Derya bir teyze, Ece’nin teyzesi. Ece tatlı, koskocaman endamı, meraklı bakışı ile dünya güzeli bir genç kızımız. Ece, şanslı çünkü Derya var. Ece’nin annesi doktor, o yüzden ailenin geçim masraflarına destek olmak için işinden ayrılamıyor ve esnek çalışma Türkiye’de henüz iş kanunu ile bile o kadar desteklenmiyor. Ece, otizm tanısı ile yaşıyor. Özel eğitime ihtiyacı var. Derya, işinden arta kalan tüm vaktini, Ece’nin annesi işten gelene kadar Ece’nin gelişimi için harcıyor.
Her 59 bebekten 1’i otizm riski ile dünyaya geliyor.
Otizm doğuştan gelen gelişimsel bir farklılık.
Tek çaresi ise erken tanı ve yoğun, sürekli eğitim.
Otizmli ailelerin durumu sadece maddi anlamda zor değil. Bu çocukların nedensiz öfke krizlerinde de ebeveynler fiziksel olarak da yıpranabiliyorlar.
Otizmli çocukların haftada 30 saat özel eğitim almaları gerektiğinin ve devletin ayda 8 saat destek verdiğini biliyor muydunuz?
Bu çocuklar, eğitim almadıklarında topluma karışamıyorlar ve ebeveynleriyle birlikte ömür boyu kapalı kapılar ardında yalnızlığa mahkum oluyorlar. Evvelce duyduğumda içim sızlamıştı. Derya ile konuşurken o söylediğinde de yine içim burkuldu. Bu çocukların ebeveynlerinin başına birşey geldiğinde eğitim ve bakım amaçlı gidebilecekleri bir yer yok biliyor musunuz? Akıl hastanesine kapatılıyorlar.
İzmir’de müzikle uğraşan, şarkı söylemeyi seven, müzik eğitimi alan veya alamayan otizm tanılı çocukları ve gençleri biraraya getiren bir dernek var; adı İZOT. Bu amaçla onların sosyalleşmelerini sağlamak, kendilerine olanak verildiğinde neler yapabileceklerini göstermek, ailelere motivasyon sağlamak ve farkındalık yaratmak amacıyla bir orkestra ve koro oluşturulmuş.
Tamamen gönüllülerle çalışan İZOT, dünyada otizmli bireylerden kurulmuş en büyük orkestra ve koro. Bugüne kadar yaklaşık 150 konser vermiş. İlk yurt dışı konserini Nisan 2017’de Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de veren İZOT, Eylül 2017’de Gençlik ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle Macaristan’da düzenlenen Makel Los Sans Tache Festivali’ne Türkiye’yi temsilen katılmış. Ayrıca Budapeşte Yunus Emre Enstitüsü’nde ve Viyana Yunus Emre Enstitüsü’nde de iki ayrı konser vermiş.
Ece çok akıcı ve düzgün konuşamasa da, şarkı söyleyebiliyor. Ece gibi niceleri de.
Şimdi, Derya bu konuda bir şeyler yapmak için kolları sıvadı, biz zumba eğitmenleri de gönüllü olarak ona destek oluyoruz. 14 Nisan’da İzmir’de İZOT’un konseri var, aynı zamanda İzmir’in bu yıl gerçekleştireceği tamamen gönüllü en büyük katılımlı Zumbathon’u olacak. Bu hareketi destekleyip, çocuklarımıza gelecek için ümit verin. Aksiyonsuz farkındalık işe yaramıyor. Farkında olup, dünyayı güzelleştirmeye birlikte adım atalım mı? Hem bir sonraki adımımız belki bu çocukların akıl hastanelerinde yalnız yaşamalarına engel olmak olabilir ne dersiniz?