Hayatın akışına yön veren bilim insanlarının minnetle andığımız buluşları dışında bilinmeyen tuhaf alışkanlıkları dikkatimi çekti, bu konuyu araştırdığımda karşıma çıkan tabloyu sizlerle paylaşmak istedim.
Thomas Edison
Edison başarının, önyargısız olmak ve titiz çalışmakla geldiğine inanırmış. Laboratuvarında çalışmak için başvuran kişileri önce çorba içmeye götürürmüş, kişi çorbanın tadına bakmadan tuz veya baharat eklerse, yeni icatlara açık olamayacak kadar önyargılı ve tutucu olduğuna karar verir işe almazmış.
Pisagor
Matematiğin babası olarak tanınan İyonyalı filozofun Pisagor denklemi, matematikte birçok sorunun çözülmesinde önemli rol oynamaktadır. Vejetaryen olan Pisagor’un ayrıca fasulyeye dokunmamak ve yememek gibi bir takıntısı varmış.
Nikola Tesla
Vakumlu kondansatör, Tesla bobini, indüksiyon motoru, Tesla vanası, uzaktan kumanda, üç fazlı elektrik sistemi, kablosuz telgraf gibi pek çok buluşu ile dünyanın akışını değiştiren Tesla’nın, muhteşem icatlarının yanı sıra inci küpelere, saça ve kirli gördüğü eşyalara dokunamamak gibi tuhaf takıntıları varmış.
Oliver Heaviside
Elektrik devrelerini analiz etmek ve diferansiyel denklemleri çözmek için karmaşık matematik teknikleri geliştiren İngiliz matematikçi ve elektrik mühendisi, evini dev granitlerle kaplayarak günlerini garip bir şekilde boş duvarlara bakıp süt içerek geçirirmiş ayrıca tırnaklarını pembeye boyamayı severmiş. Yukarıdaki mucitler belki de takıntılarıyla yaşama uyum sağlamaya çalışırken, yaratıcı yönleri açığa çıkıyordu kim bilir?
“Beni öldürmeyen şey, beni güçlü kılar “
(Friedrich Nietzsche)
Bu konuyu incelerken aklıma disleksili gençler geldi, okuma ve öğrenme güçlüğü, tutuk konuşma, bazı rakam ve harfleri ters yazma gibi sorunları olan disleksiklerin zekâ eksikliği olmadığı gibi sanat, müzik, resim, tasarım, bilgisayar, spor, tiyatro, fizik, mekanik, matematik gibi alanlarda da çok yetenekli olduğunu öğrendim.
Ardından kendi alışkanlıklarımı sorguladım, yıllar önce aldığım biyoenerji eğitiminde öğrendiğim topraklanma yöntemi olan eldeki baş parmağın ucuna diğer parmak uçlarını dokundurmak günlük hayatımda da sürdürdüğüm bir alışkanlık olmuştu. Sadece biyoenerji seansı sonrası değil, zihnimden geçen olumsuz duyguları da böylece topraklayarak âna daha çabuk geri döndüğümü fark ettim.
Sizlerin de dışarıdan bakıldığında tuhaf karşılanan alışkanlıklarınız olabilir mi? Varsa bu alışkanlıklar sizi nasıl etkiliyor?
“Farklılık, farklı yaklaşımlar, farklı fikirler olduğu için hayat zengindir. Hiç kimse üstün değildir, hiç kimse aşağıda değildir. İnsanlar basitçe farklıdır. ”
(Osho)
Bilim insanlarının farklılıklarının yanı sıra, birbirine benzeyen birçok ortak özellikleri de mevcut, herbiri azimli, meraklı, disiplinli, araştıran, deneyen, hata yapmaktan korkmayan, ön yargısız ve hayal güçleri yüksek insanlar.
” Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür, hayal gücü ise her yere. “
(Albert Einstein)
Yeni neslin bizden farklı bakış açılarına da saygı göstermek, imkân dahilinde onlara sponsor olmak belki de geleceğin kaşiflerine su taşımaktır ne dersiniz?
Muhteşem bir şey bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor. (Carl Sagan)
Semra Çetin