Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Hikayesini bilir misiniz?

8 Mart 1857’de New York’ta yer alan bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başlamıştı. Kadın işçilerin örgütlediği bu grev o güne kadar yapılmış en büyük kadın eylemlerinden biriydi.

129 İşçi Yanarak Can Verdi.

Kadınların örgütlediği eylemi durdurmak isteyen polis, kadın işçilere saldırmış, fabrikanın patronlarının da desteğiyle binlerce işçi fabrikaya kilitlenmişti. Bu sırada çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak yaşamını yitirmişti.

ABD basını bu olaya neredeyse hiç yer vermemişti. Buna rağmen, işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katılmıştı.

Uluslararası anlamda ilk emekçi kadınlar günü 19 Mart 1911’de düzenlendi. Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın seçme ve seçilme hakkının yanı sıra kadınlara iş ve mesleki eğitim verilmesi, çalışma alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanmasını talep etti. Bir kadın yazar 1911’deki gösterileri anlattığı yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: “İlk Uluslararası Kadınlar Günü 1911’de gerçekleştirildi.

Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül Darbesi’nden sonra cunta yönetimi tarafından dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmasına izin verilmedi. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlanmaya devam edilmektedir. Son yıllarda yine yasaklanmıştır ve bugün de gösteri yapılması yasaklanmıştır.

Ülkemizde her 100 kadından sadece 19’u kayıtlı ve tam zamanlı bir işte çalışmaktadır. Kadın işsizliği % 49,9’a ulaşmış.
Kadın milletvekili oranı ise % 17,3’te kalmış. Kadınların ve kız çocuklarının güvenliğini sağlamak için yapılan İstanbul Anlaşması ülkemizde geçersiz sayılmış.

Neden kutlama? Kutlanacak ne var?

Anmak olabilir. Kadın haklarını savunmak olabilir.

Neşet Ertaş’ın dediğini hatırlatmak isterim. “Kadın insandır, biz insanoğlu.”

Belki kutsallaştırmadan kadın oluşumuzu kutlayabiliriz.

Bugün de Düşlerim Var…

Hayattan yana, insanca yaşamak için…
Adaletten yana, eşitlik için.
Bilimden yana, çözüm için.
Anlamaktan yana, anlaşmak için.
Öğrenmekten yana, inanmak için.
Sorumluluktan yana, paylaşmak için.
Aşktan yana, koşulsuz sevmek için…

Kadınlar günü kutlamayacağımız insanca bir hayatı hep birlikte yaşayacağımız dünyamız olsun diye…

Filiz Kerestecioğlu’nun yazıp bestelediği Kadınlar Vardır şarkısını söyleyelim hep beraber…

Susmamız oturmamız
Hep boyun eğmemiz
Hayatı seyretmemiz
İstendi bugüne dek
Kadınlar vardır
Kadınlar vardır
Kadınlar her yerde
Suskunduk ve bekledik
Yaşandı seyrettik
Sonunda yeter dedik
Bir daha susmayana dek

Yasemin Sungur

#8MartDünyaEmekçiKadınlarGünü

Önceki İçerikGidenlere Dair
Sonraki İçerikKadın!..
Yasemin Sungur
Yıllar önce okul dönemimin bittiğini söyleseler de ben hayatın tutkulu bir öğrencisi ve seçip aldıkları, özünden kattıkları ile sen izin verirsen ben bir rehber. Ben bir Özgür Martı. Ben bir düşleyen. Kanatlarım ile gelişime, paylaşıma ve değişime keyifle uçarım. İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ulaşmak için MartiDergisi.Com’u uçurdum. Şimdi hep birlikte uçuyoruz. Kitapdaşlarımla birlikte Kitap ile Sohbet ederim ve onları İstanbul Oyuncak Müzesin de baş konuk olarak ağırlarım. Oyun oynamayı bırakmadım. Hayatı kelimeler ile anlatmayı, yazmayı ve onların büyüsüne kapılıp Yaz(ı) Kamplarımı keşfe dönüştürmeyi bilirim. Harekete Geçmeyenleri enerjimle uyandırırım. Sevgiyle nefes alıp, şiirle güne başlarım. Aşk ile Can oğlum ve Ceren kızımla, evrende hayat bir başka güzel. Şükür...