Onlar sessiz bilgeler… Hiç bir şey söylemeden, kimseye görünmeye çalışmadan tıpkı bir çiçek gibi sadece kendilerini görme şansı bulanlara görünüp, sadece koklayanlara kokularını veriyorlar. Kimlerden mi bahsediyoruz? Otizmli çocuklardan.
İnsanlar nasıl oluyor da bazen diğerlerinden daha fazla şey görebiliyorlar, daha küçük, daha önemsiz detayları algılayabilip akıllarında tutabiliyorlar? Hatta bu kişilerin bazıları dokundukları şeyleri daha derinden hissedebiliyor, bazen sadece parmak uçlarıyla bile dokunmaları güçlü bir etki yaratabiliyor. Bazen de sanki hiç hissetmiyorlar, hiç görmüyorlar, bedenleri burada ama varlıkları burada değil gibi. Sanki bakışlarını bir yere odaklayıp oradan başka kanallara, başka boyutlara gidip bizim hiç bilmediğimiz şeyler deneyimliyorlar.
Değişik seslerden oluşan belki kendilerince anlamlı ama bizim anlayamadığımız şeyler söylüyorlar. Bir anda koşup, bir anda ağlamaya başlayabiliyorlar. Bizi rahatsız etmeyen detaylara takılıp sinirlenebiliyorlar. Mesela kapının aralık kalması ya da aynı ayakkabıyı giymemiş olmaları.
Bizim için önemli olan şeyleri hiç fark etmiyorlar bile. Görüntülerini umursamıyorlar, paralarının olmaları onlar için önemli değil. Konuşmak, paylaşmak için hiçbir çaba sarf etmiyorlar.
Onlar otizmli bireyler.
Biz onları değiştirmeye çalışırken acaba nasıl hissediyorlar?
Bizim gibi olmaları için onları zorlarken ya da bizim sosyal kurallarımıza uymaları için çalışırken nasıl oluyor da bizi affedebiliyorlar?
Bizden neden nefret etmiyorlar?
Halleri sanki aydınlanmanın değişik bir şekli gibi. Genelde umursamaz, özlemeyen, çok farklı hedonist bir tarzları var. O kadar merak ediyorum ki akıllarından neler geçiyor. Hangi zaman diliminde düşünüyorlar? Geçmiş mi? Evet geçmiş biraz var ama azıcık. Gelecek mi? Hiç sanmıyorum! Çünkü bizler onların gelecekleri için endişelenirken, onlar gelecek kavramının bile ne olduğunu bilmiyormuş gibi davranıyorlar. Onlar daha çok şimdiki zamanla ilgili gibiler. Onları kendilerine bakabilmeleri ve yaşıtlarıyla aynı ya da benzer gelişim göstermeleri için yetiştirirken bu gizemli hallerine merak duymamak mümkün değil. En azından bir günlüğüne onlar gibi olmayı istememek mümkün değil. Neden bazı şeyleri yemek istemiyorlar? Neden bazı şeyleri hep aynı sırayla yapmak istiyorlar? Neden gözlerimizin içine bakmak istemiyorlar? Neden isimlerini benimsemiyorlar ve adları söylendiğinde hiç üzerlerine alınmıyorlar, dönüp de bakmıyorlar?
Onları bu kadar gizemli olmaya iten şey ne?
Tanıdığım otizmli kişilerden biri geçmiş ya da gelecek herhangi bir yılın herhangi bir ayının herhangi bir gününü yazdığınızda size o tarihin hangi güne denk geldiğini ya da geleceğini yazabiliyor ve bunu saniyeler içinde yapıyor. Üstelik bu çocuk hiç konuşmuyor. Muhtemelen konuşabilir, ama tercihen konuşmuyor. Bunu biliyorum, çünkü yazı yazabiliyor ve çoğu sesi çıkartabiliyor. Tercihen konuşmama durumunu başka otizmli çocuklarda da gördüm ve bu da onlar hakkında merak ettiklerimden biri. Evet, bu konuda fikirlerim var. Ama gerçek nedenini bilsem bile asla gerçek nedeni bildiğimden emin olamam. Bunu doğrulamak için bana bir şey söylemezler ya da açık bir şey söylemezler.
Onlar sessiz bilgeler. Hiç bir şey söylemeden, kimseye görünmeye çalışmadan tıpkı bir çiçek gibi sadece kendilerini görme şansı bulanlara görünüp, sadece koklayanlara kokularını veriyorlar. Sadece anlamak isterseniz gerçek yaşama dair bir şeyler anlamanızda yardımcı oluyorlar. Yardımcı olduklarını bile belli etmeden. Tamamen mütevazı bir şekilde. Çünkü onların saygıya ihtiyaçları yok. Çünkü onlar kendilerine saygı duymayı biliyorlar.
Elif Selim