Gözyaşı Sarayı

Aşk büyülü bir masal mı? Öyle olduğunu düşünenlerdenseniz, Gözyaşı Sarayı’nda fazlasıyla bulacaksınız aradığınızı…

Fransa’nın, bağları ve şaraplarıyla ünlü Chateauneuf du Pape bölgesindeki üzüm bağlarının sahibi olan otuz beş yaşındaki şarap tüccarı Casimir, bir gün Palaıs Royal’de dolaşırken, gözü bir dükkana takılır. Vitrinde siyah bir kadife, üzerinde de Şark Sırları yazısı vardır. gozyasi-sarayi1Bu sözlerin efsununa kapılan genç adam içeriye girer. Loş bir mekanda, doğuya özgü nargileler, sarıklar ve hançerler arasında gezinirken, fildişi renginde, bir gözü mavi, bir gözü sarı, altın laleler işlenmiş yeşil bir kaftan giyinmiş bir kadın minyatürüyle karşılaşır. Minyatürün yaldızlı çerçevesinin kenarında La Poupee (Kukla) yazmaktadır. Minyatür, sebebini anlayamadığı bir şekilde ilgisini çeker ve dakikalarca ayrılamaz önünden. Satıcıdan bilgi istese de, sadece Avare isimli bir ressamdan alındığını öğrenebilir.

Dükkandan çıktığında, elinde bu kadın figürü vardır. O gece uzun saatler bu minyatüre bakarak daldığı uykusunda bir rüya görür. Camiileri, kubbeleri, ulu ağaçlarıyla muhteşem güzellikteki bir şehirdedir. Bir kadın tek başına bir avluda ağlamakta ve gözyaşlarını bir çeşmeye doldurmaktadır. İşte tam o anda Casimir’in düşlerindeki kadın da, onu görmektedir rüyasında.

Günler geçip, bu kadın genç adamın yüreğinde aşılmaz bir tutkuya dönüşünce, Casimir, ülkesini, ailesini ardında bırakarak, 1860’ların İstanbul’una doğru uzun bir yolculuğa çıkar.

Amerika’da yaşayan Alev Lytle Croutier bu ilk romanında, Fransa, Osmanlı İmparatorluğu ve Süveyş kanalının etrafında geçen, doğulu bir kadınla, batılı bir adam arasındaki bu yasak aşkı anlatırken öylesine zarif bir sinema dili kullanıyor ki, sanki sadece okumakla kalmıyor, Abdülaziz döneminin Dersaadet’ini gözlerinizle görüyor, o hüzünlü denizin griliğinde yüzüyor, çiçeklerin kokusuyla sarhoş oluyor, ipek kumaşlara dokunmaya doyamıyorsunuz.

Yazarın anlatımı lirik. Naif tasvirlerle süslediği satırlar, artık çok uzaklarda kalmış bambaşka bir zamana götürüyor sizi. O çağda, öylesi bir aşkı yaşamak isteği geçiyor içinizden. Semavi bir atmosferde, pembemsi bir tül zerafetiyle akıp giderken bu dramatik sevda, bazı şeyler tamamen okuyucuya bırakılarak, belki de hayal kurmanın dayanılmaz keyfini uzatmak istemiş yazar.

Sadece rüyalarında gördüğü bir kadını bulabilmek için, hiç bilmediği diyarlara gitmeyi göze alan, ruhunu esir etmiş bir tutkunun peşinde sürüklenen Casimir’in serüveni, sizin de içinizi burkacak, hem de derinlerden.

Kitap Adı : Gözyaşı Sarayı
Yazar : Alev Lytle Croutier
Türü : Roman
Yayınevi : Oğlak Yayınları
Basım Tarihi : 2002
Sayfa Sayısı : 164

Aytül BİNGÖL

Önceki İçerikVay Be Biz Ne“Y”mişiz : Şu Çılgın Türkler
Sonraki İçerikHayatımın En Zor İşi Annelik

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz