Çocuk Gelişimcilerin Konya’dan İstanbul’a Müze Düşleri

Serüven, Emine Hoca’nın seçmeli ders olarak çocuk ve müze dersini açmaya karar vermesi ile başlamıştı. Keyifli küçük bir ders ekibi ile Konya sınırları içerisinde heyecan ve meraklarını arttıran müze ve okul öncesi eğitim odaklı çalışmalar yapıyorlardı… Amfide dünya müzelerine yolculuk yapıyorlardı. Her Salı sabahı evrensel bir ahenk muhteşem seyriyle KTO Karatay Üniversitesinde çocuk gelişimcilerle birlikteydi. Bu Emine Hoca için de imkansızı başarmak gibi bir duyguydu…

Ülkede müze denilince umarsız davranan ruhlara rağmen, bir de çocuk gelişimi alanında müzeye ilişkin hayallerinizin olması aşırı komikti. Ama öğrencilerle nasıl bir çalışma yapacağına temmuz ayında planlayan Hoca, ders işlerken aksamadan planlarını sürdürdü. Akabinde tüm izinlerini aldı. Tabii bu süreç sosyal çevrede zordu, imkansızdı, ütopyaydı, kahkahaların gizli bir yanıydı, ‘yok yaaaa’ ve ‘mümkün değillerin’ ünlem işaretli haliydi, dahasıydı…

Ama gerçekten imkânsız olmadığına inananlar yok değildi. Bu inançla insanların ruhu diğer taraftaki farklı düşünen kısmı sildi ve artık her şey tamamdı. Evren tamamen çocuk gelişimcilerin İstanbul’daki -özellikle çocuk atölye uygulamaları olan- müzeleri görmeleri için olağan ve doğal planlamayı ayaklarının altına seriyordu.

Rotalarını çizmişlerdi ama iki tane hedefleri daha vardı biri Sevgili Yasemin Sungur’la görüşebilmek, diğeri ise Sevgili Sunay Akın’la görüşebilmekti. Son ana kadar çok sayıda engeller varken son anda düşleri gerçek oldu ve muhteşem pazar sabahı geleceğe muhteşem bir sohbet olarak kaydedildi.

Seyahatleri Cuma gecesi başlayan ekip eksikleri olsa da gerçekten öğrenmek ve keşfetmek isteyenlerle yola koyulmuştu… Geride kalanlar, gelmeyenler için sadece kocaman bir yokluk olarak kalacaktı… Yollara düşüldü heyecanla… Cumartesi gün doğumunu Santral İstanbul’un bahçesinde buz gibi bir nisan sabahında izleyen heyecanlı çocuk gelişimciler farklı tarifsiz duygular içerisindeydiler. Artık gerçekti amaçları için oradalardı. Santral İstanbul ve Bilgi Üniversitesi Kampüs Turu, Rahmi Koç Müzesi, Orta Köy Gezisi ile dolu dolu bir cumartesi günü geçiren ekip, Pazar günü için biraz umutsuzdu çünkü randevular net değildi ve ya görüşemezsek kaygısıyla enerji biraz düşüktü. Sabah erken uyanan ekip, hızla İstanbul Oyuncak Müzesi’ne gitti ve orada Sevgili Yasemin Sungur çocuk gelişimcileri karşıladı, muhteşem bir duyguydu. Tüm planlar değiştiği için sürpriz şekilde Sevgili Yasemin Sungur Martı ruhuyla oradaydı. Enerjisi, sevecenliği, ev sahipliği ile büyüleyici bir huzurdu çocuk gelişimciler için…

Sohbet eşsizdi… Kahveler yudumlandı, ‘Kariyerim Gelecek’ kitabı hakkında uzun uzun konuşuldu, akabinde imza anı… O konuştukça ruhlarımız birer Jonathan olmuştu gökyüzüne sığamıyordu hiç kimse… Mis gibi bahar kokuyordu salon, biraz da kek kokusu… veeee ellerini yukarıya kaldırıp Konya’dan gelecek misafirlerimiz gelmediler mi diyerek çoşkulu ve pozitif sesiyle Sevgili Sunay Akın kafenin kapısından içeri girdi.

Muhteşemdi, büyüleyici bir andı…

Herkesin yüzünde şaşkın bir ifade… Çünkü bugün yurtdışında bir planı olmalıydı. Ama o çocuk gelişimcilerin hayalleriyle yolculuk yapmak için oradaydı ve gerçekti.

İmkânsız yoktu, inanmak vardı, düşlemek vardı, yola çıkmak vardı.

Bir saati geçkin sohbet devam etti eşsiz zamanlardı… Ekipte çocuk gelişimi öğrenci kongresinde dünya müzeleri ile ilgili çalışma hazırlayan bir grup öğrenciyle Sevgili Sunay Akın’ın müzeleri konuşması şaşkınlık yarattı. Sunay Akın gezerek yaşayarak anlatıyordu, makaleyi çalışan öğrencilerse, yaptıkları araştırmalar dahilinde sanki gidip görmüşçesine sohbeti sürdürüyorlardı. Bilgelik kazanmıştı yine… Farkındalık ne kadar önemliydi… Gurur duymak, onore olmak, çocuk gelişimci olmanın sevindi ve adanmışlığın resmi vardı zamanda… ve şükür!

İyi ki, her şeye rağmen iyi ki!

Daha sonra elbette ki kitap almamak olmazdı. Alışverişler yapıldı, umutla, güzelliklerle, minnetle, gelecek planlarıyla, en kısa zamanda buluşmak üzere umuduyla “buluşmak üzere” denildi.

Dönüş yolculuğu başladığında servis şoförü Mustafa Bey’in farkındalığını arttırmaya çalışan, “Kariyerim Gelecek” kitabından Yasemin Hanım’ın altını çizdiği detayları okuyan yorumlayan bir gençlikle, bir avuç çocuk gelişimciyle İstanbul’dan Konya’ya entelektüel bir dönüş yolculuğu başladı ve su gibi akan zamanda sabaha karşı sona erdi.

Satır arası seyahat notları ruhumuzun martı motifli kerteriz defterinde…

Biz çocuk gelişimciler çocuklar için her zaman hareket halindeyiz, ya siz çocuk gelişimcileri tanıdınız mı hiç?

Ümitle “Buluşmak Üzere”
Çocuk ruhunuz hiç solmasın!

Emine ARSLAN KILIÇOĞLU
Nam-ı Değer Pusula / Bağdatkafesinde yazdı
28.06.2018

Önceki İçerikYazmak Meselesi, Ama Neden, Ama Nasıl? Yaz(ı) Kampı da Ne?
Sonraki İçerikOkurun Gözünden: Mülksüzler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz