Geri Bildirimin Önemi
“Tanrı ilk insanı yaratır ve dünyaya yollar.
Güzelliğine hayran kalır dünyanın insanoğlu. Ormanda gezinir, çeşit çeşit bitki ve hayvan. Kimi ona arkadaşlık eder, kimi ona yiyecek sağlar. Birkaç gün geçmeden sıkılır insanoğlu, Tanrı’ya sorar:
– Her şey iyi güzel de ben neyim, nasıl bir şeyim, kime beziyorum? Misal kuş gibi kanatlı mıyım, yoksa aslan gibi yeleli mi?
Tanrı gülerek onaylar,
– Haklısın, bir şeyi atladık, der.
Bu sefer yaratılışa göller, denizler ve akarsuları ekler. Bunu duyan âdemoğlu koşa koşa bir gölün yanında alır soluğu, bakar gölün yüzeyinde kendisine saatlerce, inceler her bir yerini, uzvunu; bazen hayranlık bazen de şaşkınlıkla…
Birkaç gün boyunca ses seda çıkmaz insandan, bir süre sonra tekrar düşer içine bir düşünce, Tanrı’ya yakarır:
– Fiziksel olarak ne olduğumu bildim bilmesine de içim nasıl, neyim ben, nerden bileceğim nasıl biri olduğumu?
Ve Tanrı diğer insanları yaratır…”
Aynayız hepimiz birbirimize, duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımızla. Bazen içimizdeki “iyi”yi yansıtan, bazen de “kötü”yü…
Arkadaşımız “Keşke bu kadar duyarlı olmasan” demese nerden bileceğiz empatik olduğumuzu. Geri bildirim önemli. Hiç unutmam. İngiltere’de Liderlik Okulu’nda ilk ödevlerden birisiydi, yakın bulduğumuz kişilere güçlü ve güçsüz yanlarımızı sormak. Bir yandan neler neler çıkmıştı ortaya hiç bilmediğim, öte yandan söz birliği edilmişçesine vurgulanan aynı özelliklerim…
Bunun gibi, yazılarıma geri bildirim almak ne hoş olurdu. “Güzel olmuş, yüreğine ve kalemine sağlık”tan öte “Hangi konularda hemfikiriz/ değiliz, hangi noktalar hayatınızda nerelere dokundu, bir de şu var…” gibisinden. Ben el versem size yazımla, siz elseniz verseniz bana bambaşka bir anlayışla. Bana ayna olsanız. Ondan yepyeni bir yazı doğsa…
Evet, size sesleniyorum, siz değerli okuyucularıma…
Şeyda Bodur