar
Sarsın bizi akşamda şarap rengi dumanlar
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış”tan
Fethettiniz ay parlayarak sen gülerekten
Gündüz koya sen gel gece kalsın a yanımda
Ses çıkmıyor artık ne kürekten ne yürekten
Emret güzelim istediğin şarkıyı emret
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan
Şiir Behçet Kemal Çağlar
Yasemin Sungur