Kariyer Sohbeti: Yoga Eğitmeni Alper Bayraktar

Yıllar önce tanıdığım Alper’i  kariyer sohbetim ile sizlerle tanıştırmak istiyorum. İzmir’de Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü, Ege Üniversitesi EGESEM işbirliği ile yaptığımız Aile ve Öğrenci Koçluğu Sertfika Programı için gerçekleşen toplantılarda tanıştık. Güzel bakan gözleri ve azmi ile bende iz bırakan, ‘evlat’ dediğim Alper ile sizleri baş başa bırakıyorum.

Yaptığın işi kısaca tanımlar mısın?

Yoga, Pilates ve Gyrotonic-Gyrokinesis eğitmeniyim. 2006 yılından bugüne ise Yoga ve Pilates alanında, 2013 yılından bugüne ise Gyrotonic-Gyrokinesis alanında uluslararası eğitmen yetiştiriyorum.

Kariyer Sohbeti Yoga Eğitmeni Alper Bayraktar

Şu an yaptığın iş dâhilinde bir gün içinde neler yaparsın? Senin yaptığın işi yapan birisinin günü nasıl geçer?

Bu biraz da eğitim takvimimin yoğunluğu ile bağlantılı. Son iki yıldır tüm yaşam tarzım değişti. Çok fazla seyahat ediyor ve eğitim veriyor olduğumdan standardize edemeyebiliyorum.

Öncesinde eğer eğitimim yaşadığım şehirde veya başka bir şehirde ise sabah 06:30’da güne başlarım. Meditasyon, nefes ve bedensel egzersizlerin ardından kahvaltı ve 10:00’da başlayacak olan eğitime yol alırdım.  Eğer eğitmenlik kampındaysam; bu sefer derslerimiz 06:30’da başladığı için uyanışım 05:30’a çekiliyor.

Eğitimlerim bittikten sonra kısa bir dinlenme ve gözlemleme yürüyüşü yapıp, akşam yemeğimi yer ve evime geçerim. Ne de olsa evde beni bekleyen film, belgesel, müzik ve kitaplarım var. 14 yıldır televizyonum yok. Evde sadece film ve belgesel izlerim. Bazen de kitap ve müzik keyfiyle geçer bana ait olan zamanlarım.

alper 6

İş hayatına başlangıcını, geçtiğin süreçleri anlatır mısın?

Öncesinde dans ediyordum ve yoga ile tanışınca ve yogada derinleşmek isteyince dansı bıraktım. 2003 yılında merkezi Hindistan Bangalore’da bulunan Vivekananda Yoga üniversitesinin İzmir’de gerçekleşen Türkiye’deki ilk yoga eğitmenlik eğitimi programına katıldım ve sonrasında yoga dersleri vermeye başladım. Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü, Sports International, Karşıyaka Belediyesi vb birçok kurumda derslerim başladı. 2005 yılında Ege Tv’de Kadın ve Yaşam programına her hafta konuk oldum ve yoga, felsefe, sağlık konuları üzerine söyleşilerde bulunduk. Türkiye’de ilk kez Işıkkent Eğitim Kampüsü yogayı zorunlu ders yaptı ve bu kolejde bir sene yoga bölüm başkanlığı yaptım.

2006 yılı itibariyle de yine Türkiye’de ilk kez Ege Üniversitesi destekli ve onaylı Yoga eğitmenlik eğitimlerini başlattık ve ülkemizin birçok ilinde eğitimler başlamış oldu. Bir devlet üniversitesinin Yoga eğitimine onay ve sertifika veriyor olması bizi çok onurlandırdı. Ardından merkezi Fransa’da bulunan dünyanın önde gelen psikosomatik tıp okullarından biri olan Institut Paracelse ile işbirliğimiz başladı ve sertifikalarımız 2009 yılında uluslararası platformla buluşmuş oldu. Ardından Sivananda Vedanta Centre’ın eğitimlerini tamamlayarak “Master of Yoga” unvanını aldım. En son da dünya üzerinde yoga alanında en çok tanınan ve geçerli olan Yoga Alliance onayına geçtik ve 2014 yılı itibariyle Türkiye’nin ilk ve tek tam kapsamlı yoga eğitmeni ve okulu olmuş olduk.

Örnek aldığın birileri var mı? Hangi yanlarıyla örnek aldın?

Şu ana kadar örnek aldığım birisi olmadı. Bunun kişiyi kısıtlayacağını kendini gerçekleştirmede engel teşkil edeceğini düşünüyorum.

İşini yaparken karşılaştığın zorluklara örnek verebilir misin?

Zorluk dediğinizde tek aklıma gelen 2005 yılındaki lise hazırlık sınıflarına yoganın zorunlu ders olarak konulması ve orada bölüm başkanlığı ve eğitmenlik yaptığım yıl geliyor. Yaşadığım mesleki anlamdaki en zor süreçti. Bireylerin istekleri dışında zorunlu olarak derslere katılım göstermesi onlarda yüksek bir tepki oluşturmuştu.

Gelecek için nasıl hayallerin var? Hedefler koyar, plan yapar mısın?

alper 3Çok fazla hedef koymuyorum. Fakat bir hayalimiz var; kendi eğitim kampüsümüzü oluşturmak. Hayalimizdeki kampüs yine bir ilk olacak ülkemizde. Eğer ki iyi olacaksa olması temennisiyle. Şükürler olsun hep hayallerimden daha fazlasını yaşadım bu dünyada. O yüzden hakkımda hayırlı olanın ne ise onun olmasını diliyorum her zaman.

Çocukluğunda hayalindeki meslek neydi?

Çocukken 3 farklı meslek hayalim vardı. Dansçı, doktor ve pilot olmak. Çok da birbiriyle bağlantılı görünmese de ☺ Dans ettim ve o duygumu olabildiğince tatmin ettim. Yoga ve pilates eğitmenlik eğitimi verdiğimden fonksiyonel anatomi konusunda hatırı sayılır bir bilgi ve tecrübeye sahibim. Sanki doktor olma hayalim de gerçekleşmiş gibi kendi çapında… Bakalım pilotluk kendini gerçekleştirecek mi?

Nasıl bir öğrenci idin?

Çok çalışkan bir öğrenci değildim. Beni tahminimce başarıya götüren gözlem yeteneğimdi. Çok iyi gözlemler ve süreçleri zihnimde yaşar, deneyimlerdim.

En sevdiğin dersler hangileri idi?

Coğrafya, matematik, vatandaşlık bilgileri, din kültürü ve ahlak bilgisi

En sevdiğin öğretmenlerini hatırlar mısın? Hangi özellikleri dikkatini çekerdi?

En sevdiğim öğretmenim edebiyat öğretmenim olan Havva Başusta Tozan idi. Hem bir anne, hem bir arkadaş hem de bir komutan gibiydi. Yaşamım boyunca da bende her zaman özelliğini ve güzelliğini koruyacak Havva öğretmenim. Yıllarca konuşma bozukluğu yaşamış birini lise mezuniyet balosunda kim sunucu olarak seçer ki… Bu özel insan Havva hocamdı ve belki de benim yaşam yolumda çok büyük bir dönüşüm sağladı. İyi ki var ve her zaman iyiliklerle olsun…

Okul hayatında ne gibi şeylerle ilgileniyordun, ne tip etkinliklere katılıyordun?

Okul hayatımda sadece okul gezilerine katılırdım; yeni yerleri görmeyi çok severdim ve okulun kooperatifinde satış görevlisi olarak çalışıyordum teneffüslerde. Okul dönemimde bir ilgi alanım veya dâhil olduğum etkinlikler pek olmadı. Çünkü konuşma bozukluğu yaşıyordum. Gerçek ve anlaşılabilir olarak 14 yaşında konuşmaya başladım. Ne söylediğimi kimse anlayamadığı için arkadaş çevremde yok gibiydi.

Üniversite eğitimin sana neler kattı?

Üniversite eğitiminin bana bir şey kattığını düşünmüyorum ya da farkına varamadım belki. Çünkü üniversite veya kampüs yaşamı gibi bir sürecim olmadı. Üniversiteye başlar başlamaz dans etmeye ve çalışmaya başladım. Üniversiteye pek gitmedim daha çok sınavlara girerek sınıfları geçtim. Benim için bir araçtı herhâlde üniversite; kendimi gerçekleştirmek için büyük bir şehre gelmeme vesile oldu.

Staj yaptın mı? Nasıl bir süreçti?

Okuduğum bölüm ile ilgili hiçbir şey yapmadım. Sadece üniversite mezunu olmak için okudum diyebilirim. İktisat mezunuyum fakat hiçbir şey hatırlamıyorum ve hiç de alanım ile ilgili bir yerde çalışmadım.

Okul dönemleri için gençlere neler önerirsin?

Eğitim hayatlarının tadını çıkartsınlar. Hem sosyalleşsinler hem de çalışsınlar. Bu şekilde iş yaşamlarında çok daha başarılı olabilirler.

Kariyerinde kaldıraç ve kırılma anları oldu mu? Şans ve rastlantılar var mı kariyerini / yaşamını etkileyen?

Yoga eğitmenlik kariyerimde Yoga Alliance onaylı tam kapsamlı tek eğitmen olmam önemli bir bilinirlik ve yükselme sağladı. Gyrokinesis metodu için de Türkiye’den master eğitimine beni seçmeleri yeni bir yol ve sürecin açılmasını sağladı. Her şeyin hayırlara ve en iyiye vesile olması dileğiyle. Ben her zaman elimden gelenin en iyisini yaptım fakat büyük hedefler koymadım. Her halde evren benim adıma çalıştı ve gereken düzenlemeleri yaptı ☺

alper 4

Senin geçtiğin yerlerden geçecek olan öğrencilere, gençlere tavsiyelerin, motive edecek, başarılı olmaya yönlendirecek önerilerin var mı?

Benim bakış açım ve önceliğim kişinin yaptığı işi en iyi yapması. Yapabildiğinin, bildiğinin en iyisini yapmaları. Ardından zaten olması gereken her ne ise o oluyor. Ne hayallerle ne de hedefler ulaşamayacağınız şeylere iyi ve doğru eylemlerle ulaşabiliyorsunuz.

Çalışma hayatın süresince iyi ki yaptım dediğin, sana değer kattığını düşündüğün işler, uğraşlar, eğitimler, farklı çalışmalar neler?

İyi ki yaptığım dediğim şey; kendimi sadece kendi mesleki alanımda değil onu destekleyecek birçok alanda eğitimler almak. Yaratıcı Drama Eğitmenlik Eğitimi, Koçluk Sanatı ve Bilimi, NLP Practitioner, İletişim Uzmanlığı, Biyolojik Çözümleme… Tüm bu uzmanlık eğitimleri beni daha farklı bir alana taşıdı

Kendinde beğendiğin güçlü özelliklerin hangileri?

Kendime olan inancım ve gözlem yeteneğim.

İşinde daha iyi olmak için nelere dikkat edersin?

Disiplin, saygı, hassasiyet ve az biraz hoşgörü.

İşini daha iyi yapmak için hangi yönünüzü geliştirmek istersin?

İşimi daha da geliştirmek için kendime ayırabildiğim zamanları arttırmak isterim. Daha az sorumluluk alabilmeyi uygulayabilmem lazım.

Kendini daha mutlu hissetmek için neler yaparsın?

Kendime tatiller ve anlar hediye ederim. Genelde dinlenmek beni mutlu ediyor ☺

Hobilerin nelerdir, nelerle ilgilenirsin?

Yeni yerler keşfetmek, yürümek ve yemek yemek.

Seni yönlendiren, geliştiren tavsiye edeceğin 1-2 film ve kitap ismi alalım.

Hep tavsiye ettiğim bir film ve bir de kitap vardır.

Film: Morrie ile Her Salı (Türkçe dublajı mümkünse)

Kitap: Büyü Dükkânı – Yeşim Türköz

İnsanlar seni hatırlarken ya da anlatırken isminin başına hangi sıfatı eklensinler istersin?

İsmimin başına hangi sıfatı koyduklarından ziyade benden bahsederlerken gözlerini görebilmeyi dilerdim.

Hayatınla ilgili en çok hangi konuda düşünürken kendinizi yakalıyorsun?

Hala özür dilemediğim veya dilemem gereken birileri var mı diye. Daha iyi yapabilme imkânım varken yapamadığım veya yapmadığım eylemler nelerdi? Bunları düşünüyor ve ardından eyleme geçiyorum. Hayat ne de olsa çok kısa…

Mutlaka eklemek istemeliyim dediğin bir detay var mı?

Teşekkür ederim bu hoş röportaj ve süreç için. Milyonlarca kendine özel ve özgü yaşama ulaşıyor ve ulaştırıyorsunuz. Yüreğinize sağlık…

Yasemin Sungur

 

Önceki İçerikOkurun Gözünden: Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz
Sonraki İçerikBizden Müzisyenden Başka Bir Şey Olmaz!
Yasemin Sungur
Yıllar önce okul dönemimin bittiğini söyleseler de ben hayatın tutkulu bir öğrencisi ve seçip aldıkları, özünden kattıkları ile sen izin verirsen ben bir rehber. Ben bir Özgür Martı. Ben bir düşleyen. Kanatlarım ile gelişime, paylaşıma ve değişime keyifle uçarım. İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ulaşmak için MartiDergisi.Com’u uçurdum. Şimdi hep birlikte uçuyoruz. Kitapdaşlarımla birlikte Kitap ile Sohbet ederim ve onları İstanbul Oyuncak Müzesin de baş konuk olarak ağırlarım. Oyun oynamayı bırakmadım. Hayatı kelimeler ile anlatmayı, yazmayı ve onların büyüsüne kapılıp Yaz(ı) Kamplarımı keşfe dönüştürmeyi bilirim. Harekete Geçmeyenleri enerjimle uyandırırım. Sevgiyle nefes alıp, şiirle güne başlarım. Aşk ile Can oğlum ve Ceren kızımla, evrende hayat bir başka güzel. Şükür...

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz