Kış mevsimi tüm canlılar için biraz sıkıntılı geçiyor elbette. Üşümemek, donmamak, baharı tekrar görebilmek için biz insanlar ve hayvanlar önlem almaya çalışıyoruz.
Doğada yaşayan hayvanların uyguladığı birkaç farklı strateji var.
Bazı hayvanlar uyuyarak geçirir kışı. Örneğin dağ sıçanı, kirpi, fındık sıçanı ve bazı yarasa cinsleri don olmayan bir yerde barınırlar ve vücut ısılarını neredeyse bulundukları yerin ısısına kadar düşürürler. Nefeslerini ve kalp frekanslarını azaltırlar, mümkün olduğunca az enerji harcamaktır dertleri. Böylece yaz boyunca depoladıkları yağ ile kışı geçirirler. Arada bir uyanırlar biraz; beyinlerinin ve bağışıklık sistemlerinin sağlıklı kalması için gereklidir bu.
Bazı hayvanlar ise “Valizleri hazırlayıp güneye kaçmak (!)” yöntemini kullanırlar. Soğuk kış mevsimini yaşamamak için özellikle kuşlar yapar bunu. Göçmen kuşlar sonbaharda Akdeniz’e hatta Afrika’ya kadar uçarlar. Bazı böcekler, örneğin kelebekler, yusufçuklar ya da çiçek sinekleri de kaçarlar güneye. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, göçmen kuşların %75’i kışın hayatta kalabiliyor, oysa göç etmeyen kuşların sadece %60’ı bahara çıkabiliyor.
Porsuk ve sincap gibi hayvanlar da sakinleşmeyi seçerler; kışın vücut ısılarını biraz düşürürler. Bu yüzden bütün kış uyuyamazlar, hemen hemen her gün karınlarını doyurmak zorundadırlar. Sincaplar kışın günde bir iki saat aktiftirler. Boz ayı ve siyah ayının durumu ise özeldir. Bunlar kışı uyuyarak geçirmek için çok fazla uyanık ve hareketlidirler; kışı sakin geçirmek için de uygun değillerdir, çünkü bir uyudular mı uzun süre uyurlar ve çok az beslenirler.
Katılaşmak da kışın hayatta kalma stratejilerinden biridir. Bildiğimiz gibi canlıların bedeninin büyük bir kısmı sudur. Bu yüzden düşük ısılarda buz kristalleri oluşursa sonuç ölümcüldür, zira sivri uçlu kristaller hücre yapılarını parçalar. Bunu engellemek için bitkiler ve hayvanlar don olan bölgelerde vücut dokularındaki su miktarını azaltırlar. Ayrıca, uğur böceği gibi böcekler dona karşı koruyucu gliserin gibi maddeleri vücutlarında depolarlar. Sonuç şaşırtıcıdır: Alaska’da mazı sineği larvasının, ancak -61 derecede donduğu görülmüştür.
Hayvanlar dünyasında grup halinde birbirine sokulmak, yaygın bir ısınma yöntemidir. Çit kuşu gibi küçük ötücü kuşlar, içinde düzenli olarak yer değiştirilen uyku grupları oluştururlar: her kuş böylece grubun ortasına yani sıcak alana gelebilir. Arılar da bu stratejiyi kullanırlar: Don olduğu zaman, bedenleriyle top şeklinde birbirlerine sokulurlar ve kraliçe arıyı topun ortasında tutarlar. Kış üzümü adı verilen bu topun kenarında kaslarını titreterek ısı yaratırlar.
Orman soreksi ve Avrupa köstebeği de kışı atlatmak için sert bir yöntem uygularlar: Büzüşürler. Orman soreksi vücut ağırlığının beşte birini kaybeder. Sadece yağ deposunun erimesi yüzünden değildir bu kayıp, hayvanın kafatası, beyni ve iç organları da büzüşür, küçülür.
Ve bazı hayvanlar soğuğa direnmeyi seçerler. Birçok memeli hayvanın postu kışın kalınlaşır, kış kürkü oluşur. Kar tavşanı şanslıdır, kara zaten hazırlıklıdır; özellikle geniş, bol tüylü patileri, kar üstünde kolaylıkla yürüyebilmesini sağlar.
Neyse kışı artık geride bıraktık sayılır; cemreler düştü, bahar tüm canlılara göz kırpıyor, umutlar ve doğa yeşeriyor… Vazomdaki mimozalara her baktığımda, “Her şeye rağmen yaşasın hayat!” diyorum içimden.
Nevin Tali Ölçer