İlk olarak İthaki Yayınları tarafından 2020 yılında yayımlanan Benden’iz James Joyce romanı, çağdaş edebiyatımız açısından oldukça farklı ve özel bir kitap. Modern edebiyat tarihinin en önemli yazarlarından biri olan İrlandalı James Joyce, başta Ulysses olmak üzere geride bıraktığı eserleriyle hâlâ tartışma ve inceleme konusu. Benden’iz James Joyce’un, dünya edebiyatında zor okunan romanlar denilince akla ilk gelen isim olan Joyce’a yakışır bir eser olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
16 Haziran 1904 tarihi Joyce’un sonradan eşi olan Nora’yla ilk çıktıkları gün ve onun başyapıtı Ulysses romanı da bu günü anlatmaktadır. Benden’iz James Joyce romanındaysa Fuat Sevimay, James Joyce’u mezarından kaldırıp da İstanbul’a, yine bir 16 Haziran tarihinde getiriyor. Bu sefer yıllardan 2013, mekansa Taksim Gezi Parkı’dır. Yazar Fuat Sevimay, aynı zamanda James Joyce’un tüm eserlerini dilimize kazandırmış bir çevirmendir. James Joyce’u romanın ana karakteri olmasının yanı sıra Çevirmen karakteri de Fuat Sevimay’dır. Yazarın kendisini romanının içinde karaktere çevirmesi hadisesini postmodern edebiyattaki oyun kavramıyla açıklayabiliriz. Postmodernistler, özellikle roman türünü bir oyun sahasına çevirmişlerdir. Okur, bu tarz metinlerde eserin sadece okuyucusu değil bir parçası, katılımcısıdır. Fuat Sevimay da bu tekniği romanında çok başarılı bir şekilde kullanmış.
Beş yüz sayfalık bu hacimli eseri, postmodern anlatı türü içinde değerlendirmemiz daha doğru olacaktır. Bu metinde kurmacanın bir parçası olarak ilerleyen dipnot kullanımı mevcuttur. Romanda baştan sona üstkurmaca kullanılmış olup hem kurmaca dipnottan ilerleyen anlatım hem de James Joyce ve yazarın metinde bir karakter haline dönüşmesiyle çift yönlü üstkurmaca bulunmaktadır. Romanda metinlerarasılık başta Joyce’un tüm eserleri olmak üzere yazarın da eserleri üzerinden yapılmıştır. Sadece bununla da kalınmayıp başta Terra Nostra olmak üzere çeşitli yapıtlarla da bir metinlerarasılık söz konusudur. Ayrıca romanın bir bölümünde Fuat Sevimay’ın daha önceki romanlarında yer alan kurmaca karakterlerin anlatıcı olarak bulunduğunu da görebiliyoruz. Biçim olarak Ulysses’i örnek alan Benden’iz James Joyce’ta, son bölümde tıpkı Molly Bloom’un anlatımına benzer 15 sayfalık, noktalama işaretleri kullanılmayan bilinç akışı görülmektedir.
Sonuç olarak James Joyce’un mezarından kalkıp kurmaca evrende İstanbul’a getirilmesi bile roman için başlı başına orijinal bir fikir. Bunun üzerine bir de postmodern anlatım tekniklerinin yoğun kullanımı bu çağda özel bir metne tanıklık etmemizi sağlıyor. Benden’iz James Joyce’un özellikle James Joyce’un eserlerini okumuş olan okurlar için ayrıca özel. Okumayanlarsa Joyce’un edebiyatı için bir kılavuz kitap-romanla karşı karşıya olduğunu söyleyemem gerekiyor. Bu metne ister James Joyce’un edebiyatı üzerinden, isterse de salt roman yönünden bakayım, okurlar için oldukça farklı ve başarılı bir eserle karşılaştığımı, bana harika bir okuma deneyimi sunduğunu belirtmeliyim.
Turhan Yıldırım