Bilgi teknolojilerinin bütün endüstri kollarında geliştirilmesinin etkinlerinin araştırılması son yılların önemli eğilimlerinden olmuştur. Fransa’daki bir araştırmada bu eğilimi dikkate almıştır. Bu araştırmada 3 yaklaşım saptanmıştır.
Yardımcı yaklaşım (the instrumental approach) uzun süre baskındı. Bu yaklaşıma dair çalışmalar; bilgi ve iletişimin yeni araçlarının teknolojik değerini övgüyle tanımlıyor ve bu teknolojik değişimlerin hız (speed), güvenilirlik (reliability), erişebilirlik (accessibility) noktalarındaki katkılarını öne çıkarıyordu.
Bu teknolojiler genelde dikkate alınması gereken riskleri değerlendirilmeksizin bütün örgütlerin kaçırmaması gereken fırsatlar olarak sunuldular. Yeni bilgi teknolojilerinin bu çatı altında uygulanması pratik düzeyde sadece bir bilgi işleme (data-processing) projesi olarak görüldü ve uzmanların sorumluluğuna verildi.
Bir başka mantık da bilgi teknolojilerinin tüm örgüt geneli üzerindeki etkisiydi. Bu önerimde de yönetimsel açıdan ağ (network) kavramının sadece bilgi sistemleri (IS) arasındaki bir ilişki olmasından öte, özellikle stratejik (strategic), örgütsel (organisational) ya da yönetimsel (managerial) etkinliği olan aktörler ve örgütler arasındaki bir ilişki olarak yorumlanması vurgulanmıştır.
Bu yaklaşım ayrıca sonuç (the end -the performance of the organisation) ile süreç (the means -the IT) kavramlarının karıştırılmamasını vurgulayarak bu teknolojilerin sanıldığı gibi tarafsız olmadığını ve örgütün her fonksiyonunda işlevi olabileceğini göstermiştir.
Sonuç olarak bu eğilim; BT’nin potensiyel katkılarını hesaba katmak için şirketi tekrar gözden geçirmeyi (to rethink the company) önermektedir.
Son bir güncel yargı da çok daha kötümser bir bakışla; örgütün küresel yanını dikkate almaksızın entegrasyonu yapılan yeni BT’nin getirdiği hayal kırıklıklarının altını çiziyor.
Bazıları biçimin olağanüstülüğü üzerine uyarırken, bazıları bu sistemleri kullanan uzmanların elde ettiği formal ve informal güce karşı çıkıyor ve diğer karşıt görüşler de bir tarafta teknolojiyle kurulanların (start-ups of the Net) diğer tarafta da geleneksel çizgidekilerin (traditional) oluşturduğu çift kutuplu ekonomik bir dünyayı kınıyor.
DEĞİŞİM VE YENİLİKÇİLİĞİN HANGİ KAVRAMLARI
Sosyologların, ekonomistlerin ve mühendislerin sürekli tartıştığı bu iki kavramın ayrıldığı noktalar aslında oldukça belirgindir.Genel mânâda, değişim (change) örgüt için bir farklılık (modification) sunarken, yenilikçilik (innovation) mevcut örgüt için geçmişine göre belirgin bir ilerleme (moving forward) sağlar.
Durumsallık yaklaşımı gereği en iyi örgüt yapısı olmadığını söylediğimiz gibi yenilikçilik ve değişim için de sonuçları açısından en iyi diyebileceğimiz biri yoktur çünkü her ikisi de örgütün şartları ve gereksinimlerine göre istenilen sonuca göre uygulanır.