Ben Fatih Terim’i severim.
Benim gibi hem Adanalı hem Galatasaraylı olmasından…
Babama fiziksel olarak çok benzemesinden…
Kazanma hırsından, başarıya odaklanmasından, olağanüstü motivasyon yeteneğinden…
Bu ülkede yetişen en önemli, en başarılı, en istikrarlı teknik direktör olmasından…
Türkiye dışında da bu işi yapmaya cesaret etmesinden…
Büyük düşünmeyi bilmesinden dolayı severim.
Kendisinden üç kat eğitimli binlerce “beyaz yakalıyı” karşısına alıp “liderlik nedir” anlatmıştır mesela…
Sinirlerine hakim olamayıp rakip takım futbolcularına tekme tokat girişmesinde elbette kızdık ona…
Küfür ettiği için ceza alıp, haftalarca takımını “tribünden yönetmesi”ne de aynı şekilde..
Ancak o her zaman defolarını, olağanüstü başarılarla örtmeyi bilmiştir.
Hataları hatırlandığında “kızılan” değil, “olmuş bir kere” denilen insandır o…
İyi insandır Fatih Terim…
Bizim Adana derneğine yaptığı katkıları buraya yazsam pek çok kişinin dudağı uçuklar.
Üstelik bunu sadece Adana’yı ve hemşerilerini sevdiği için yapmıştır.
Esprili, yaratıcı biridir. Adana’da “bir gelenek olan” sabahın 6’sında ciğerle kahvaltı yapma “uygulamasını” “Ciğer Brunch”a çevirerek İstanbul’da gerçekleştirmiştir.
Pek çok insan maço, kaba bir insan zanneder onu…
Aslında eşine saygılı, kızlarını çok seven, kadınlara nezaketle yaklaşan bir beyefendidir o…
Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin “Meclise daha fazla kadın girmesi için yaptığı” kampanyaya destek vermiştir. Bu desteği vermeden önce yine bir kadına danışmıştır.
Bir Fatih Terim dönemi daha kapandı ama herkes biliyor ki, o yöneticiler yolcudur, Fatih Terim hancı…
Bu yalnızca “kısa bir aradır” ve hocanın dönüşü muhteşem olacaktır…