“Mükemmel kadın” imajı, kadının cinselliğinden, çalışkanlığından, sosyalliğinden daha da beslenebilmek ve kadının ‘birey olma’ özelliğini iyice hiçleştirmek için oluşturulmuş toplumda gelişmiş bir kavramlar bütünüdür.
Dün bir gazetede magazin haberinde gözüme ilişen haber şöyleydi: “Kızının doğumundan 20 gün sonra fit vücudu ile bilmem kim sahilde göz kamaştırdı.” Ve yine bugün farklı bir gazetenin internet sitesinde resimli haber köşesi doğum yaptıktan kısa bir süre sonra hızla forma giren ünlü anneleri konu ediyordu.
Geçen gece bir finans kuruluşunda müdür olan arkadaşımla mesajlaşırken gecenin o saatinde bir yandan yemek yaparken bir yandan benimle yazıştığını öğrendim. Sebebine gelince çalıştığı için akşam sekiz buçuk gibi evde oluyor çoluğa çocuğa yemek yediriyor, evi toplayarak, askıdaki kuru çamaşırları çekip katlıyor, yeni yıkadıklarını asıyor, ertesi gün için de üç kap yemeğini hazırlıyor, kızının ödevlerine yardımcı oluyor, oğluna hikaye okuyup uyutuyor, sonra ertesi gün giyilecek askıda buruşmuş kıyafetleri ütülüyor sabaha hazır ediyor, yarım saat yürüme bandında yürüdükten sonra – ki o magazin sayfalarındaki anneler gibidir aynı- duşunu alıp cilt bakımını yaparak yatağına yatıyor. Ertesi sabah en banka müdürü ve hayattan tamamen bezmiş haliyle yollara revan oluyor.
Modern dünyada kadınların, seçme, seçilme, eğitim alma ve kariyer yapma hakları artık neredeyse her ülkede var. Her şey resmi olarak tıkırında işliyor. Kadın toplumda kanun önünde bir birey olarak tanınıyor. Ne mutlu. Gelelim toplumsal yaşam ortamlarında bu bireyselleşmelerin modern dünyamıza yansımalarına.
Efendim kadın elbette çalışabilir. Önden buyursun. Ama yaşı gelince evlenmeli, yuva kurmalı, yaşı geçmeden bir çocuk hatta yavrucak yalnız kalmasın diye ikincisini doğurmalı, evde hiçbir desteğe ihtiyacı olmadan evine karşı, çocuklarına karşı sorumluluklarını, eşine karşı sorumluluklarını aksatmadan yürütmelidir. Evlenip çocuk doğurduğunda tıpkı hiç doğum yapmamış gibi eski fiziğine acilen kavuşması makbul olanıdır. Kadın, erkeğin hayalindeki Venüs, anne babasının hayalindeki cici kız, kayınvalidenin hayalindeki hamarat gelin, arkadaşlarının hayalindeki sosyal kadın, çocuğun hayalindeki her anne deyişinde yardım kolu olma görevindedir. Ve ister çalışma hayatında olsun, ister olmasın, ister kendi hayat kariyeri ile ilgili planları olsun isterse olmasın, bu beklentilerle ilgili görevini aksatmamalıdır.
Bu anlatılanlardan sonra kadın çalışma hayatına katıldı, hatta yönetim seviyesine kadar geldi ve sanıyor muyuz ki kadın artık bireydir? Hayır, devirler değişmiştir, uygulamalar yumuşatılmıştır ama kadın halen ikinci cins bir insan evladı olma durumundan bir tık ileri gidememiştir.
Yalnız, buna zemin hazırlayan kabullenen yine biz kadınlarız. Altın oranda vücudu olan bir Venüs olmayıverin de bakımlı, enerji ve sevgi dolu bir kadın olun. Hamarat, mükellef sofralar hazırlayan bir gelin olmayıverin de anne gel bir keyif kahvesi içelim deyiverin. Üç çeşit yemek yapmayıverin de bir çeşit vitaminli ve doyuran bir öğün yapın. Her anne deyişte yardıma koşmayıverin de ev sorumluluğunu küçük yaştan aşılayın. Doğumdan hemen sonra kilo vereceğim derdine düşmeyin de bebeğinizle o güzel ve özel anların tadını çıkarın. “Mükemmel kadın” imajı, kadının cinselliğinden, çalışkanlığından, sosyalliğinden daha da beslenebilmek ve kadının ‘birey olma’ özelliğini iyice hiçleştirmek için oluşturulmuş toplumda gelişmiş bir kavramlar bütünüdür.
“Ben Kadınım”, ama her şeyden önce ben ‘birey’im. Kendimi, şimdiye kadar kadını ikincil duruma sokan uygulana gelmiş tüm normlardan arındırıyorum. Eğitim almak, iş sahibi olmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak benim seçimim. Beraber yaşamayı seçtiğim eşimle sevgimi, hayatımı ve sorumluluklarımı ortak paydada paylaşıyorum. Çocuğum olduğunda ona ihtiyacı olan sevgi ve ilgiliyi gösteriyor yaşı ilerledikçe bireysel sorumlulukları konusunda bilinç veriyorum. Sosyal çevremle olan paylaşım ve iletişimime yeterli zaman ayırıyorum. Kendimi geliştirmek istediğim konularda çalışıyor ve geliştiriyorum.
… ve 8 mart 2015 tarihinden itibaren twitter’ da #benkadınım hashtag’ i ile kadının eşit birey yönüne dikkat çeken sosyal sorumluluk paylaşımına öncülük yapmaktayım. Sizlerin de katılımınızı öneririm. Paylaştıkça çoğalalım.
Y. Didem Pektok
