Görmezden gelinen ya da bir önemsizlik, değersizlik atfedilerek köşeye itilen metinlerden ikisi daha Koç Üniversitesi Yayınları’nın (KÜY) “Tefrika” dizisi kapsamında okuyucuyla buluşuyor: Asabi Kız ve Sabiha, Ahmet Rasim’in, merkezinde kadın kahramanların olduğu iki novellası.
Asabi Kız, “Musavver Muhit” adlı süreli yayında 12 Kasım 1908 – 10 Aralık 1908 tarihleri arasında beş bölüm olarak tefrika edilmiştir. Bu kısa kurmaca metnin iki dikkat çekici yönü vardır. Bunlardan ilki, yan karakterler olarak bir-iki erkeğin rolü olsa ya da adı anılsa da baştan sona tüm olayların kadınlar arasında geçmesidir. İkinci önemli özelliğiyse farklı kadınlıklar üzerinden işlenen bir hikâyede aile terbiyesi ve kadın tabiatı meselesinin özellikle hastalık merkezli anlatılmış olmasıdır.
Sabiha da, yine Musavver Muhit adlı süreli yayında 17 Aralık 1908 – 4 Şubat 1909 tarihleri arasında yedi bölüm olarak tefrika edilmiştir. Genç bir kadının aşk ve evlilik hikâyesine eklemlenen aldatma ile örülü bir anlatıdır. Ancak içinde toplumsal cinsiyet rolleri, aile, kadına ve erkeğe evlilik içinde düşen görevler gibi konuların eleştirilmesi ile metin tematik açıdan başka bir derinlik kazanır.
“Bu iki novella, şu ana kadar ne Osmanlı imlasıyla ne de günümüz harfleriyle kitaplaştırılmışlardı. Bu kurmacaların basılması hem dönem edebiyatının ve yaşantısının anlaşılmasına hem de yazarının alımlanmasına önemli katkılar sunacaktır. Bu anlatılar, özellikle kadın karakterlerin merkezde olması, kadınların birbirlerinden nasıl farklılaştıkları sorusunun çevresinde; aşk, cinsellik, evlilik, kamusal ve özel alanda görünürlük, rasyonellik gibi kimlik örüntüleriyle kadınlıklar tartışmasına verimli bir kapı aralayacaktır.”
Güneş Sezen
Kendi döneminin popüler ve üretken edebiyatçılarından olan Ahmet Rasim’in Şehir Mektupları, Fuhş-i Atik ve Hamamcı Ülfet dışındaki kurmaca metinleri, özellikle Cumhuriyet sonrasından günümüze edebiyat tarihi ve eleştirisi metinlerinde genellikle göz ardı edilmiştir. Oysa Salâh Birsel’in belirttiği gibi: “Kaleminden yağla bal damlayan yazarlardan biri de Ahmet Rasim’dir. Onun sözcük dağarcığı da insanda ne takat bırakır ne soluk.” Tanzimat dönemi ve sonrasının basın ve edebiyat hayatının anlaşılmasında ve anlamlandırılmasında da önemli bir figürdür Ahmet Rasim.
Koç Üniversitesi Yayınları Hakkında
Koç Üniversitesi’nin “mükemmellik merkezi” olma hedefinin barındırdığı öncülük arzusunu benimseyen Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY), yayımladığı kitapları, kendi alanlarının en ileri bilgisini sunacak başlıklar arasından seçiyor.
Burasının Bilgisi dizisinde, bu coğrafya hakkında ve/veya bu coğrafyadan (geniş anlamıyla Ortadoğu) araştırmacılar tarafından yazılmış kitaplar yer alıyor. Literatüre ciddi katkı sağlayan, paradigmaları sorgulayan ya da değiştiren, daha önce kullanılmamış bulguları ya da uygulanmamış analiz yönetimlerini benimseyen önemli çalışmalar bunlar. Tarih, sanat tarihi, siyaset, sosyoloji, arkeoloji, cinsiyet çalışmaları, kültürel çalışmalar alanlarında yapılmış araştırmalar öne çıkıyor.
Uçbeyleri dizisi genel okuru hedefleyen, her alt dizide o alanda bildiklerimizin sınırını ortaya koyan (“state-of-the-art”) ya da o sınırı ileri taşıyan, iyi yazılmış, ilginç ve ufuk açıcı kitaplardan oluşuyor. Pozitif bilimler, beşeri bilimler, sosyal bilimler, edebiyat kuramı, sanat, hukuk, tıp, etik gibi alanlar bu dizinin kapsamına giriyor.
Maddiyat dizisiyse Uçbeyleri’nin yaklaşımını finans, ekonomi, işletme, inovasyon, girişimcilik alanlarına uyguluyor.
Tefrika dizisi de, TÜBİTAK tarafından desteklenen bir projenin ürünü. Bu proje kapsamında, 1831-1928 yılları arasındaki dönemde, çeşitli süreli yayınlarda bulunan roman tefrikaları tespit edildi. Yaklaşık dört yıl süren taramalarda Türk edebiyatı tarihlerinde, antolojilerinde adı geçmeyen pek çok yazar ortaya çıkarıldı. Ayrıca, Türk edebiyatının önde gelen yazarlarının gazete ve dergi sayfalarında unutulan yapıtlarına da ulaşıldı.
KÜY kitapları, radikal demokrasi yaklaşımını, çağdaş sanat dünyasının sorunlarını, mülkiyetsiz yapıp yapamayacağımızı, hayvanlarla insanların ortaklaşa yaşadığı bir toplumun temel ilkelerini, uygarlık dediğimiz şey yıkılırsa sıfırdan nasıl başlayabileceğimizi, küresel ısınmanın arz dengesini, toplumsal adaletin nasıl kurulması gerektiğini, genç olma takıntımızın sonuçlarını, acının tarihini, insanlığı nasıl bir genetik geleceğin beklediğini sorguluyor. Her yıl artan başlık sayısıyla KÜY, hem akademik yayıncılığın, hem de entelektüel dünyamızın boşluklarını en etkili şekilde doldurmaya çalışıyor.
KÜY kitaplarının satışlarından elde edilen gelir, Koç Üniversitesi öğrencilerine burs vermekte kullanılıyor.