Gölgemi Kaybettim Hükümsüzdür!..

Google Görseller

Merhaba, bir gülümsemenizi almak isterim güne güzel başlamak için… 

Evet gölgemi kaybettim, gören var mıdır acaba? Elli yıldır çabalıyorum hayatta sağlam bir yer edinmek için. Yalan yok kendimi bildiğimden beri diyeyim. 3 yaşındayken var mıydı böyle bir çabam hatırlamıyorum. Sessiz bir çocuktum, öyle yaramazlıklarım da yoktu ama öğretmenim mütemadiyen öğretmenler odasına beni çağırır azarlardı. Ben de başlardım ağlamaya, zaten evdekiler de Türkan Şoray gözlü derlerdi. Türkan Şoray filmlerinde hep ağlarmış ben de çok ağlıyormuşum, seneler sonra öğrendim ki öğretmenim beni özellikle ağlatıyormuş çünkü ben çok güzel ağlıyormuşum! Allah’tan 2 seneden sonra gitti de kurtuldum. Eğitimci diye geçinen bu hanımefendinin adını bile hatırlamıyorum o kadar silmişim. O kadar ezik hissetmişim ki kendimi ispatlamak, varlığımı göstermek için her etkinlikte bütün arkadaşlarımın görevlerini de çalışırdım. Tiyatro mu herkesin rolünü ezberlerim, folklor mü kız erkek fark etmez bütün figürler bende…

Benim çığlığımı duyan oldu mu? Hayır…. Çığlık atmaktan yoruldum bıraktım. Geride durdum görünmez oldum. Seksenli yılların sonları serde ergenlik var kanım kaynıyor çalışmam lazım dedim, gerçi iyi yaptım çalıştım ama bu sefer eğitimimi tamamlayamadım. Halbuki en büyük hayallerimden biriydi üniversiteye gitmek, okumak, daha çok okumak. Kitaplarım en iyi arkadaşlarım olunca diğer hayalim de yazmaktı. Yazdın mı diye sorun, yok yazmadım. Yazarsam görünmezliğim kaybolur duygularım ortaya çıkardı. Çok şanslıymışım ki iş arkadaşlarım harika insanlardı, ben buradayım diyebildim. Rahmetli Duygu Asena ‘Kadının adı yok’ demişti, gururla adımı öğrettim. Öğretim mi dedim yanlış oldu öğrettiğimi sandım. Görünmezlik pelerinimi hiç çıkarmamışım ki üzerimden. Haykırmak yerine susmuşum. Tamam bir yerlerde ayak izlerim vardır ama varlığımı ispatlayan gölgem yok. Aynadaki aksim? Bilmiyorum bakamadım korktum. 

Bir gün sosyal medyada gezinirken bir fotoğraf gördüm. Bir kadın nehrin kenarında çimlerin üzerine oturmuş, yere koyduğu sağ eline doğru yaslanmış. Üzerinde pembe bir ceket. Karşısında, biraz uzakta ormanlık bir tepe, masmavi gökyüzü, nehrin iki yanı kiraz ağaçları, pembe çiçekleri alabildiğine her yeri kaplamış. Fotoğraf arkadan çekilmiş gülümsüyor mu bilmiyorum…

Ben öyle hayal ettim, sol arkasına doğru da gölgesi uzanmış… Gölgesi…. O kadar çok beğendim ki hayallere daldım, fotoğraftaki kadının yerine koydum kendimi. Baharın kokusunu içime çektim. Sevgi, huzur, neşe hissettiğim duyguya isim veremedim. Oturduğum yerde dikleştim sanki birileri sırtımdan ittirerek hadi hayallerde kalmasın diyordu. Hayallerde kalmasın yaz içindekileri, oku üniversiteni. Hayallerde kalmasın gez gör tanı merak ettiğin ülkeleri. Geç olsun güç olmasın derler bende ağır aksak yapmaya başladım bir şeyler. Her adımım biraz daha güçlendi!

Görünmezlik pelerini benim marifetim, kimse zorla üstüme örtmedi. Bahane ararsam pek çok ama artık aramıyorum. Görürseniz eski gölgemi bilin ki hükümsüzdür, yenisiyle pelerin üzerinde çalışıyoruz. Görünmezlik değil yeni marifeti, göklerde uçarak kiraz çiçekleri dökeceğiz, görünmez olmak zorunda kalmış kadınlara…

Aynur Arslanalp

Önceki İçerikEvlerde Zamansız Klasikler: Beyaz Eşyalar
Sonraki İçerikŞiir Seven Kadınlar