Yazar, eğitmen, iletişim ve kariyer danışmanı Yasemin Sungur’un ikinci kitabı Türkiye’nin önemli sanayicilerinden Makplast Makine Plastik Sanayi ve Ticaret AŞ, Plastek Sanayi ve Ticaret Aş, Remar Medikal AŞ firmalarının kurucusu Remzi Kanbur’un hayatını kaleme aldığı “Kendi Yolumu Çizdim” raflardaki yerini aldı.
Remzi Kanbur, genç yaşta başladığı zanaatkarlık yolculuğunu, büyük bir sanayi liderliğine dönüştüren önemli bir iş insanı. Kanbur’un Rize’de başlayıp İstanbul’da devam öyküsünün 70 yıllık bir geçmişi var. Herkese ilham verecek bu öykü, Yasemin Sungur’un kaleminden kitap haline geldi. Remzi Kanbur’un çalışmaları yalnızca plastik sektöründe değil, sağlık sektöründe de büyük önem arz ediyor.
Bu biyografi Kanbur’un çocukluk anılarından gençliğine, iş hayatındaki zorluklardan çıkardığı derslere, gençlerle paylaştığı tecrübelere, yakınlarının kendisine yazdığı mektuplara kadar geniş bir yelpaze sunuyor okura. Kısa kısa ara başlıklarla okuma kolaylığı de sunan “Kendi Yolumu Çizdim” Türk iş hayatının bu önemli ismini okuyucularla buluşturuyor. Nova Kitap’tan çıkan “Kendi Yolumu Çizdim” 159 sayfa.
Bu önemli iş insanının hayatının kitabını yazan Yasemin Sungur ile biyografi türü ve kitabının yazım süreci üzerine görüştük.
Remzi Kanbur ile nasıl tanıştınız? Kitaba gelene kadar süreç nasıl ilerledi?
Ben daha önce biyografi yazdım ancak gölge yazar olarak sürecin içindeydim. Yaklaşık iki yıl çalışarak yazdığım bir biyografi de ailenin vazgeçmesi nedeniyle yayımlanmadı. Bu beni üzdü, yazmakla ilgili bir küskünlük yaşadım.
Remzi Kanbur ile tanışmamız dostum, abim Gönüllü Hizmet Vakfı Onursal Başkanı İnal Aydınoğlu’nun önermesi ile gerçekleşti. İnal abi ile sohbet ederken kendi hayatını kurtaran gençlik arkadaşı olan Remzi Beyden bahsetti. Dinlerken hikâyenin içinde bana ilham olan duyguları yakaladım. Remzi Beyi ziyaret ettim, tanıştık, uzun uzun sohbet ettik, ilham veren hikayesi ve çalışma azmi dikkatimi çekti. Hikayesini kitaplaştırmak için bana güvendiğini fark ettim ve Aralık 2023’te başladık. Daha ilk ayda gerçekleşen buluşmalarımızda hayatını detaylıca dinleyip öğrendikçe, bu hikâyenin paylaşılmaya değer olduğuna daha çok inandım. Görüşme planımızı yaptık, her hafta en az 4 saat ayırarak hayatın tüm detaylarını konuşarak sohbet ettik. Ses kaydı aldım, not tuttum. Her hafta hem ses kayıtlarını hem notlarımı toparladım, yeni sorular hazırladım. Aralık ayında başladık, haziran ayında tamamladık. Notlarım ve ses kaydının tamamı elimizde tutuğumuz kitabın nerdeyse 4 katı idi. Bugün okuduğumuz kitaba dönüşmesi, benim işçilik sürecim de 3 ay sürdü. Şu anda elimde tuttuğum, okura ulaşan Yolumu Kendim Çizdim ile ilgili gelen yorumlardan ben memnunum. Remzi Bey de okuyan kişilerin beğendiklerini, etkilendiklerini söylüyor.
Biyografi okumayı sever misiniz?
Okumayı en sevdiğim türlerden biridir biyografi. Gerçek hayat hikayelerini merak ederim. Sadece başarıya odaklı değil, hayatta tüm yaşananları yansıtmasını da beklerim. İnsanların bu kitaplarla ölümsüzleştiğini düşünürüm. Kendi hayat hikayemi de bir kitap olarak okumak isterim. Hem ülkemizden hem dünyadan pek çok iş insanı, sanatçı, sporcu, aktivist, girişimci ve politikacının biyografilerini okudum. Martı Kitap Kulübü’müzde de biyografi kitaplarını listemize alıyor ve inceliyoruz. Eğitim programlarımı ve konuşmalarımı hazırlarken yaşanmış insan hikayelerinden öğrenmeyi ve örnekleyerek bahsetmeyi de severim.
Biyografi yazmayı nasıl tanımlarsınız? Yıllardır yazma eğitimleri ve Yazı Kampı yapıyorsunuz, eğitimlerinizde de yer verir misiniz?
Evet, en keyifle anlattığım, işlediğimiz ve deneyimlediğimiz bir bölümdür eğitimde. Biyografi yazmak, bir insanın hayatını kâğıda dökerek onun hikayesini ölümsüzleştiren edebi bir türdür. Biyografiler, kişisel, tarihsel ve toplumsal bağlamda bir bireyin hayatını anlatır ve okuyuculara o kişinin hayatına dair derin bir bakış sunar.
Bir biyografi, yalnızca olayların sıralı bir şekilde anlatılması değildir; aynı zamanda bir kişinin ruhunu, karakterini ve hayatındaki önemli dönüm noktalarını derinlemesine anlamayı ve aktarmayı gerektirir. Bu süreçte biyografi yazarı, hayatın yüzeyinden daha derinlere inerek, kahramanın hem görünür hem de gizli yönlerini keşfetmeye çalışır.
Biyografi gerçek olaylara dayanır.
Biyografi, kurgu değildir. Yazının merkezinde gerçek kişi ve olaylar yer alır. Araştırmalar, belgeler, tanıklıklar ve tarihsel kayıtlarla desteklenir. Üçüncü şahıs perspektifi vardır. Çoğu biyografi, yazarın gözünden üçüncü şahıs bakış açısıyla yazılır. Bu durum, eserin nesnelliğini artırır ve kişiyi daha geniş bir perspektifte ele almayı sağlar. Kronolojik ya da tematik anlatım seçilebilir. Biyografiler genellikle kişinin doğumundan ölümüne kadar yaşamını kronolojik sırayla aktarır. Ancak bazı biyografiler, belirli temalar ya da önemli olaylar etrafında yapılandırılabilir. Edebi ve bilgilendirici tarzdır. Biyografi, sadece bilgi vermekle kalmamalı, aynı zamanda akıcı bir anlatımla okuyucuyu etkileyerek hikâyeye bağlar. Bir bireyin hayatının detaylarına odaklanarak, onun başarılarını, düşüncelerini, etkilerini ve karakterini daha iyi anlamamızı sağlar. Edebi öğelerle zenginleştirilmiş bir biyografi, okuma deneyimini daha keyifli hale getirir.
Biyografi ilham kaynağı olur, tarihe ışık tutar.
Biyografiler, okuyuculara kahramanın başarılarından, mücadelelerinden ve hayat derslerinden ilham alabilecekleri bir hikâye sunar. Önemli şahsiyetlerin biyografileri, yaşadıkları dönemi ve olayları daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Biyografi yazarken derinlemesine araştırılır. Biyografi yazarı, kahramanın yaşamına dair mümkün olan en fazla bilgiye ulaşmalıdır. Bu bilgi, röportajlar, mektuplar, günlükler, fotoğraflar ve diğer belgelerden elde edilebilir. Geniş bir araştırma olmadan biyografinin temeli sağlam olmaz.
Anlatının yapısı kurulur. İyi bir biyografi, hayatı sadece tarihsel bir kronolojiyle değil, aynı zamanda duygusal ve tematik bir akışla anlatır. Olaylar ve hikayeler, okuyucunun kahramanın dünyasını anlamasını sağlayacak şekilde organize edilir. Empati yapılır ve duygusal bağ kurulur. Biyografi yazarı, kahramanın yaşamını anlamak için onun yerine kendini koyar. Bu empati, anlatının insani yönünü güçlendirir ve okuyucuyla bağ kurmasını sağlar.
Biyografi, sadece bir kişinin hikayesi değil, aynı zamanda okuyucular için bir ders veya ilham kaynağıdır. Dersler verir ve ilham kaynağı olur. Yazılan hayat öyküsü, okuyucuların kendi hayatlarında bir anlam bulmalarına yardımcı olabilir. Tarafsızlık ile yorumlama dengesi kurulur. Biyografi yazarı, bir hikâye anlatıcısı olduğu kadar bir yorumcudur. Ancak yorum yaparken tarafsız kalmalı, kahramanın iyi ve kötü yönlerini adil bir şekilde göstermelidir.
Biyografi yazarken yazara keşif duygusu yaşatır.
Her hayat, içinde keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibidir. Bu hazineyi ortaya çıkarmak, yazara derin bir tatmin duygusu verir. Zamana karşı dayanıklıdır. Biyografi, bir hayatın izlerini geleceğe taşıyarak o kişinin hikayesini ölümsüzleştirir. İnsanı anlama fırsatı verir. Her biyografi, yazarı farklı hayat deneyimlerini anlamaya zorlar. Bu da bir tür empati ve bilge bakış kazandırır.
Biyografi yazmak zevkli mi, kolay mı, zor mu, heyecan verici mi?
Biyografi yazmak zor, yazan açısından merakı sürekli açık tutan, heyecanlı ve keyifli bir süreç olarak tüm bu duyguları bir arada yaşatan bir süreç. Bir yandan bir hayatın izlerini sürmek, o kişinin başarılarını, hayal kırıklıklarını ve hayata kattığı anlamı çözümlemek zevkli bir yolculuk. Ancak bu yolculuk aynı zamanda zorlayıcı; gerçeklere sadık kalmak, olayları doğru analiz etmek ve duyguları yansıtabilmek hassas bir denge gerektiriyor. Tüm bunlarla birlikte bir insanın derinliklerine dalmak ve onun hikayesini dünyaya sunmak büyük bir heyecan veriyor.
Biyografi yazmanın zor yanları var.
hikâyenin doğruluğu sağlanmalı, detaylara girilmelidir. Gerçek bir hayatı yazarken, yanlış bilgi aktarmamak için titiz bir çalışma gereklidir. Tarihsel kronolojiyi dikkatle hikâyenin içinde takip etmek gerekir, detayları seven ben için çok zor olmadı. Anlatımda dengeyi kurmalı, kahramanın hataları veya tartışmalı yönleri ele alınırken dengeli ve saygılı bir ton tutturmak önemlidir. Yazarken kahramanla fazla duygusal bağ kurmamak, tarafsızlığı korumak açısından zorlu bir görev olabilir.
Biyografi yazmak, tarih, edebiyat ve insan ruhunun birleştiği bir sanattır.
Her bir biyografi hem kahramanın yaşamını hem de onu yazan kişinin derin düşüncelerini ve analizlerini barındırır. Bu yüzden, biyografi yazmak sadece bir yazarın elinden çıkan bir kitap değil; aynı zamanda insanlığa sunulan bir ayna, bir öğretici hikâye ve ilham kaynağıdır.
Yazma sürecini de anlatabilir misiniz? Nasıl yazdınız?
Yazma süreci planlıydı, iyi plan yapmayı severim. En önemlisi sorular sormak, derinlere ilerlemek ve aktif dinlemekti. Remzi Bey’in de sistemli ve disiplinli olması işimi kolaylaştırdı. Öncelikle Remzi Kanbur’un hayatını yakından tanımak için uzun sohbetler gerçekleştirdim. 8 ay boyunca hiç aksatmadan haftada bir kez 4,5 saat süren görüşmeler yaptık. İş arkadaşları, aile üyeleri ve dostlarıyla da görüşmeler yaptım. Yazma tarzına karar verdikten sonra tüm bilgileri titizlikle analiz ettim ve akışı belirleyip yazmaya başladım. Ses kayıtlarını dönüştürdük, notlarımı, anlatıda adı geçen herkesi kronolojik olarak düzenledim.
Yazma sürecinde, hikâyeyi bir bütün olarak ele alırken aynı zamanda her bir anıyı özenle işlemeye dikkat ettim. Yazarken onun sesini ve ruhunu yansıtmaya çalıştım. Bu, bir hikâye yazmaktan öte, bir hayatı yeniden yaşamak gibi bir deneyimdi. Tüm hikâyeyi dinlediğimde birlikte Narmanlı Hanı ziyaret etmeyi önerdim. 60 yıl önce çalıştığı atölyenin yerini bulduk, şimdi ünlü bir restoran var aynı noktada. Buluştuk, çay içtik, yemek yedik ve İstiklal Caddesi’nde yürüdük, yıllar önce yaptığı, çok sevdiği mısırcıdan haşlanmış mısır alıp yedik.
Remzi Kanbur’a bana hikayesini anlatmasına ve kitaba süren sürece alan açtığı için teşekkür ederim. Kitabı okuyanlardan gelen geri bildirimler hikâyenin duygusunun okura geçtiğini gösteriyor. İyi ki yazmışım.
Bir insanın yaşamının derinliklerine dalmak nasıl bir his uyandırıyor?
Bu, son derece etkileyici ve düşündüren, dönüştüren bir deneyim. İnsanların yaşamlarına yakından bakmak, kararlarını, hatalarını, başarılarını anlamaya çalışmak empati yeteneğinizi güçlendiriyor. Aynı zamanda size kendi hayatınız üzerine de düşünme fırsatı sunuyor. Herkesin bir hikayesi var ve bu hikayeler çoğu zaman insanlık için ortak derslerle dolu. Remzi abiyi dinlerken yıllardır zihnimde beslediğim bir hikâyeyi de yazmaya başladım.
Remzi Kanbur’un hikayesinde sizi ne etkiledi?
Remzi Kanbur’un en etkileyici yanı, çalışkanlığı, azmi, hayata bağlılığı ve cesareti. Zorluklar karşısında pes etmiyor ve adil. Ayrıca çok özel bir yeteneğe sahip oluşu, fotografik göz hafızası, milimetrik detayları gözüyle tespit etmesi ve bunu işinde etkili bir şekilde kullanması. İnsanlarla kurduğu bağlar ve işine duyduğu saygı, onu gerçekten özel bir insan yapıyor. 50 yıldır birlikte çalıştığı iş arkadaşları var. Bu özellikler sadece iş hayatında değil, kişisel yaşamında da ona rehber olmuş.
Bu kitabı neden okumalıyız?
Bu kitap, sadece bir insanın hikayesini değil, aynı zamanda bir dönemin, bir iş kültürünün ve insani değerlerin hikayesini anlatıyor. Remzi Kanbur’un hayatı, azim, dürüstlük ve çalışkanlık gibi temel erdemleri pratiğe dökmenin ne kadar büyük etkiler yaratabileceğini gösteriyor. Remzi Kanbur’un yokluk içinde kendini var etmesini, cesaretini, sabrını, çalışma azmini okumalarını isterim. Hem genç girişimcilere hem de hayatta ilham arayan herkese çok şey katacaktır.
Bu biyografinin arkası gelecek mi?
Kesinlikle evet. Biyografi yazmanın hem bir sorumluluk hem de bir sanat olduğunu öğretti. İleride başka ilham verici insanların hikayelerini de kaleme almayı çok isterim. Bu ilk deneyim çevremizde birçok değerli hikâye olduğuna inanıyorum. Farklı hikayelerin peşindeyim.