Mobbing Kavramı Üzerine Söylenecek Ne Çok Şey Var

Çalıştığınız işyerinde veya sürekli olarak bulunduğunuz ortamda;

Sizinle iletişime geçen yoksa,

Arkanızdan çok fazla dedikodunuz yapılıyorsa,

Hakkınızda söylentiler varsa,

Sizinle alay ediliyor, söylediklerinizle dalga geçiliyorsa,

Sözleriniz sürekli kesiliyor ve sizi kimse dinlemiyorsa,

Fiziksel, sözel ya da cinsel anlamda bir taciz söz konusuysa,

Sürekli kapasitenizin üzerinde iş veriliyor yahut sizin yapmanız gereken işler verilmiyor, çalışmanız engelleniyorsa,

Yetenek ve kapasitenizi göstermenize izin verilmiyorsa,

Kendinizi ifade edecek, savunacak söz hakkı tanınmıyorsa,

Dolaylı yoldan başarılı olmanıza mâni olunuyorsa,

Tüm bunların birkaçı sizi psikolojik ve fizyolojik yönden etkiliyorsa

Yaşadığınız durumun adı Türkçede “bezdiri, yıldırma” anlamına gelen mobbing’tir.

Mobbing’in Tarihçesi: İşyerindeki mobbing’in kavramsal açıdan tarihi çok eski olmasa da yine de nasıl ortaya çıktığına bakmakta fayda var: İngilizce bir kavram olan mobbing ilk kez 1960’lı yıllarda K. Lorenz tarafından hayvanların bazı hareketlerini açıklamak için kullanılmış, daha sonra Dr. Heinemann 1972 yılında yaptığı araştırmada mobbing kelimesini kullanmış, 1980’lerde Alman psikolog Heinz Leymann mobbingi iş hayatında psikolojik terör olarak tanımlamıştır. Devam eden yıllarda mobbing birçok kişi tarafından farklı ülkelerde araştırılmış, nedenleri, belirtileri, süreci ve sonuçları geliştirilmiştir. Mobbing konusuna verilen önemin artmasının temel nedeni, mobbingin nedenlerinin ve sonuçlarının daha açık bir şekilde ortaya konulmasıdır.

Mobbing’in Tanımı: Literatürde, mobbing kelimesinin yerine psikolojik taciz, zorbalık, duygusal istismar, işyeri terörü, psikolojik terör ve istismar kelimeleri de kullanılmaktadır. Bu bağlamda mobbing; “bir veya daha fazla kişinin, başka insan(lar)a karşı iyi niyetli olmayan hareketlerde ve imalarda bulunduğu, alay ettiği, itibarını zedeleyici hareketlerde bulunduğu ve bunları ahlak dışı yöntemlerle sistematik bir biçimde uyguladığı psikolojik bir terördür” şeklinde tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle mobbing, bir veya birkaç çalışanın hedef seçildiği, seçilen hedefin çaresiz bırakılarak işten ayrılmalarına zorlandığı düşmanca tutum ve davranışlardır.

Ne Oluyor Da Mobbing Yapılıyor?

Türkiye’de mobbing ile ilgili sayısal veriler olmasa da birçok iş kolunda yaygın olarak var olduğu biliniyor. Kimse, her zaman “zorba” veya her zaman “hedef” olmaz.

Peki ne oluyor da bazen bazı insanlar birdenbire zorbalaşabiliyor veya birileri hedef seçilebiliyor? Zorbalık yapanların başka iş arkadaşlarına veya yanlarında çalışan başka kişilere karşı daha olumlu tavır takındığı, destekleyici olduğu da görülebiliyor. Hatta onları zorbalık (mobbing) yaparken görenler bile bu durumlarına şaşırabiliyorlar.

Genel olarak bakıldığında mobbing yapanların kişilik özellikleri birbirine çok benzer. Bu kişiler çoğunlukla önyargılı, kendi kurallarının geçerli olmasını isteyen, kendini seven, kendini önemseyen ve başkaları tarafından da önemsenme ihtiyacı duyan kimselerdir. Narsist mobbingcilerin kişilik özelliklerinde ön plana çıkan en belirgin unsurlar şöyledir:

  • Kendini özel ve önemli görmek
  • Empati kuramamak
  • Kin/öfke ve kıskançlık duyguları
  • Özgüven/özsaygı duygusu ve başkalarından övgü beklentisi
  • Eleştirilere aşırı duyarlılık
  • Menfaatçilik
  • Aşırı derecede tutkular
  • Başkalarına bağlı olma acziyet.

Narsist mobbingciler, duymak istemedikleri acılarını ve kabulünü reddettikleri iç çatışmalarını, bir başkasına yükleyerek, adeta kendi dengelerini bulmaya çalışırlar. Kendilerini büyük güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve mükemmel bir varlık olarak gördükleri için, her şeyi hak ettiklerine inanır; kurbanlarına karşı küstah, kendini beğenmiş davranış veya tutumlar sergilerken acımasız olurlar. Bu tarz bir kişilik yapısına bürünenler üstünlük duygularını öne çıkarma, herkes tarafından beğenilme ve yaptıkları herhangi bir iş için abartılı bir şekilde övülme ihtiyacı hissederler. Bekledikleri hayranlık ve takdiri kendilerine göstermeyenlere karşı yine aynı oranda acımasızdırlar. Başkaları onları hafife alır, eleştirir veya yenilgiye uğratırsa, aşırı bir öfke, öç alma duygusu ve kızgınlık hislerine kapılırlar. Her daim özel işlem görme beklentilerini canlı tutarak hukuk ve ahlak kuralların üzerinde olduklarını düşünür, etik kuralları umursamazlar.

Bu önemsenme ve güç isteği, onların başkalarını ezip aşağılamasına sebep olur. Aynı zamanda eleştiriye olan tahammülsüzlükleri de bu kişileri zorbalığa iter. Mobbing yapan kişi, çalışanı aşağılayarak onun kendisini yetersiz ve başarısız hissetmesini sağlayıp, tatmin olur ve başkasının üzüntüsünden kendini iyi hissetmeye çalışır. Bir anlamda karşısındakine ‘haddini bildirerek’ (!) kendini iyi hissetme duygusu artar ve davranışları süreklilik kazandığında bu davranışlar bir tacize dönüşür. Mobbing’e maruz kalan kişi itiraz ettikçe ya da karşı koymaya çalıştıkça mobbing’in dozu da artmaya başlar.

Mobbing yapan kişiler, çoğunlukla yönetici pozisyonunda olduğu için kendi etkilerini çevrelerinde çok iyi bir biçimde kullanabilirler. Böylelikle de mobbing, maruz kalan için dayanılmaz bir hale gelir.

Kimler Mobbinge Hedef Olur?

Mobbing’de herkes hedef olabilir gibi düşünülse de aslında her zaman herkes hedef olmaz. Bazı özelliklere sahip olan kişiler, daha çok hedef haline gelebilmektedirler. Çoğunlukla kavga gürültü sevmeyen, çatışmak istemeyen, hakkını aramayan, olumsuz bulduğu durumları ve rahatsız olduğu şeyleri söylemeyen kişiler, mobbing yapanlar için oldukça kolay hedeflerdir. Bu kişiler kendilerine yapılan mobbing’e itiraz etmeyip özellikle yöneticilerine karşı da herhangi bir şey söylemezler. Fakat pasif bir direnişte bulunurlar. Onlar pasif direnişte bulundukları zaman da mobbingin dozu artar. Haklarını aramadıkları ve bu konuyla ilgili şikayetçi olmadıkları için de mobbing onlar için dayanılmaz bir hâl almaya başlar.

Mobbing’e hedef olan diğer grup da tam tersine davranışları olan yani hakkını arayan, konuşan, başarılı, çatışmaya girmekten çekinmeyen gruptur. Hırslı, göze girmeye ve etkin olmaya çalışan bu kişiler de mobbing yapanın dikkatini çeker ve onları tehdit olarak algılamaya başlar. Dolayısıyla bu kişiler işyerinde daha başarılı, daha iyi olmaya çalışırken, terfi almak için çabalarken mobbing’in hedefi haline gelirler.

Dünya geneline ve ülkemize de bakıldığında ne yazık ki kadınlar hem zorba erkeklerin, hem de zorba kadınların mobbing’ine uğramaktadır.

Mobbing ile nasıl mücadele edilir?

Mobbing gerek işyeri gerekse kişi için oldukça önemli bir meseledir. Birçok ülke bu konuyu ciddiye alarak kanunlarına mobbing konusunu dahil etmiştir. Ülkemizde de İş Kanunu’nda mobbing yasası oluşturulmuştur. Ancak mobbing’den korunmak ve mobbing ile mücadele etmek için sadece kanuna başvurmak yeterli olmamaktadır.

Bireysel olarak mobbing ile mücadelenin ilk adımı; bu konuda bilgi sahibi olmaktır. Ardından size sürekli olarak mobbing yapıldığını düşünüyorsanız bu konudaki rahatsızlığınızı arkadaşlarınız ve yetkili kişilerle paylaşmanız; size işle ilgili yapılan uyarıları da yazılı biçimde istemeniz gerekir. Uzmanlar, kişisel olarak mobbing ile mücadele edebilmek için:

  • Hayır demeyi öğrenmeyi,
  • Yapılan haksızlıklara itiraz etmeyi bilmeyi,
  • Rahatsız olunan durumları dile getirmeyi,
  • Gerekirse psikolojik destek almayı,
  • Kendinizi geliştirmeyi önermekteler.

Diğer taraftan mobbing’in engellenmesi için işyerlerinin de yapması gerekenler bulunmaktadır. Yönetimin şeffaf olması, işletme içi denetimlerin ve eğitimlerin çift yönlü değerlendirilmesi, önerilen çözümlerden bazılarıdır. Gözden kaçırılmaması gereken bir nokta; yasa karşısında sadece mobbing’i yapan değil, o işletmenin de sorumlu tutulduğudur.

Sonuç olarak birçok yanlış davranışta olduğu gibi mobbing’i de engellemenin yolu çocukluktan itibaren bazı kural ve davranışları öğrenmekten geçmektedir. İnsan, çocukluğundan itibaren başkalarını ezerek yükselmenin sürekli olmayacağını ve bunun yanlış bir davranış olduğunu bilmelidir. Başkasını ezerek yükselmenin vermiş olduğu tatmin duygusu ise, geçicidir ve hiçbir zaman kalıcı olmaz. Kişinin en önemli ilişkisi, kendisiyle olan ilişkisidir. Kendisiyle iyi bir ilişkisi olmayan insanın başkalarıyla da iyi bir ilişki kurması mümkün değildir. Zorba ve narsist davranmak böyle kişilerin kendisini daha iyi hissetmesini geçici olarak sağlasa da kendisiyle olan ilişkilerini hiç bir zaman düzeltmeyecektir. Mobbing’e uğrayan kadar, mobbing yapanların da psikolojik destek alması, kendini tedavi yollarını araması gerekir.

Zeynep Kıyak

Kaynak ve İleri Okuma İçin:

  • Ö. Devrim Günel, “İşletmelerde Yıldırma Olgusu ve Yıldırma Mağdurlarının Kişilik Özelliklerine İlişkin Bir Araştırma”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:12 Sayı: 3, 2010.
  • Dilaver Tengilimoğlu Fatma Akdemir Mansur, “İşletmelerde Uygulanan Mobbingin (Psikolojik Şiddet) Örgütsel Bağlılığa Etkisi”, Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, Cilt: 1 Sayı: 2, 2009.
  • Jale Minibaş Poussard, Meltem İdiğ Çamuroğlu, Psikolojik Taciz İş yerindeki Kâbus, Nobel Yayınevi, Ankara, 2009.
  • Pınar Tınaz, İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), Beta Basım, İstanbul, 2008.

Önceki İçerikGünümüz Anlatısının Geçmişle Buluşması: Saatçi İbrahim Efendi Tarihi
Sonraki İçerikGlütensiz Beslenme Sürecinde Bedenimizle Savaşmaya Son Vermek
Zeynep Kıyak
1981 İstanbul doğumlu, İstanbul aşığı olan bir İstanbullu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halka İlişkiler ve Reklamcılık Lisans, Marmara Üniversitesi Medya Ekonomisi Yüksek Lisans mezunu. Editörlük ve kurumsal iletişim alanlarında üç yıl çalıştıktan sonra, insan kaynaklarına yöneldi, 12 yıldır profesyonel anlamda bu alanda çalışıyor. Çok klişe olacak belki ama “Çocukluğundan beri yazıyor” Ortaokul ve lise yıllarında yazıyla ilgili tüm il düzeyi yarışmalarda önemli dereceler kazandı. Üniversitede TÜHİD’in düzenlediği sosyal sorumluluk temalı yarışmada ekip arkadaşlarıyla “Genç İletişimciler” dalında Altın Pusula ödülünü aldı. Yazmayı bırakmadı. Sabah, Akşam gibi gazetelerde belirli dönemlerde yazıları; Kariyer.net’in blog sayfasında makaleleri yayımlandı. 2011’de Yasemin Sungur ile yolları kesiştiğinden beri Martı’da “Alternatif İK Sözlüğü”nü hazırlıyor. Bunun yanı sıra gündemle ilgili haber yazıları, röportajlar, farklı yazı dizileri üzerine yazmaya devam ediyor. MARTIDAŞ olmayı çok seviyor. Yeni projesi için yakında harekete geçecek ve bu yüzden çok heyecanlı…