Derin bir ‘’ahhh…’’
İş işten geçmeden gidilir.
Genellikle izin alınır.
Bazen ise kaçılır.
Şarkılardaki sözlerdir sebepler.
Günahlara girmemek içindir nedenler.
Bir daha dönmemek üzeredir geneli.
İstenmez bundan gayrı bir dilek.
Giden yolu bilir.
Yollar tepilir, yıllar bırakılır da gidilir.
Kalan çaresizdir.
Öylece kalakalır.
Derbeder bırakılır.
Sözün başında bir şeyler gelişir.
Sözün sonunda bir yerler değişir.
Günün sonunda dünyan değişir.
Ve gidilir.
Hiç birşey demeden hem de.
Arkaya bakmadan.
Ve ne tuhaftır ki şikayet bile etmeden.
Gidilir oralardan.
Tüm rüzgarlar bıraklır.
Soğuk ve savurgan…
Üşüyen O olur.
Sana düşen ise sadece birazcık zaman.
Bazen bütün aşklar yüreğinde kalır.
Bazen tüm kokular üzerinde taşınır.
Seni bir miktar korku alır.
Belki içinde,
Belki de gizleyemediğin yüzünde.
Bir de yeni başlangıçlar…
Sonunda bir kendin,
Bir sen…
Sıradağlar ardından ses gelir bazen.
Çeşmi siyahlar ses verir sesine.
Kalana sermaye bir dert kalır,
Giden de servet kadar ah alır.
Bir de her gidişin bir dönüşü vardır.
Gidişler mi daha kolaydır,
Yoksa dönüşler mi zorlaştırılır?
Nedense hep bir araftada kalınır.
Giden aklını başından alır.
Dönen aklını başına alır.
Dönüşler bazen kolaydır.
Gittiğin yolu seçersin.
Bazen de zordur.
Dönenceler ardından geçersin.
Dön bebeğim diye şarkılar yaptırır.
Dönenem verdiğim sözden ise sessizce haykırır.
Ve günün sonunda yine dönülmez bir akşamın ufkuna bakılır.
Git diye yalvaran şarkılar bu kez ‘’geri dön, deri dön’’ diye bağırır.
Dönmek gerekir.
Belki dayanamıyordur.
Belki çok yalnızdır.
Belki de bekliyordur.
İşte dönüyorum.
Apansız…
Derin bir ‘’ohhh…’’
Yunus Baran