Çalışma hayatında sürekli bir şeyleri öğrenme halindeyiz. Aslında hayattan sürekli bir şeyler öğrenme halindeyiz. Öğrenme çabası içinde olmazsak, kendimizi geliştiremeyiz; kendimizi geliştiremezsek, hayata yabancı kalırız.
İş hayatının hızlı değişmesi verimli, etkili ve çabuk öğrenmenin önemini daha da artırıyor. Bu sebeple, iş hayatındaki kişiler bilgi ve becerilerini rastgele uygulamalara ve deneyimlere bırakamazlar. Yani, yöneticiler ve çalışanlar öğrenmeyi öğrenmek zorundadırlar.
İnsanların işlerini etkin bir şekilde yapabilmeleri için, görevlerini yerine getirebilmeleri için, ihtiyaç duydukları bilgi, beceri ve tutumları elde etmeleridir, öğrenme. Öğrenmek, davranıştaki kalıcı değişikliklerdir aynı zamanda.
Elbette ki, bilmek ile öğrenmek arasında çok önemli bir bağlantı var. “Ben çok iyi biliyorum” dediğiniz an, öğrenme sürecinin dışına çıkmış olursunuz, farkında olmazsınız ama ilerlemeniz de sona erer.
Peki iş hayatında “öğrenme” nasıl olur?
Daha önce bilmediğiniz bir şeyi bildiğiniz ve daha önce yapmadığınız bir şeyi yapabildiğinizi gösterebiliyorsanız, öğrenme başlamış demektir.
Öğrenme, keşfederek, deneyerek, tekrar ederek, dinleyerek, görerek, sorarak, tüm algı duyularını açık tutarak olur; birilerinin sizin elinizden tutmasını, bir yerlere götürmesini bekleyerek değil.
Çalışma Hayatında Öğrenmemizi Kolaylaştıracak Davranışlar
- Her şeyden önce çok iyi bir gözlemci olun.
- Size anlatılanlarla konu arasındaki ilişkiyi iyi kurun.
- Soru yöneltin.Yardımlaşın. Paylaşın. Etkin dinleyin.
- Yaptıklarınızı, yapacaklarınızı gözden geçirin. Yönlendirin.
- Çalışma yerindeki hedeflerinizi belirleyin. Öğrenmeniz gereken şeyleri sıralayın.
- Size fayda sağlayacağını düşündüğünüz kurs, seminer, toplantı gibi aktivitelere katılın.
- Kendinizi test edin, ölçün. Öğrenmeyi teşvik edin.
- Eleştirileri göz ardı etmeyin. Bazı eleştiriler, bir şeyleri öğrenmenizde, çok önemli etki vazifesi görürler.
Tabii şunları göz önünde bulundurmakta da fayda var:
- Kendinizi tanıtma çabasına girip de, her ortamda çok fazla konuşmayın. Yaptığınız işle, çalışma temponuzla sizi tanısınlar. Çok konuşursanız, çok hata yaparsınız ve öğrenme sürecinin dışında kalırsınız.
- Her işyerinin kendine göre kuralları vardır, ancak çoğunlukla bu kurallar yazılı değildir. Bu kuralları ya gözlemlerinizin, algılamalarınız sonucunda ya da birilerinin sözlü ikazları sonucunda öğrenebilirsiniz. Bu yüzden öğrenme konusunda sabırlık olmak, şart.
- Hiyerarşiyi ve diğer departmanların yöneticilerini iyi öğrenin.
- İnsanlara isimleriyle hitap etmeyi öğrenin.
- Soru sorarken, insanları bunaltmayın. Soracağınız soruyu sormadan önce, düşünün.
- Sırf öğrenmek adına iyi bir gözlemci olmak için “Meraklı Melahat” durumuna düşmeyin, fazla meraklı olmayın. Merak ile gözlemi birbirine karıştırmayın.
- İş yerinde, kimlerle muhabbet ettiğinize ve o kişiler hakkında yöneticilerin bakış açısına dikkat edin. Sevilmeyen bir adamla içli dışlı olursanız, sevilmeyen adam olursunuz. Böyle olunca, işiniz düştüğü zaman, isteseniz de, doğru bilgiyi, doğru kişilerden öğrenemezsiniz.
- Sırf çalışanlarla ilgili bilgi öğrenmek için, “dedikodu” mekanizmasını kullanmayın. En tehlikeli öğrenme yoludur.
- Öğrenmek adına, her işe ya da her organizasyona “Ben yaparım” edasıyla girmeyin. Sonra, tüm iş size kalır, kendinizi hiç bilmediğiniz bir konunun başında, kimselerden yardım alamadan sabahlarken bulabilirsiniz.
- Önceliğiniz kendi işinizi en iyi şekilde öğrenmek ve yapmak olsun.
Bu listeyi uzatmak mümkün, geri kalanını siz oluşturabilirsiniz. Gerçekten neleri öğrenmek istiyorsunuz? Bu soruyu sorun kendinize öncelikle.
Bakın ne güzel söylemiş Ataol Behramoğlu :
“Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına…
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.”
Arthur Miller’in bu söyledikleri de, öğrenme ve iş hayatındaki öğrenme sürecimizde, kulağımıza küpe olsun :
“Öğrenmenin de maliyeti vardır.
Önceden öğrenenler, indirimli fiyattan öğrenir;
Otoriteden öğrenenler, özgürlük bedeliyle öğrenir;
Deneyerek öğrenenler, etiket fiyatından öğrenir;
Hayattan öğrenenler, gecikme zammıyla öğrenir;
Hayattan da öğrenemeyenler, boşa gitmiş hayatlarıyla öğrenirler.”