Zaman sizce de delice akıp geçmiyor mu? Oysa 10’lu yaşlarımızdayken akışı ne kadar da yavaştı değil mi?
Bir türlü doğum günümüz gelmez, bir türlü büyüyemezdik.
20’lere geldiğimizde ise içimizde kaynayan o ateşle hayatı, adeta hızla sarılmış bir film gibi yaşamak için yanar, tutuşurduk.
30’ların başı, adeta bir “Eyvah geç kaldım” telaşı gibidir. Hele hele bir de evlenip çocuk yapmadıysanız ya da hayalinizdeki kariyeri yakalamadığınıza inanıyorsanız. Belki bu değildir de dünyayı dolaşmaktır hedefiniz. Hiç fark etmez. O geç kaldım telaşı size hızla kararlar aldırır, büyük adımlar attırabilir.
Eğer bu büyük adımları 30’larda atmadıysanız, 40 ‘lara doğru yine dellenir yüreğiniz. Bir ses, “Bir şey eksik, yaşam bu olamaz!” der.
40’lara geldiğinizde, büyük adımlar attıysanız geçmişte, kendinize “Dur bir mola ver” dersiniz. “Düşün bakalım, ne yol yürüdün? Yolun neresindesin? Bundan sonra nereye?”
Ben 44 yaşıma geldiğimden açıkçası 50’ler için cümle kuramıyorum. Ama en yakın arkadaşlarım bu yaşlarda ve onlarda gözlemlediğim sükûnete hayranım.
Yapı olarak hayatı koşar gibi yaşayan biriyim ben. Beni tanıyanlar bilir. Hep yapılacak işlerim, devam eden projelerim ama en önemlisi de tutkularımı sırtıma aldığım bir yaşam stilim var. Sanırım bu yüzden de “Benden geçti” ya da “Biz unumuzu eledik, eleğimiz astık” yaklaşımlarını pek anlamam. Aslında laf aramızda kabul de etmem.
Hani derler ya “İnsan yaşadıklarından değil, yapmadıklarından pişman olurmuş” diye. Galiba benim hayata bakış açım da bu.
40-45 yaş arası kadın beyninin ürettiği hormanlar, onun daha çok geleceğe odaklanmasına sebep oluyormuş. Bence doğru . Zira bu dönem pre-menapoz devri diye de geçiyor. Tüm bu geleceğe odaklanmalar arasında hayatı ıskalamak sanırım en büyük korkum.
Sizde durumlar nedir?
Iskaladığım şeyler olsa da, hayatımı ertelemediğime eminim.
Peki, hayatı ertelemek ne demek?
Bence tutkularının peşinden koşmak, hayal ettiklerini gerçekleştirmek, yapmak isteyip de planladıklarını hayata geçirmek.
Tutkularımız ve İşimiz
Tutkularınızın farkında mısınız?
Küçükken ne olmak isterdiniz cevabında gizli aslında bu tutkular.
Neyi hiç para kazanmadan da saatler ve günlerce yapabilirsiniz?
Bu her ne olursa olsun hepimizin tutkularını 5 kategoride tanımlamak aslında mümkün.
- Öğrenmek ve öğretmek
- Yardım etmek
- Hizmet etmek
- Keşfetmek
- Yaratmak
Ne yapıyor olursak olalım ya da ne tarz bir yaşam içinde olursak olalım, hayatı ertelememizin panzehiri gibidir tutkularımız…
Dolayısıyla hayatı ertelememek, her an eğlenmek ya da vur patlasın, çal oynasın tarzında bir yaşam sürmek anlamına gelmez. Hatta bu yaklaşımın, sadece çocuk egosu olduğunun bilincinde olanlar, yaşlandıklarında ve tek başlarına kaldıklarında o anlamsız boşluk duygusunu da hissetmekten kurtulurlar.
Yaşam, içinde delice maceralar içeren bir serüvendir bence.
İnişler, çıkışlar, gözyaşları, kahkahalarla dolu…
Yazımı en sevdiğim şairin sözleriyle bitirmek istiyorum:
Yaşam,
Sanırım görmediniz.
Şimdi şuradan geçti.
Böcek gibi güzeldi…
Özdemir Asaf
Başak Tecer