Dünya Bir AVM İçinde Olsaydı Ne Olurdu?

‘Nadir ama tehlikeli bir türüz. Kozmik perspektifte, her birimiz çok değerliyiz. Eğer bir insanın sizinle aynı fikri paylaşmadığını fark ederseniz, aldırmayın, bırakınız bu gezegende yaşamaya devam etsin. Unutmayın, yüz milyar galakside bir insan daha bulamazsınız’ –Carl Sagan

gezi1Ankara’ya taşınalı beri AVM kültüründen epey uzaklaştım. İhtiyacım olan bir şey almak için bir AVM’ye gittiğimde buradaki AVM’lere 2 sene geçmesine rağmen alışamadığımdan ilk önce bu kat planlarının olduğu haritaya bakma ihtiyacı hissediyorum. Hani ‘Şu an buradasınız’ diyen ve istediğiniz mağaza için size yol gösteren harita.

29 Mayıs 2013 Gezi Parkında tamamen anayasal hakkını arayan halka orantısız güç uygulandığından beri kayıbım. Nerede olduğumu gösteren bir haritaya ihtiyacım var. Ama biliyorum, İşte buradayım… Üstelik BEN VE GERİ KALAN HERŞEY ORADA…

Soluk Mavi Nokta”dan yapılan aşağıdaki alıntı, Sagan”ın önerisiyle, Voyager 1 tarafından 14 Şubat 1990″da çekilen yukarıdaki görüntüden esinlenerek yazılmıştır. Uzay aracı komşu gezegen alanlarını aşıp güneş sistemimizin kenarlarına ulaştığında, mühendisler kendi evi olan gezegene son bir bakış atabilmesi için aracı kendi etrafında çevirdiler. Voyager 1 Dünyamızın bu portresini çektiğinde, evinden yaklaşık 6,4 milyar kilometre uzakta idi. Resmi Güneş”e çok yakın çekmenin bir sonucu olarak, saçılmış güneş ışınlarının ortasında yer alan Dünya, yalnızca küçük bir ışık noktası olarak görülüyor ve Carl Sagan şöyle anlatıyor bu Soluk Mavi Nokta’yı;

‘Uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. Eğer bu resme dikkatlice bakarsanız, orada bir nokta göreceksiniz. O noktaya tekrar bakın. İşte o nokta burasıdır. Evimizdir. O nokta biziz. Sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. Türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız, ideolojimiz ve ekonomik öğretimiz; her avcı ve her yağmacı, her kahraman ve her korkak, uygarlığımızın mimarları ve tahripçileri, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, her mucit ve her kâşif, ahlak değerlerini öğreten her öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her bir “yıldız”, her bir “yüce önder”, her aziz ve her günâhkar işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde.

gezi2

Dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. Bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün… Şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. Bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün… Anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar yoğun!

Bu soluk ışık noktası, bütün o kasılmalarımıza, kendi kendimize atfettiğimiz öneme ve evrende öncelikli bir konuma sahip olduğumuz yolundaki yanlış inancımıza meydan okuyor. Gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. İçinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.

Dünya… Şu ana kadar, yaşam barındırdığı bilinen tek gezegen. En azından yakın gelecekte, türümüzün göçebileceği başka hiçbir yer yok. Evet, ziyaret ediyoruz. Ama henüz yerleşemiyoruz. Beğensek de beğenmesek de, Dünya şu an için yaşadığımız yegâne yer.
Gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. Bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük Dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. Bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor.’-Carl Sagan, Soluk Mavi Nokta (Pale Blue Dot), 1994

gezi3

Hepimiz hala bu gezegende yaşamaya devam ediyoruz. Ağaçlar da yaşasın diyen gençlerimiz ise yıldız tozu oldu.

Hani yazarsınız yazarsınız lakin sonunu bağlayamazsınız ya bu yazım da öyle olsun. Çünkü henüz SON yazılmadı.

NOT:Bu yazı TÜM GEZİ PARKI EYLEMCİLERİne ithafen yazılmıştır. Yıldız tozu olan tüm eylemci arkadaşlarımızın ışığı bol olsun, hayatta kalıp yoluna devam eden eylemci arkadaşlarımızın yolu aydınlık olsun.

Önceki İçerikCEO Sheryl Sandberg’den İş Dünyasında Kadın ve Liderlik-LEAN IN
Sonraki İçerikİSTANBUL OYUNCAK MÜZESİ’nde bu ay neler oluyor?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz