Koronavirüs pandemisi Mart 2020’den bu yana tüm dünyada insanların yaşamını, alışkanlıklarını büyük ölçüde değiştiriyor. Giyim, alışveriş, yemek gibi ihtiyaçların yeniden tanımlandığı bu uzun süreç, “ihtiyaç” olarak anılan birçok şeyin artık temel gereksinim olmaktan çıktığını, daha önce pek önemsenmeyen konu başlıklarının bugün yaşamsal ihtiyaçlar arasında sayıldığını ortaya koyuyor. Ayrıca yaşanan dönüşüm sosyal alanda da yepyeni bir anlayışın ve farkındalığın kapısını aralıyor.
Giyim Alışkanlıkları Baştan Yazılıyor
Korona ile beraber evde daha çok zaman geçiyor. Dışarıda geçen zamanın kısıtlanması ve evde hayatın tüm gün içinde daha çok yer alması giyim alışkanlıklarını değiştiriyor. Rahatlığın daha fazla ön planda olduğu kıyafetler geçtiğimiz sezonlara göre çok daha fazla tercih ediliyor. Eşofman takımlar, yürüyüş ayakkabısı gibi sportif modeller, oversize kesimler günlük hayatın vazgeçilmezleri arasında yerini sağlamlaştırıyor. Ayrıca pandemi ile doğaya, sürdürülebilirliğe ve geri dönüşüme dair farkındalığın artması da alışkanlıklar üzerinde etki gösteriyor. Yüzde yüz doğal kumaşlar, geri dönüşümlü kıyafetler, doğal boyalar tekstil alanında daha çok rağbet gören ürünlerin başında geliyor. Tüm bunlara ek olarak içinde hayvansal ürün bulundurmayan vegan tasarımlara olan arzu da artıyor, markalar vegan ürün yelpazesini hızla genişletiyor. İnsanlar artık erkek veya kadın sandalet alırken, “vegan mı?” sorusunu markalara soruyor.
Gıda Tüketimi Başkalaşıyor
Yemenin doymayla eş sayıldığı, hızlı yemek kültürünün geliştiği modern yaşamda pandemi ile beraber sağlığa gösterilen özen de artmaya başlıyor. Yemeğin daha sağlıklı olması için kullanılacak malzemeler, doğal ve organik sebze ve meyveler, katkısız içerikler tüketiciler için daha çok önem kazanıyor. Gıda takviyelerinin kullanımındaki artış, kişilerin kendilerine ve sağlıklarına gösterdikleri dikkat ile beraber yükselmeye devam ediyor. Adeta hızlı bir bilinçlenme evresine geçilen yeme ve içme alanlarında, sağlıklı yaşam prensipleri her geçen gün daha çok kişi tarafından kabul görüyor. Markalar hızlı tüketim ürünleri yerine doğal ürün çeşitlerine yatırım yaparak artan talebe yanıt vermeye çalışıyor.
Yaşam Alanlarında Önemsenen Özellikler Değişiyor
Şehrin merkezinde ama küçük olan, güneş almayan evlerde oturan insanlar, pandemi ile beraber evde daha çok vakit geçirdikçe yaşam alanlarında değişikliğe gidiyor. Şehrin daha dışında ancak önü açık, ferah, doğayla iç içe, balkonlu, bahçeli ve konforlu evler ihtiyaç haline geliyor. Yaşam alanlarında çok eşyanın bulunması kuralı, değişen ev hayatıyla beraber yerini sadeleşmeye bırakıyor. Daha az eşya, daha ferah ev ve daha doğal bir yaşam insanların günlük yaşamında kalıcılaşmaya başlıyor. Topuklu ayakkabılarla plazada dolaşan insanlar bugün rahat kadın terlik modelleri ile bahçeli evlerinde yaşam hayali kuruyor.
Kişisel Bakımda Beklentiler Değişiyor
Doğal olana dönüş kişisel bakım alışkanlıklarını da değiştiriyor. Hayvanlar üzerinde test edilmeyen ürünlerin, vegan içeriklerin, %100 organik bakım malzemelerinin raflardaki yeri, gün geçtikçe artıyor. İnsanlar artık bir krem alırken bile pahalı bir parfüme gösterdiği özeni gösteriyor ve inceliyor, araştırıyor. Uluslararası sertifikalar, kalite belgeleri, bağımsız denetim şirketlerince verilen onaylar ürünler için artık çok daha önemli, tüketici için yönlendirici oluyor. Kullanıcılar uzman önerilerine, kanaat önderlerinin yorumuna her zamankinden daha çok dikkat ederek “doğal” olana dair rehber arayışlarına yanıt bulma heyecanı yaşıyor.
Cinsiyetsizleşen Yaşam, Flulaşan Ayrımlar
Pandemi ile beraber insanlar, herkesin insan olduğu ile yüzleşerek yaşam alışkanlıklarında yeni bir sayfa açıyor. Moda dünyasında art arda cinsiyetsiz koleksiyonların baş göstermesi, dünyada art arda ayrımcılığa karşı hareketlerin görülmesi, akademik alanda cinsiyet ayrımlarına karşı yayınların çoğalması, dünyada sosyal konularda da büyük bir farkındalığın ve yeni bir toplumsal sözleşme ihtiyacının işaretini veriyor.