Kurban mısınız? Kurtarıcı mı?

Bazı insanlar vardır dünyanın bütün terslikleri onları bulur. Kendilerini şanssız ve mağdur hissederler. Başlarına ne gelirse gelsin, kendi inisiyatiflerinin dışında geliştiğini savunurlar. Yani kurban psikolojisi içindedirler. Mağduriyetlerini ifade ederlerken, suçlayacakları birilerini ararlar. Uğradıkları haksızlıkları anlatarak, herkesin onların bu durumlarını onaylamasını ve anlayış göstermesini isterler. Bu durumda kendilerine düşen payı da es geçerler.

Etrafınıza baktığımızda benzer yapıda insan görebiliyor musunuz?

Kurbanlar, genellikle dışarıdan destek almak isterler, durumlarını kurtaracak  birilerini ararlar. Bir de ihtiyaç duyulmaya ihtiyaç duyan kurtarıcılar vardır. Kurtarıcılar da ne tesadüftür ki, kurban modunu benimsemiş kişilerin hemen yanı başlarında, yardım için daima hazırdırlar.

Hayat denilen oyunun içindeki terazi, burada oynamaya başlar ve denge düzeni bir yukarı bir aşağı hareket eder.  Kurban ve Kurtarıcı arasında gizli bir anlaşma vardır. Bedeli her ikisi için ağır da olsa, birbirlerinden beslenirler. Her ikisinin de diğeri tarafından yönetildiğini anlamadan.

Kurtarıcıları manipüle etmek çok kolaydır. Güçsüzlüğümüzü sergileyerek kurtarıcımızın gücünün ruhunu okşamak yeterlidir. “Ben yapamıyorum, sen yaparsın” yani “Ben yeterince iyi değilim, sen iyisin” mesajı yankılanır ve süper kahramanlar hemen kendilerini göstermek için belirir sahnede.

Eğer kurbanlarının beklentileri, kurtarıcıları tarafından karşılanmazsa, bu sefer oyun tersine döner ve terazinin ağırlık noktası diğer tarafa teslim edilir. Kurban suçlamaya başlar ve kurtarıcı kurbanı tarafından mağdur durumuna getirilir.  Kurtarıcı kendini savundukça, suçlama artar ve kurtarıcı gücünü az önceki kurbana teslim eder. Kurtarıcı yaptığı kahramanlıkları doğrultusunda beklediği takdiri alamazsa, suçlama sırası kurtarıcıya geçer ve mağduriyetini çırpınarak anlatır. Hayat denilen oyuna dışarıdan baktığımızda, kurban, kurtarıcı ve suçlayıcı kendi içinde çözümsüz bir döngü yaşar ve şu soru belirir: Hayat oyununda bir cellat var mıdır?  Varsa, cellat kimdir?

Kurban, hayatındaki gelişmeler konusunda kendi sorumluluğunu almayarak kendi celladı olmuyor mudur?

Kurtarıcı, kendini daha üstün görerek fedakarlıkları karşısında üstüne vazife olmayan konulara müdahale ederek, kendi celladı olmuyor mudur?

Kendini bütün etkenlerin dışında tutarak, sorumluluğu başkasına yükleyerek, sürekli başkalarını suçlayan kişi kendi celladı değil midir?

Tüm bu roller hepimizin içinde var mıdır?

Hayatta, celladı etkisiz hale getirmenin tek yolu, suçlayan, mağdur ve kurban rolünü fark ederek, sorumluluk almaktır. Kurtarıcı da ihtiyaç duyulmayı ihtiyaç halinden çıkarıp, sadece kendi sorumluluğunu almalı. Başkalarının taşıyabilecekleri sorumlulukları kendilerine bırakmalıdır.

Hayatımızın hayal kırıklığıyla sürmesini istemiyorsak, kendi hayatımızdaki döngüleri fark edip, kendi celladımızı etkisiz hale getirmenin zamanı gelmedi mi?

İşte şimdi sorumluluk al ve gelişim adımlarını at.

  • Yapabileceklerini küçümseme ve harekete geç.
  • Başla. Yapabileceklerine kendin de şaşıracaksın.
  • Küçük adımların toplamı büyük bir adıma dönüşür.
  • Bil ki, bir kişi bile yapabildiyse sen de yapabilme potansiyeline sahipsin.
  • Mağduriyetine takılma.
  • Neden benim başıma geldi yerine, nasıl çözebilirime odaklan.
  • “Başıma gelen bu olayda benim payım ne?” diye sorarak kendine, tekrar etmemesi için çaba sarf etmeye başlamış olmaz mısın?
  • Suçlamak, hiç bir şeyi düzeltmez, aksine kendi inisiyatifini ortadan kaldırır. Bu durumda başkalarına bağımlı kalmak bizi ne kadar mutlu edebilir?
  • Hep aklında tut, suçladığın kişiyle görünmez bir bağın vardır ve o seni yönetir.

Sevgili kurtarıcı, sen de kurbana yardım etmeden önce bir kere daha düşün. Sorununu kendisi çözebilir mi? Çözebiliyorsa onun elinden o gücü alma.

Kontrolü elde tutmak ilk zamanlar gururumuzu okşar, kibrimizi besler.

Başkalarının kendi başlarına alabilecekleri sorumlulukları almak, kendinden bir parça vermektir. Yardım ederek yönettiğini sandığın kişi, aslında seni yöneten kişidir. Yönetildiğini anladığında bu gerçek suratına bir tokat gibi çarpabilir.

Hemen bugün başla! Kurban, suçlayıcı ve kurtarıcı kalıplarını fark ederek harekete geç. Müthiş dönüşümler seni bekliyor.

Aydan Çerçiler

Terranova_Hayat

 

Önceki İçerikOkurun Gözünden: Italo Calvino, Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu
Sonraki İçerikSuçlu “Erkekleri Yetiştiren” Anneler mi?