Sevgili Okurlar, Martıdaşlar
2024’e enerji dolu bir merhaba demenin heyecanını yaşıyorum. Enerjinin hayat olduğunu biliyorum. Nefes almaya devam etmek değil hayat. Hayat düşlemeye devam etmek demek, düşlediklerini var etmek için azimle emek vermek demek. Bu nedenle enerjim güçlendirmek, neşemi paylaşarak çoğaltmak isteğindeyim.
Yeni yıl, sadece takvimde bir değişiklik sunmuyor; aynı zamanda yeni olanı fark etmemizi istiyor. Martı Dergisi ekibi olarak, siz değerli okurlarımıza ilham vermek için buradayız. Burada yaptığımız işi seviyorum. Verdiğimiz emeği seviyorum. Birlikte üretmeyi ve çoğaltmayı seviyorum.
2024 niyetlerimizin çabasını sağlıkla, neşeyle, bitmeyen enerji ile verdiğimiz anlar ile dolsun.
Sevgiyle,
Yasemin Sungur
2024’e Girerken
Ciddi bir süreçten, kolay olmayan zamanlardan geçiyoruz. Deprem gerçeği var… Filistin gerçeği var… Kirlenen sular, yanan ormanlar, kalpleri yangın yeri olmuş insanlar var… Birilerinin tek derdi, yılbaşı ağacına istediği süsleri bulamamakken, beklentisi sadece ‘hayatta kalmak’ olan çocuklar var… Yanı başımızda bir katliam var. Görmezden gelen bir dünya var.
Hani tam da “Söylesem tesiri yok, sussam gönlüm razı değil,” cümlesinin isyanı var… Var da var…
İşte 2024’e böyle bir toz bulutu içinde giriyorum sanki. Neler oldu neler bitti diye düşünürken bir yaş daha aldığımın, acısıyla tatlısıyla yaşadıklarımın, dünyada olan bitenin farkına varmaya çalışıyorum. Ve şunu anlıyorum: Kimsenin cevabı kimseye yetmiyor. Kimsenin ilacı bir başkasına derman olmuyor. İnsan görerek, yaşayarak, kanayarak kendi kendine bazı şeyleri anlıyor. Ayakta durmayı, metanetli olmayı ve en çok da sabırlı olmayı öğreniyor.
Nasıl geçerse geçsin, sevgileri, ümitleri ve aydınlık günleri anmak da var… İşte 2023’ün o günlerini özenle saklıyorum. 2024’de de böyle günlerin daha çok olmasını diliyorum. Ve içimden bu yıllara kadar beraber geldiğim herkese bana kattıkları için teşekkür ediyorum.
Bir şeylerin düzeleceğine inanmak istiyor, iyi haberler alacağımız bir 2024 olmasını temenni ediyorum.
Zeynep Kıyak
Son senelerimizde her şeye rağmen, her şeyle birlikte umut etmeyi hiç bırakmadık biz. Çok üzüldük, öfkelendik, hayal kırıklıkları yaşadık, çaresiz hissettik ama pes etmedik. Olan iyi şeylerde de tek yürek sevindik. Gelecek için iyi temenniler ve hayaller bizi yaşam içinde hep dik tuttu. Şimdi 2023’e veda ederken yine o güç ve umut ile donanıyoruz sevgili okuyucularımız.
Dilerim ki 2024 tüm dünyaya, ülkemize, hepimize esas olanın ne olduğunu idrak ettirebilsin. İnsanı, hayvanı, doğası ile bütünlüğü hissedelim, sevgiyi, saygıyı karşılıklı verebilmeyi, mutluluk sebebi olabilmeyi, zorluklar çıkartmamayı başarabilelim. Herkesin payı olduğu bu dünyada, herkes o paya razı olsun. Kıymet bilsin…
Burada sizlerle duygudaş olmaktan dolayı mutlu ve gururlu olduğum bir 2023 oldu benim için. Umarım 2024 de böyle olur. Faydasız olan her şeyden arınır, daha aydınlık yollara ilerleten yeni adımlar atarız beraber.
Kendimize ve birbirimize iyi bakalım.
Martı’da buluşalım :)
Sevgimle.
Gaye Elmas Ünver
Yeni Yıl Dileklerim
Her sene olduğu gibi bu sene de yeni yıldan güzel şeyler bekliyorum ben ama bu defa kaybettiğimiz güzel şeyleri de geri istiyorum. Nezaketi geri istiyorum mesela, onun yerine kibir ve kabalık eski yılda kalsın. Emeğe ve çalışmaya verilen değer geri gelsin, kısa yoldan zengin olma hayalleri, düzenbazlık, katakulli işler eski yılda kalsın. Sanata, bilime, bilgiye değer verilen günler geri gelsin, cehalet ve hurafeler taşınmasın yeni yıla. Yardımlaşma ve dayanışmanın önemsendiği zamanlar da geri gelsin ama fırsatçılık, uyanıklık, başkası kaybederken kazanmak düşüversin yakamızdan, geçmişte kalsın. Eski Türk filmlerindeki haksızlık karşısında dimdik ayakta duran aile de geri gelsin, kavga dövüş gırla giden filmler eskilerde kalsın. Yerli malı haftası da geri gelsin, kendi tohumunu bile yetiştirmenin yasak olduğu günler eski senede kalsın.
Yaz aylarında berrak sularında yüzelim boğaz’ın tıpkı çocukluğumdaki gibi çayırlarda koşalım, ağaçlara, kediye, köpeğe sarılalım, sahip çıkalım, tıpkı eskisi gibi…
2024’de eski yeni tüm güzel şeylere kapımızı açalım. Kim bilir belki bir bir geri gelirler.
Arzu Tülümen
Konuşan Hikayeler; Rövanş Vakti…
Her yer yeni yıl telaşesi… Evet evet yanlış okumadınız telaşe; çünkü yaş ilerledikçe yılları kovalamak, yaş almak zorlaştı arkadaşım. Yeni yıl bebeği olarak yaş alırken ömrümden, bu sene yaşadıklarım geçti gözümün önünden. Şimdi daha temkinliyim, bilmiyorum hem umuda daha sıkı sarılıp hem de korkuyorum. İtiraf etmem zor oldu ama her yeni sene yaklaştıkça buruk sevinçlerin demini daha güzel içer oldum. Vallahi ben yeni yıl için heyecanlıyım zamanlarım çoktan geçti. Şimdi hem heyecanlıyım hem de aman fazla heyecan yapıp tansiyonu oynatmayayım derdi bende. Kısaca hayata daha bir sıkı sarılıp her yılın değil her anın değerini yaşamak lazım. Çocuk gibi şen şakrak sevin kucaklayın gelecek yeni yılı. Öfkenizi, hayal kırıklıklarınızı atın geçmiş yılla beraber ve asın yeni yıl umutlarınızı çam ağaçlarına. Hazırlanın gelecek tüm yeni günlerin iyi kötü telaşlarına…
Geçen bu senede hayat benle epey bir dalga geçti şimdi yeni yılda rövanş vakti…
Burcu Ertürk
Hikâye Sultan Süleyman ve çok sevip saydığı süt kardeşi Yahya Efendi arasında geçer. Malum devir kerametler devri ve Yahya Efendi’nin Hızır Aleyhisselam ile görüşmeleri halk arasında meşhur. Sultanımız Yahya Efendi’den ricacı olurmuş; “Bir ihsan buyursanız Hızır Aleyhisselamı biz de görsek.” Yahya Efendi ise bu ricaya genelde bir tebessümle karşılık verirmiş.
Bir gün apar topar Sultan Süleyman’a haber uçurulur, Yahya Efendi kendisini beklemektedir. Süleyman süt kardeşini tanımadığı bir şahıs ile mütevazı bir sandalda bulur, açılırlar. Tam sandal hareket edeceği esnada bilinmeyen zat, Sultan’ın parmağındaki elmas taşlı yüzüğü işaret eder. Sultan yüzüğü zatın avuçlarına bırakınca alıp denize fırlatır. Kanuni şaşkın. Bakar Yahya Efendi’den ses yok, ses etmez. Kuruçeşme dolaylarında kıyıya yanaştıklarında zat-ı muhterem elini suya daldırıp Kanuni’ye yüzüğünü geri uzatır. Kanuni yine şaşkın, süt kardeşine “Bu hâlin hikmeti ne ola ki?” diye sorar. Yahya Efendi eliyle sandalı işaret eder, sandal boştur: “Hızır Aleyhisselam’dı, neden konuşmadın?”
Dilerim 2024 fırsatları görüp değerlendirebildiğimiz bir sene olur…
Şeyda Bodur
Yeni Yılda Yeni Başlangıçlar
Bu yıl her yıldan farklı geliyor bana.
Dünyanın aurasında bilinçli olarak ağırlık yaratmak istendiğini düşünüyorum, elbette hayat dört dörtlük de değil ancak bunun yanı sıra ekranlar, toplumlar, salgınlar ile kaygı penceresinden bakmamız birilerinin işine yarıyor da bize zarar veriyor gibi.
Bize kalan güzelliği de elimizden almak istercesine zorluk ön planda gösteriliyor.
Oysa ki her şey gibi dünya da yin-yang, iyi-kötü dengesinde kalıyor. İyi kötüyle, kötü de iyiyle varlık gösterebiliyor.
Bunun farkında olduğumuzda her kötüden iyiyi ayırt ettikçe her şey daha güzel olacak.
Kalpten akan duygu ve düşünceler dünyaya yansıyor bu nedenle kaygıdan çok çözümlere, iyiliğe, hafifliğe, yardımlaşmaya odaklanalım, iyiyi yükseltelim, dengeye getirelim dünyamızı. Bu bizim yaşama bakış açımız olsun.
Yeni yıl kış mevsimiyle girer hayatımıza, dileğim tüm zorluklar doğayla uyusun, bahar geldiğinde neşe, sevinç, mucize ve başarının dallarına su yürüsün, filizlensin umutlar. Son nefese kadar hayatın tüm güzelliklerini yaşamaya ve anlatmaya gönüllüyüm. Ya sen dostum, seçimini yaptın mı?
Semra Çetin
Sadece 365 günün olsaydı?
Tabii ki 1 dakika sonranın garantisi yok. Ancak sadece 365 günün kalsaydı ve bunu nasıl değerlendirirdin?
Yine kızar mıydın sebepli sebepsiz?
Affedemediğin kimseler olur muydu?
Sabah içtiğin bir güzel demli çayın tadını daha keyifle yudumlar mıydın?
Çıtır çıtır bir simidi yerken susamları yere saçar mıydın? Simidini yine martılarla vapurda paylaşır mıydın?
Pırıl pırıl bir denize girip gözlerini açar mıydın, balıklarla yüzer miydin?
Şehirde hiç gitmediğin yerleri keşfetmeye çalışır mıydın?
Sana katkıları için uzun süredir düşündüğün ama arayamadığın insanları teşekkür için arar mıydın?
Yine hevesle okur muydun?
Sosyal medyada saatler geçirir miydin, yoksa daha çok dost sofralarına mı oturmayı seçerdin?
Çiçek yetiştirir miydin?
Günlük yazar mıydın? Duygularını gün ve gün takip eder miydin?
Sevdiklerine onları adeta içine sokacak kadar sarılır mıydın?
Yağda yumurtaya taze ekmeğini banar mıydın?
Balığın yanına bir duble de rakı eşlik eder miydi?
Yaşadığın her an için şükran dolu olur muydun?
Uzun zaman sonra bir mektup yazar mıydın?
Eski fotoğraflarını eline alıp bakar mıydın?
Yeni yıl için yine için umutlu dolar mıydı?
Anıl Akın
Yeni yıl mesajı yazarken önce bir geçtiğimiz yılın analizi yapılır genelde. Kötü geçen günleri önce; sonra da iyi olarak hatırladığımız birkaç olay anlatılır ve ‘yeni yıl yeni yıl yeni yıl herkese kutlu olsun’ diye ilkokul şarkısıyla bitirilir. Geçen geçti, geriye dönüp sadece bunlardan aldığımız dersleri özümsemek yeterli.
Şimdi ünlü ressam Bob Ross’un resim yaparken anlattığı gibi: Bir yıl hayal edin “Şuraya birkaç ağaç çizelim yanına da birlikte keyifle, huzurla oturan dünya insanları, belki yaşayacağımız en güzel yıldır. Belki mutluluk o kadar da uzak değildir.” Bu yıl kendi resminize neler eklemek isterseniz hepsi hayatınızda yer bulsun…
Aynaya yansıyan sadece dış görünüşünüzü değil, gözlerinizin ardındaki ruhunuzu da görüp sevmenizi dilerim…
Sevgilerimle…
Dilek Güney
Heybemde umut dolu 365 gün var.
Geçen yıl ki gibi iddialı sözler söylemeye bu kez hiç niyetim yok…
Aklıma gelen her konuda olumlu düşünmeyi seçiyorum ve hayatın bana kolaylıklarla geleceğine inanıyorum. Hepimize öyle olsun.
Sağlık, mutluluk, huzur dolu; hayallerimizin gerçeğe dönüştüğü bir yıl olsun…
Elif Alim