Kırmızı R9

Seni unutmak, bir akşam Mecidiyeköy’de inip el sallamak kırmızı R9’lara. Bendim sol memesiyle emzirdiği rüzgarın. Otobüs camından saydım şehrin lambalarını, değmeden çizgiye. Ellerinde tebeşirle doğdu kalabalık. Küllü yüzüm, yol kenarındaki mermerden. Soğuk. Oyuncak çocuğuyum hizmetçinin, vitrin yok bu evde. Uyuyan eşyaların gecesi, yüzü çapaklı salondaki halının. Çiçekli döşekler serdi annem, babam gececi. Yünlü kuzuların sırtında işaret lekesi, kırmızısından tanındı. Sabahları erken, vardiya geceleri. Ben uyurken parmak uçlarında gezdi dünya. Sokakta satıcı hıçkırdı tükürük köftesini. Bıyık uzadıkça artan sesler, sevdim çiğnemeyi. Halıları serip kapıda köpük köpük. Annemin kestiği karpuzda süt dişlerim. Ne vakit yıldızlar serilse göğe, çekti sırtımdan çürüğü kunduz. Uzamadı okula örgülerim. Papatyalı çoraplar ektim toprağa. Kareli mendilde tırnaklarım sivrilip karnıma. Yabancı budağıyım ağacın. Çiğlendikçe tir tir göğe uzanan. Ve toplayıp bulutları, matruşka pışpışlayan. Seni unutmak, bir akşam Mecidiyeköy’de inip el sallamak kırmızı R9’lara.

Gönül Demircioğlu

Önceki İçerikAnadolu Efes’in Gelenekselleşen “Bir Kitap da Sen Getir” Kampanyası Monaco Maçıyla Başlıyor
Sonraki İçerikKaranlığın Doğuşu