Gerçek, Sadece Gerçekten İstemek Demektir! 3

Geçen aydan devam ediyoruz yine:

4. Düşünsel Enerji
Yukarıda anlattığımız mekanizmanın içeriğine baktığımızda gördüğümüz ise, bu mekanizmanın aslında elektro-kimyasal bir makine olduğu… Hücreler arasında, Sodyum, Potasyum ve Klorun alışverişinden doğan (bir pildeki gibi) elektrik enerjisine biz bilgi, duygu, düşünce diyoruz.

O zaman bu durumda, düşünce de, duygu da enerji kütleleridir diyebiliriz. Hele ki, bilincin filtresine girmeden var olan bir bilinçdışı düşünce ya da duygunun (o müthiş mekanizmanın ve işlemliğin ürünü olarak) çok da güçlü enerji kütlesi olduğunu söyleyebiliriz. Uzakdoğuluların söyleminde olduğu gibi: “Dikkat et, aklından geçen olumsuz bir düşünce, Afrika’da birisinin intiharına sebebiyet verebilir” veya Pentagon’un araştırmalarında olduğu gibi, binlerce mil ötede bile bazı dokuların, alındığı kişi ile aynı sinirsel tepkileri vermesi…

duşunsel-enerji1

Bu konuda verilebilecek örneklerden (araştırmalardan) bazılarını sıralayarak, netleştirelim ne söylediğimizi:

  1. DNA sarmalının, dağınık duran ışık atomlarını çevresinde belli yörüngede döner hale getirmesi… DNA sarmalı 500 mil öteye götürüldüğünde bile ışık atomlarının aynı yörüngede dönmeye devam etmesi deneyi…
  2. Bir salonda sinema seyreden insanlardan alınan dokuların, yan salonda gözlenirken, alındıkları insanlarla aynı tepkileri vermesi; hatta 500 mil öteye götürüldüklerinde bile eş zamanlı olarak tepkilere devam ettikleri deney…
  3. Kişinin zihinsel faaliyetinden çıkan enerjinin kendisini programlayışı ve hayata dair belirleyici oluşuna dair deneyler. Placebo deneyleri (ilaç niyetine etkisiz maddeler verildiğinde insanların ilaç gibi tepki vermesi); kendini çimde yürümeye programlayarak ateş üzerinde yürüyenler, vücutlarının bir yerinin yakılacağı söylenen ve bunun mizanseni oluşturulan durumlarda insanların bedenlerinin aslında yakıcı olmayan dokunmalara rağmen yandığı, kabardığı vs. sonuçlar edinilen deneyler. Kanser hastalığı veya başka hastalıkları dış müdahale olmadan yenenler üzerinde yapılan çalışmalar…
  4. Emoto adlı Japon bilim adamının su üzerinde yaptığı deneyler… Suyun sevgi ve nefret sözcüklerinden etkilendiğinin ispatı…
  5. Bitkilerin gelişiminin sevgi veya nefretten etkilendiğine dair deneyler ve eski yazıtlar
  6. Rusya, Ukrayna, ABD, İsveç, Japonya hatta Türkiye gibi ülkelerin özellikle askeri yapılanmalarının zihin ve düşünce gücü ve yönetme üzerine çalışmaları…

Daha birçoğunu sayabiliriz, ama bu bölümü toparlayan şu önemli bilgiler topluluğu sanırım işe yarayacaktır.

Bugün, teknolojik tıp bize şunu söyleyebilir: Bir insanın bir rahatsızlığı (canı sıkkın, grip, kanser…) varsa diğer her şeyden bağımsız olarak dönüp Endokrin Sistemi’ne baktığımızda, görürüz ki Endokrin Sistemi’nde bir dengesizlik ya da yetersizlik vardır…

duşunsel-enerji2

Nedir Endokrin Sistemi? Vücutta 7 ana merkezden (hipofiz, tiroid, paratiroid, timus, pankreas bezleri, böbrek üstü bezler, genital bezler) oluşan ve sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan nöro-transmitterlerin (hormonlar) vücuttaki dengesi ve salınımını sağlayan mekanizma…

Ne ilginç değil mi? Uzakdoğu bize yıllardır (çizimleri de tam Endokrin Sistemi’nin üzerine oturan) 7 tane çakradan bahseder ve der ki: Bir insanın bir rahatsızlığı (canı sıkkın, grip, kanser…) varsa diğer her şeyden bağımsız olarak dönüp çakralara baktığımızda, görürüz ki çakralarda bir dengesizlik ya da yetersizlik var…

Yani kısaca söylersek Endokrin Sistemi = Çakralar = Vücudun Enerji (dolayısıyla düşünsel enerji) Yönetim Merkezi…

Bakın şimdi sıkı durun! Bu bölümün sonunu bağlayalım. Japon fizikçiler son 10 yılda yaptıkları çalışmalarla, 1 cm3 kurşun metalinin, eriyik halden katı hale geçerken, 2 m2 lik alanda, enerji alanlarını düzene soktuğunu buldular. :)

duşunsel-enerji3

Kısaca bilgilerimi paylaştım sizlerle ve bu makalenin başlangıcı, daha önceki 2 sayıda. Devamı ise önümüzdeki sayıda olacak… Ama tabii ki sorabilecek ya da söyleyebilecek çok daha fazla detay var. Umarım keyif alarak okudunuz. Umarım, o daha fazla detayı birlikte sorgulayabilir ve öğrenebiliriz. Lütfen aşağıdaki adreslerimden bana sormak istediklerinizi, ya da söylemek istediklerinizi ulaştırınız.

Aydınlık Çağı’n kaotik başlangıcına da denk geldiğimiz bu günlerde, biliyorum ki ışık ile önderlik eden sizlere ve sizlerinde daha fazla bilmesi ve olmasına ihtiyaç duyar evren…

kazim@kirmizidanismanlik.com.tr
Facebook: Uzman Psikolog Kazım Yurdakul

Kazım Yurdakul

Önceki İçerikCaz Üzerine Birkaç Söz
Sonraki İçerikGraziano Cecchini Kimdir?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz