Dünyanın En Güçlü Kızı Pippi Uzunçorap ve Yaratıcısı Astrid Lindgren

Mucizeler yaratabilen okuyucular için yazmak istiyorum. Çocuklar okudukları zaman mucizeler yaratır.”

Astrid Lindgren

1941 yılında, Dünya’da savaşın tüm şiddetiyle devam ettiği, savaşa dahil olmayan ülkelerde de korku dolu bekleyişin sürdüğü karanlık günlerde, İsveç’de yaşayan iki çocuk annesi Astrid Lindgren’in yedi yaşındaki kızı Karin hasta olur. Günlerce yatakta kalmaktan sıkılmış ve zayıf düşmüş olan küçük kız annesinden ona bir hikâye anlatmasını ister. “O gece yorgundum, bu yüzden ‘Hikâye ne hakkında olsun?’ diye ona sordum. Yanıtı ‘Pippi Uzunçorap hakkında olsun!’ oldu. Ona bunun kim olduğunu sormadım, hikâyeyi anlatmaya başladım. Tuhaf bir isim olduğu için, aynı derecede tuhaf bir kız olmalıydı” diye anlatır Lindgren, ileriki yıllarda bir fenomene dönüşecek karakterin ortaya çıkış sürecini. Astrid Lindgren savaş döneminde kızı ve arkadaşları için hikâyeler anlatmaya devam eder ve bunları kaleme alır. Birkaç sene sonra Pippi Uzunçorap’ı basılması için yayınevlerine gönderir ancak dosyası reddedilir. Bu arada küçük bir yayınevi Lindgren’in başka bir hikâyesini basmıştır. Pippi Uzunçorap’ı da bu küçük yayınevinin düzenlediği bir yarışmaya gönderir ve dosya bu yarışmada birinci olur. Kitap, 1945’de savaşın bittiği yıl yayımlanır ancak büyük tartışmalara neden olur. Normların dışında hareket eden, kendisi için en iyisini bildiğinden yetişkinlere veya eğitime ihtiyacı olmayan, dokuz yaşındaki özgür bir kızın hikâyesi pek çok ebeveynden tepki alır. Öte yandan savaş yorgunu bir dünyanın çocukları, iki kızıl örgü saçı, çilli yüzü, kocaman gülen gözleri ve rengarenk upuzun çoraplarıyla geleneksel cinsiyetçi rolleri altüst eden ve yetişkinlerin koyduğu kurallarla alay eden aykırı Pippi’ye bayılır.

Tek Başına Yaşayan Bir Kız Çocuğu

Pippi’nin annesi gökte melektir. Babasıysa bir denizcidir ve Pippi onun gemisinde geçirdiği sürede kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiştir. Kitap, ona babasının denizde kaybolduğu söylendiğinde, Pippi’nin babasının yıllar önce aldığı ev Villa Villekulla’ya yerleşmesi ile başlar. Pippi, babasının bir adada kral olduğuna ve bir gün gelip onu alacağına inanmaktadır. Eski bahçeli evde, evcil maymunu ve benekli atıyla birlikte yaşamaya başlar. Ebeveynleri olmadığından belirli kuralları ve sınırları yoktur. Mesela, ayaklarını yastığa koyup, başına yorganı çekerek, canı istediği zaman uyur. Onu ıslahevine götürmeye gelen polislerle dalga geçer ve okula gitmeyi gereksiz bulur. Eve giren hırsızlarla da sokakta önünü kesen çocuklarla da kolayca baş eder. Güçlü olduğu kadar da korkusuz, cesur ve de iyi kalpli bir kızdır. İnsanüstü bir gücü vardır, atını tek eliyle havaya kaldırabilir. Güçlü bir kişiliğe ve karşılaştığı yetişkinlerin çoğundan daha yüksek bir zekaya sahiptir. Zulüm ve adaletsizlikle karşı karşıya kaldığında, buna katlanmayı reddeder. Yan evde anneleriyle birlikte yaşayan ve tuhaflıklar kraliçesi Pippi’yi hayretle izleyen Tommy ve Annika en yakın arkadaşları olur. Birlikte maceradan maceraya koşarlar.

Pippi Uzunçorap yayımlandıktan kısa süre sonra muazzam bir başarı elde eder, devamında yayımlanan Pippi Uzunçorap Büyük Okyanus’ta ve Pippi Uzunçorap Denize Açılıyor kitaplarıyla üç eserden oluşan bir seri haline gelir.

Pippi Uzunçorap o döneme kadar çocuk kitaplarında resmedilen kız çocuklarından görüntüsü itibariyle de hayli farklıdır. Güzel ve cici kız imajından uzaktır ve bu durumdan da gayet memnundur.

………………

Aranırken karşılarına bir eczane çıktı. Eczanenin vitrininde bir kutu çil kremi duruyordu.

Kutunun yanında da şöyle bir yazı vardı: Çillerinizden mi yakınıyorsunuz?

Pippi, eczaneye girdi. Ardından da Tommy ile Annika girdiler. Tezgâhın arkasında yaşlı bir kadın duruyordu. Pippi, yaşlı kadına doğru gitti.

“Hayır,” dedi.

“Ne istediniz?” dedi yaşlı kadın.

“Hayır,” dedi Pippi yine.

“Ne demek istediğinizi anlamadım,” dedi yaşlı kadın.

“Hayır, çillerimden yakınmıyorum,” dedi Pippi.

“İyi ama yavrum, baksana yüzün çil içinde.”

“Elbette çil içinde. Ama bundan yakınmıyorum. Üstelik çillerimi çok seviyorum. İyi günler efendim.”

Ve o hızla dönüp kapıya doğru yürüdü. Tam kapının ağzındayken durdu, yüksek sesle:

“Ama çilleri daha da çoğaltan bir krem bulursanız, bana sekiz on kutu gönderebilirsiniz,” dedi.

……………

Pippi Uzunçorap için zamansız bir karakter diyebiliriz. 77 yıl önce doğmuş olmasına rağmen, bugün çocuk edebiyatında toplumsal cinsiyet konusuna değinildiğinde akla gelen ilk isim olması bunu açıkça gösteriyor. Pippi Uzunçorap’ın zamansızlığını oluşturan bir diğer nokta da onun davranış biçimi ve devrimci olmasıdır. Kural tanımazlığın ve otorite karşıtlığının temelinde hep bir sorgulama vardır. O dünyanın en güçlü kızıdır ama hiçbir zaman bu gücü kötüye kullanmaz, iyi olmaktan hiç vazgeçmez. Dünyanın ondan öğreneceği çok şey var.

Yazar Astrid Lindgren

Astrid Lindgren genç yaşlarından itibaren yazmaya meraklıdır. Evlenmeden önce yerel bir gazetede çalışmıştır ancak çocuklar için yazması anne olduktan sonra gerçekleşir. Pippi Uzunçorap serisinin dünya çapında büyük bir başarıya ulaşması yazarına da şöhret getirir. Bu ilgi Lindgren’i çocuklar için daha çok çalışmaya ve yazmaya iter. Dünyanın pek çok yerinden davetler alır. O zamana dek itibarlı bir iş olarak görülmeyen çocuklar için yazmak, edebiyatın prestijli bir alanı haline gelir. Lindgren hayatı boyunca yetmişten fazla kitap yazar ve çocuk hakları için mücadele eder. Kitapları 76 dile çevrilir, eserlerinin çoğu sinema filmi, dizi ve tiyatroya uyarlanır. Lindgren çok sayıda ödülün de sahibi olur. Bunların arasında en önemlileri; Hans Cristian Andersen, Lewis Carroll Shelf ve Unesco Barış ödülüdür. Lindgren 1978 yılında Frankfurt Kitap Fuarında çocuklar için yazan Dünyanın En Büyük Yazarı olarak ilan edilir.

Astrid Lindgren kitaplarıyla elde ettiği başarılarla yetinmez, bir kenara çekilmez ve 70 yaşından sonra bir aktivist olarak yeni bir kariyer inşa eder kendisine. Ülkesindeki adaletsiz vergi kanunlarıyla mücadele eder, çevre sorunlarıyla ilgili konuşmalar yapar, hayvanları koruma, çocuk hakları ve göçmenlik gibi konularda aktif çalışır.

Astrid Lindgren 2002’de 95 yaşında vefat ettiğinde, İsveç hükümeti onun anısına Astrid Lindgren Anma Ödülü (ALMA) düzenlemeye karar verir. Ödül, çocuk ve gençlik edebiyatına olan ilgiyi artırmak, Lindgren’i anmak ve dünya çapında çocukların kültür haklarını desteklemek için her yıl veriliyor. Dünyadaki en prestijli edebiyat ödüllerden biri olan Astrid Lindgren Anma Ödülü’nün kazananları arasında dünyanın dört bir yanından ünlü yazar ve çizerler yer alıyor.

Pippi Uzunçorap hala Dünya’nın en güçlü kızı ve Astrid Lindgren çocuk edebiyatına öncülük etmeye devam ediyor.

Arzu Tülümen

Kaynakça: www.astridlindgren.com

 

Önceki İçerik“Kız İsteme Sanatı” Oyunu Ziya Morkoç Tiyatrosu’nda
Sonraki İçerikTekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Arzu Tülümen
Deniz ve edebiyat hayatta bana keyif veren iki vazgeçilmez konu. Anadoluhisarı’nda denizle iç içe büyürken kitaplar ve hikâyeler yaşamımda hep var oldu. O yüzden belki de anlatmayı çok sevdim. Özel sektörde eğitim uzmanı, Devlet Okulları’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yaptım. Yıllar sonra yeniden üniversite öğrencisi olduğum bir dönemde, çocuk ve gençlik edebiyatı çevirisi çalışmalarım beni çocuklar için yazma konusunda yüreklendirdi. Deniz tutkum, amatör bir denizci ve yelkenci olarak devam ediyor. Yaz aylarımı deniz üzerinde geçiriyorum. O nedenle hikâyelerimde deniz ve denize dair konular ön planda. Denize Dönüş adlı kitabım Doğan Egmont, Mercanın Yelkenlisi-Liman Kentleri Çanakkale adlı kitabımsa Beta Kids tarafından yayımlandı. Yasemin Sungur’la yolum yazarken tıkandığım bir dönemde onun “Harekete Geç” adlı eğitimine katılmamla kesişti. Martı Dergisi’nde yer almaktan ve kitap sevdalısı arkadaşlarımla bir arada olmaktan mutluyum. Okumaya, yazmaya ve öğrenmeye devam…