Günlerden Salı, saat 10.30. Kapıda duruyorum. Arkamdan geçen kenti betona dönüştürecek hafriyat kamyonlarına inat içinde tarih, içinde çocuk, içinde umut barındıran İstanbul Oyuncak Müzesi’ndeyim. Huzuru bulmak için, bina içindeki merdivenleri indiğim anda kendine has kokusunu içime çekmek bile yetiyor. Didem’in harikalar diyarına hoş geldiniz. Evet, burası benim harikalar diyarım. Hayat yoğunluğu, iş stresi, dünya işleri koşturmasını sokaktan geçen hafriyat kamyonlarına atıp arkasından el salladığım, oyuncak, kitap ve #kitapdaş’larımla baş başa geçireceğim üç saatlik harikalar diyarındayım.
2013 yılı 5. sezonunda Kirpinin Zarafeti– Muriel Barbery kitabı ile başladığım kitap ile sohbetin, daha geçtiğimiz haftalarda 250. haftasını kutladık. Yasemin Sungur hocamızın daveti üzerine tanıştım kitap ile sohbetle. Daha ilk katıldığım gün, beni canı yürekten karşılayan katılımcıları, aralarındaki içten ve sıcak iletişimleri, eğitim dünyasından tanıdığım Yasemin Sungur’un içten paylaşımı ve başarılı mentörlüğü eşliğinde şiir, kitap ile dolu eşsiz bir gündü. Günün sonunda ben buraya aitim ve burada olmalıyım kararı vermiştim. Evet, yoğun ve bir o kadar yeni bir şeyler üretmem gereken bir hayatım var. Kitap okumak nefes almama eşdeğer olduğu için hep ona yer verecek anları yarattım. Şimdi bir kitabı ben gibi birkaç kitap sevdalısı ile konuşmak ve paylaşmak, daha güzel ne olabilirdi ki? Her hafta en az üç saati böyle bir faaliyete ayırmak yoğunluğuma eşdeğer çoğu kişiye bir mucize gibi gelse de ben kendime ait hissettiğim bu dünyada her hafta yer almalıydım.
Hayatımın en güzel kararlarından biridir kitap ile sohbet. Gün geçtikçe bunun değerini, sadece kitap değil hayatı da paylaştığım kitapdaşlarımla güçlenen bağlarımla anlıyorum. Kitabı okurken bırakın çizmeyi, köşesinden kıvrılmasına bile tahammül edemeyen ben, artık her okuduğum kitabın sevdiğim cümlelerinin altını çiziyor, kitaptaki önemli karakterleri not alıyor ve kitabı okumadan önce muhakkak yazar ve diğer eserleri ile ilgili araştırma yapıyorum. O kitap kalkıyor beni aynı akımdan başka yazarlar başka kitaplara götürüyor, bir kitap kendi ile birlikte okumak için yaklaşık beş kitap daha doğuruyor. Okuduğumuz kitabın yazarı bazen konuğumuz oluyor ve yazar ile sohbet ediyoruz. Bizimle yine an bağı kurmuş yazarlarımız daha matbaasından yeni çıktığı gibi kitabıyla bize geliyor; yeni kitabı beraber kutluyoruz.
Kitaplar kimi zaman bizi olayın geçtiği yerlere mekânlara götürüyor, kenti ve mahalleyi geziyoruz. Nazlı Eray Halfeti’nin Siyah Gülü’yle Halfeti’yi, Buket Uzuner Su ile Kadıköy’ü, Toprak’la Çorum’u ve daha birçok kitapla farklı mekânları beraber gezdik. Bu yıl Yaşar Kemal’in İnce Memed’ i ile Adana’yı gezeceğiz. Okuduğumuz kitabın varsa film veya tiyatro oyunlarını izliyoruz. Etkilendiğimiz cümleler bizi kalkıyor belli hayat hikâyelerine götürüyor, çokça gülüyor ve bazen de ağlayınca birbirimize omuz oluyoruz.
Güne şiirle başlıyor ve şiirle kapatıyoruz. Yirmili yaşlarında şiir takipçisi olan bana yeniden bu sevgimi hatırlattı ve bilmediğim nice şairlerin de eserlerinin peşinden koşmamı sağladı. Artık her günümde en az iki şiir var. Tabii Yasemin Sungur hocamızın o muhteşem sesinden dinlemek başka bir ayrıcalık bizler için. Ne diyordum? Kitapdaşlarım diyordum. Hepimiz farklı deneyim ve duygumuzla tüm sohbette birbirimize farklı katma değerler sağlıyoruz.
Kimimiz sosyal organizasyonlarımızı üstleniyor müze, tiyatro ve konser etkinliklerinde bizi teşvik ediyor. Kimimiz yeni kitaplarımızı temin ediyor. Bir bakmışınız başka birimiz bir sosyal sorumluluk projesinde yer almaya başlamış, hemen bir kısmımız konuya dâhil oluyoruz. Gün geçtikçe hatırı sayılır bir sosyal sorumluluk grubu haline gelmeye başladık. Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerindeki okullarının kütüphanelerine kitap hediye ediyor ve öğrencilerin kalbine dokunuyoruz. Hep beraber başarılı üniversite öğrencilerinin bursuna destek oluyor geleceğe iyi nesiller yetişmesine katkıda bulunuyoruz. Sohbetimizin konusu kitap ve beraberce paylaştığımız hayatın bize sunduğu güzellikler. Çünkü biliyoruz ki iyi gitmeyen her ne varsa, bu dünyaya, biriktirdiğimiz ve paylaştığımız iyiliklerle fayda sağlayacağız.
Hayallerimiz sınırsız, gönlümüz geniş, duygumuz yoğun bizim.
Kitapdaşlık anlatılmaz yaşanır. Gel eyy güzel Salı!