Neden?..
Çok derin sulara dalmadan biraz eskilere giderek bu sorunun cevabını buluyoruz. Antik Yunan düşünürleri arasında önemli yer tutan Euripides; “Bir kimsenin düşüncesini açıklayamaması köleliktir” diyor.
Hadi biraz üzerinde konuşalım. Euripides, Aiskhylos ve Sophokles’ten sonra Atina’nın yetiştirdiği üçüncü büyük tragedya ozanı. (Hz. Wikipedia öyle diyor, Hazret bu arada “sayın, saygıdeğer” demek, neyse konumuz bu değil)
Milattan önce 5 yüzyılda yaşamış olduğuna dair kayıtlar var. O halde bundan 2.500 yıla yakın bir zaman önce Euripides’in söylediği bu sözlerin ne kadar kıymetli olduğu aşikar. Zira bugün hala bazı gelişmekte olan ülkelerde ifade özgürlüğü olmadığını, bu yüzden bazı aydınların, düşünürlerin, gazetecilerin hapislerde olduklarını biliyoruz. Çok şükür ki bizde bu tip durumlar söz konusu değil.
Bir toplumda bir kişi bile fikirlerini ifade ettiği için cezalandırılıyorsa orada herkes köledir. Bu anlamda dünyada çok kısıtlı bir coğrafyada özgürlüğün olduğunu söylemek mümkün. Onu da bitirmek, herkesi köleleştirmek için kapitalizm var gücüyle savaşıyor.
Bugün ülkede de esasında bir anlamda “biat etmek” ve “etmemek” arasında arasında adı konmamış bir didişme ve ayrışma var. Aslında herkes “özgür” olmak istiyor ancak biraz konuyu deşince temel çekişme apaçık karşımıza çıkıveriyor.
Eğitim bilimci ve Türkiye sevdalısı Selçuk Şirin, Türkiye’nin çözülemeyecek sorunu olmadığını ifade ederken, bunun için 3 önemli dayanak olduğunu belirtiyor;
1. Hukuk, (Evrensel ilkelere dayalı modern, çağdaş, işleyen hukuk)
2. Özgürlükler (Başta, ifade özgürlüğü. Bu olmadığında yaratıcılık da olmuyor)
3. Çağdaş eğitim
Bu 3 temel madde aynı zamanda zenginlik ve refahı da olumlu etkiliyor. Kısaca zenginlik için ifade özgürlüğü gerekiyor. Bunu temel hak olarak görmek ve savunmak zorundayız.
Psikolog Carl Rogers; “İnsanın kendi potansiyelini açığa çıkaramaması, kendisini engellenmiş hissettirir. Böyle bir insan kendini tehdit altında hissederek huzursuzluk yaşar.” diyor.
Bakın çevrenizde böyle huzursuz insan var mı, yoksa zaten cennette yaşıyorsunuz demektir.
İfade özgürlüğünün varlığı, düşünsel beceri ve yeteneği de geliştiriyor. Sevgili ülkem, birçok konuda bir tarafta aşağılama, diğer tarafta yüceltme arasında savruluyor. Düşünsel çaba çok kısıtlı kalıyor. Hem zaten düşünmeyi öven bir özdeyiş, atasözü kıtlığı da olguya nasıl baktığımızı güzel özetliyor.
Kölelikten kurtulmak için öncelikle durumumuzu fark etmek gerekiyor. Fark ettikten sonra da öncelikle çocuklarımıza ve çevremizdekilere kendilerini ifade etme şansı vermek, fikrimizi zengin bir üslupla ifade etmeye başlamak önemli adımlar olabilir.
Yoksa ülkenin yetenekli, iyi gençlerinin ülkeden kaçmak isteğini değiştiremeyecek, bu kısır daireyi kıramayacak, sürekli gelişmekte olan nefes almakta zorlanılan bir diyar olarak debelenip duracağız.
Ben her şeye rağmen umutluyum :)
Anıl Akın