Bu yıl, kendimi iyi hissetmediğim ve yorgun düştüğüm zamanlarda bana iyi gelen en iyi iki şey oldu, kitap okumak, belgesel ve film izlemek oldu. Biyografi filmlerini izlemeyi daha çok seviyorum. Muhteşem eserler üreten kahramanların hikayelerinin içinde, yaşama, umuda, düşlere dair birçok ipucu buluyorum ve onlara sıkı sıkı sarılıyorum. Gerçek kahramanların yaşamlarıyla verdiği mesajlar, kilitli kapıları açan en önemli anahtarlar gibi geliyor bana.
Hepimiz zor ve hüzünlü bir yıl geçirdik. Zor günleri ve dağılan psikolojimi dost sohbetleri, kitaplar ve filmlerle aşmaya çalışan bir insan olarak, bana iyi gelenleri sizinle paylaşmak istedim. Bir film, bir kitap, bir program, bir müzik ve de bir video önerim olacak sizlere. İzleyenlere ve okuyanlara bir hatırlatma, henüz izlememiş olanlara da bir alternatif olsun.
Chopin’i anlatan Hiç Ummazken (Umpromptu) ve hala izlemeyenler varsa Beethoven’ı Anlamak adlı filmini, Sabahattin Ali’nin İçimizdeki Şeytan adlı kitabını ve bir TRT yapımı olan Portreler Galerisi programını öneriyorum. (Düşünceleri, eserleri ve yaşamları ile yakın tarihimize damgasını vurmuş düşünce adamlarımız, aydınlarımızın biyografilerini muhteşem bir yalınlıkla anlatan bu programın eski kayıtlarını Youtube’da bulabilirsiniz.) Portreler Galerisi’nde Cemil Meriç’ten Sabahattin Ali’ye, Yahya Kemal Beyatlı’dan Ahmet Hamdi Tanpınar ve Cemal Süreyya’ya kadar birçok yazar, şair ve düşünce insanlarının hakkında bilgi alabiliyor ve bilgilerinizi tazeleyebiliyorsunuz. Değerli ustaların birbirinden farklı hikayelerinin kesişen noktalarını, zor dönemlerde nasıl bir inançla var olmaya çalıştıklarını ve her şeye rağmen üretmeden bir an bile yaşamadıklarını görebileceğiniz gerçek yaşam kesitleri, sizin de ilham kaynağınız olabilir.
Schubert’in Seranad’ını, Ahmet Baran’ın Kanun Namına adlı albümünde yer alan Sızı’sını Chopin’in Spring Waltz adlı eserini başucu müzikleri olarak tavsiye edebilirim.
Son olarak Madonna’nın Bilboard Woman in Music 2016 ödül töreninde yaptığı o muhteşem konuşmayı mutlaka izlemenizi öneririm.
Yeni yıla güç veren, ilham sunan gerçek hikayeleri izleyerek girmek; içinizde uyuyan, unutan o gücü hatırlamanızı sağlayabilir. Acıların, hüzünlerin en değerli hediyeler olduğuna ve her üretimde tetikleyen, itekleyen birer yaşam koçu gibi hayatımıza dokunacağına inanıyorum. Belki de bunu, hiç ummadığımız anda ummadığımız bir başarı yakaladığımızda anlayacağız, tıpkı daha önce bu deneyimden geçmiş yüzlerce insan gibi…
Yeni yıla bir kalabalıkla değil de yalnız girecek olanlara önerim ise; yalnızlığınızı öyle bir yaşayın ki yaşadığınız en kaliteli yalnızlık olsun. Çünkü kaliteli bir yalnızlık güçlü bir oluşumun altını harlar.
Öğrendiklerimizi, bizi heyecanlandıran hikayeleri ve fikirleri paylaşabileceğimiz dostlarımız… Onlar hayatımızdan hiç eksik olmasın.
Yeni yıl dileğim, kalbini hep sıcak tutanlarla aynı; çocukların da, büyüklerin de mutlu olduğu bir dünyaya uyanmak. Tüm dileğim bu.
Huzurun, sevginin, barışın, umudun, yeteneklerimizi kullanabilme arzumuzun, inancımızın, heyecanımızın, yani yaşama sevincimizin yükseleceği yeni bir yıl geçirmek umuduyla…
Sevgiyle kalın.
Sevilay Acar