Bildiğimiz, bilmediğimiz yönleriyle “Kıyaslama”…Ya da sözlükteki adıyla “Benchmarking”
Henüz dilimizde karşılığı tam olarak benimsenmemiş olsa da, benchmarking; örnek alma ve en çok da “kıyaslama” olarak Türkçeleştiriliyor. Örnek alınacak yerin, maraknın veyha referansın belirlemesi anlamına da gelen benchmarking, ‘bir işletmenin rekabet gücünü yükseltmek için, başarılı performansa sahip başka işletmelerin, iş yapma tekniklerini incelemesi, kendi teknikleri ile kıyaslaması ve bu kıyaslamadan elde ettiği bilgileri kendi işletmesinde uygulaması’ şeklinde de tanımlanıyor.
Peki Benchmarking’in özellikleri neler?
Benchmarking’de yani kıyaslamada esas olan sürekli gelişim, olumlu bir yaklaşım ve uygulamalara yönelik olmasıdır.
Benhmarking;
Taraflar arasında ortak ve karşılıklı bir yararlanmaya dayanmalı,
Kapsamı tümüyle belli olmalı,
Akla uygun şekilde ölçülebilmeli,
İlerlemeyi hedeflemelidir.
Çünkü bir yönetici, yaptığı yatırım bilgisini kıyaslama ile öğrenir.
Rakip bir şirket ile karşılaştırma yapılmasının yanında, belli tecrübelerle onaylanmış ve başarısı kanıtlanmış bir işlemi, organizasyona adapte işlemlerini esas alan sistem düzenleme işlemidir.
Tarihçesi:
1970’lerde “benchmark” sözcüğü, teknik bir anlamı ifade etmenin ötesinde yeni anlamlar kazanmış ve “benchmarking” şekliyle iş dünyasına transfer olmuştur. İşletme literatürüne, daha iyi bir uygulamayı hedef alarak, buna yönelik karşılaştırmaları ve uyarlamaları içeren bir yönetim anlayışı olarak yerleşmiştir. Benchmarking kavramının ana çıkış noktası her işletmenin diğerinden iyi durumda olan en az bir yönü olduğu ve bu yönün kullanılmasıyla verimliliğin artırılabileceği mantığına dayanmaktadır. Aslında Japonya’da benchmarking’e eşdeğer olan kavram “Dantatsu” adını almakta ve “en iyinin en iyisi” anlamını taşımaktadır.
Bir Örnek:
Toyota’nın kurucusu, oğlu Eiji Toyoda’yı General Motors, Ford gibi otomobil devlerini incelemek üzere A.B.D.’ye göndermiştir. Eiji Toyoda sadece bu işletmeleri ziyaret etmekle kalmamış, süpermarketlerde bile gözlemlerde bulunmuştur. Süpermarketlerde boşalan rafların geceleri hızla ve ihtiyaç doğrultusunda doldurulmasından etkilenen Toyoda, Japonya’ya dönüşte “just-in-time” ya da tam zamanında üretim, sıfır stokla çalışma olarak adlandırılan sisteminin ilk uygulamalarını başlatmıştır.
1980’lerden sonra başta ABD olmak üzere bütün batıda yaygınlık kazanan benchmarking yöntemi, bugün de dev işletmeler tarafından kullanılmaktadır. Bunların başında ise Dell Computer ve General Electric (GE) gibi şirketler gelmektedir.
Benhmarking’in uygulama kuralları ise şunlardır:
- Hukuka uygun bir şekilde çalışmak
- Almış olunan bilgi kadar diğer şirkete bilgi vermek
- Gizliliğe saygılı olmak
- Bilgiyi şirket içinde tutmak
- Benchmarking ilişkilerini kullanmak.
- İzinsiz alıntı yapmamak
- Baştan hazırlıklı olmak
- Beklentileri anlamak.
- Beklentilere uygun olarak hareket etmek.
- Dürüst olmak
- Hedef doğrultusunda hareket etmek.
Söz gelimi, bir perakendecinin, muhtemelen rekabet içinde olunmayan başka bir şirketin işletmesini inceleyerek,örnekten öğrenmesi,bunu kıstas alması şeklinde de özetleyeceğimiz Benchmarking’in üst yönetimden destek görmesi için şirket içinde çok iyi tanıtılması gerekir. Bu tanıtımlar şu adımları içermelidir:
- Öncelikle üst yönetime Benchmarking konusu ve faydaları hakkında bir anlatım yapılmalı;
- Maliyet analizi içeren bir model oluşturmalı,
- Başarıyı garantileyici bir pilot marka seçilmeli, bunlar yönetime rapor edilmeli,
- Çalışma sonucunda tavsiye edilen değişikliğinin yapılması,
- Uygulamanın sonuçları da pilot pmarkaya veya projeye uygun olmalıdır.
Kısaca literatür taramasından bahsettiğim Benchmarking, ülkemiz şartlarında şöyle algılanmaktadır:
Bir işletmenin kendi sektöründen veya dışından (Rakibi olmamak kaydıyla) başarılı bir kuruluşu referans alarak karşılaştırma yapması ve daha iyi olmaya çabalamasıdır. Aynı sektörde çalışan şirketlerin birbirlerinin ürünleri üzerinde yaptığı inceleme, piyasa araştırması, pazarlama taktiklerinin belirlenmesi gibi etkinlikler; bir şirketin rakiplerinin üretimden yönetim şekline kadar tüm yöntemleri detaylı olarak incelemesi ve kendi şirketine adapte etmesidir.
Genellikle pazarlama derslerinde okutulan örneklerdeki Pepsi’nin Coca Cola’yı takip etmesidir. Mesela Coca Cola, “Zero” adlı ürünü çıkarıp, iyi bir satış grafiği elde edince, Pepsi de “Max” adlı ürünüyle piyasadaki yerini almıştır. Benzer yaklaşımı, ülkemizde Ülker, kendi içindeki iki markayla sürdürmektedir. Ülker Bizim, Knorr’u; Ülker Cafe Crown ise Nestle’yi takip etmektedir.
Bir anlamda, kalite yönetimi ve iyileştirme tekniği olan Benchmarking yöntemi, iyi değerlendirildiğinde, bir firmanın kendi sektöründeki diğer şirketlerle arasındaki durumunu görmesini sağlar.
Yani; Benchmarking, başka bir firmanın ya da markanın bir yönden bizimkinden daha iyi olabileceği gerçeğini kabul etme mütevaziliğidir. Onu nasıl yakalayıp, geçebileceğini öğrenme ve deneme ustalığına da sahip olmaktır.
Çünkü, “Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam, başkalarının da aklını kullanır” …
Kaynak: YTÜ ders notlarından yararlanılmıştır.